Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/8072
Karar No: 2020/764

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/8072 Esas 2020/764 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/8072 E.  ,  2020/764 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili ile dahili davalılar Orman Yönetimi, ... ve ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, 10/07/2008 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri ... (...) köyünde yaklaşık onbeş dönüm ve otuzbeş dönümlük iki parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu, 1937 tarihli vergi kaydı bulunduğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adlarına tescilini istemiştir.
    Mahkemece, 12/10/2011 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 28027 m2 ve (B) harfi ile gösterilen 15832 m2 yüzölçümündeki taşınmazlara yönelik davanın kabulü ile davacı adına tapuya tesciline, (C), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen bölümleri hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle Dairenin 27/05/2014 gün 2014/3284-5770 E.K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “...Mahkemece (A) ve (B) harfleri ile işaretli taşınmazların davacı adına tesciline karar verilmiş ise de; delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür. Şöyle ki; hükme esas alınan uzman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın  (A) ve (B) harfli bölümlerinin eski tarihli resmî belgelerde açık renkli orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmiş ve mahkemece, buna göre karar verilmiş ise de; raporda taşınmazların kısmen de orman sınırı içinde kaldığı açıklanmış, kesinleşen orman kadastro haritası uygulamasını gösteren bir kroki eklenmemiştir. Bunun üzerine; Dairenin 11.02.2014 günlü geri çevirme kararı ile bu konuda ek rapor hazırlanması istenmiş, aynı bilirkişiler tarafından hazırlanan ek rapordan; (A) harfi ile işaretli taşınmazın batısında iki parça yerin 2/B alanında; (B) harfi ile işaretli taşınmazın kuzeyinde bir bölümünün de orman sınırı içinde işaretlendiği anlaşılmıştır. Ancak; özellikle (A) harfi ile gösterilen bölümü içinde 2/B alanında kaldığı anlaşılan yerle ilgili çalışmanın 1977 yılında mı, yoksa 2013 yılında mı yapıldığı, kesinleşip kesinleşmediği konusunda bir açıklama bulunmamaktadır. Bu durumda, dosyadaki raporlar hüküm vermeye yeterli değildir.
    O halde; mahkemece, önceki keşiflerde görev almayan uzman bilirkişiler vasıtasıyla yeniden yapılacak keşifte, yöreye ait 1977 ve 2013 yıllarında yapılan orman kadastro çalışmalarına ait haritaların ölçeği kadastro paftası ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, komşu ve yakın komşu parseller ile değişik açı ve uzaklıkta en az 6-7 OS noktası görülecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle,
    çekişmeli (A) ve (B) harfleri ile işaretli taşınmazın hangi bölümlerinin orman, 2. madde veya 2/B sınırı içinde kaldığı ayrı ayrı gösterilmeli, bu bölümlerin yüzölçümleri fen bilirkişiye hesaplattırılmalı, 1977 yılında yapılan çalışmaya konu olan yerlerle ilgili orman kadastrosunun veya 2. madde uygulamasının iptali için gerekli hakdüşürücü sürenin geçtiği düşünülmeli, 27.01.2009 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5831 sayılı Kanunun 5. maddesiyle, 6831 sayılı Kanuna eklenen Ek 10. maddesi uyarınca, Orman Kanununun 20.06.1973 tarih ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi, 23.09.1983 tarihli 2896 ve 05.06.1986 tarihli 3302 sayılı kanunlarla değişik 2. madde birinci fıkra (B) bendi uygulamalarına göre bu tür taşınmazların çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemeyeceği, ancak, Hazine adına tescil edileceği gözönünde bulundurularak bu bölümler hakkındaki dava reddedilmeli, 2013 yılında yapılan 2/B çalışmasına konu bir yer varsa, dava nedeniyle kesinleşmeyeceği ve öncesi itibarıyla orman sınırı içinde kalmış olduğu dikkate alınarak bu bölüm hakkındaki dava da reddedilmeli, kalan kısımlar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmelidir...” denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda;
    Davacının davasının kısmen kabulüne kısmen reddine,
    1-01.12.2015 havale tarihli fen bilirkişisi Sıtkı Kızıloluk"un, 30.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda ve ekli krokilerde A-1 ile ve sarı renkte gösterilen 24135.62 m2"lik kısım ile yine aynı raporda B-1 ile ve sarı renkte gösterilen 14563.00 m2"lik kısmın davacı Hüseyin oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
    2- 01.12.2015 havale tarihli fen bilirkişisi Sıtkı Kızıloluk"un, 30.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda ve ekli krokilerde;
    A-2 ile ve mavi renkte gösterilen kısım,
    A-3 ile ve mavi renkte gösterilen kısım,
    A-4 ile ve yeşil renkte gösterilen kısım,
    A-5 ile ve yeşil renkte gösterilen kısım,
    A-6 ile ve yeşil renkte gösterilen kısım,
    B-2 ile ve yeşil renkte gösterilen kısım,
    B-3 ile ve yeşil renkte gösterilen kısım,
    B-4 ile ve yeşil renkte gösterilen kısım,
    ve son olarak (E) harfi ile mavi renkte gösterilen 1980.96 m2"lik yerin, 1945 parsel numarası ile tapuda kayıtlı 554.01 m2"lik kısmının, orman sınırları içerisinde kalması sebebiyle orman vasfı ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili ile dahili davalılar Orman Yönetimi, ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1977 yılında 6831 sayılı Kanunun 1744. maddesine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması, daha sonra dava sırasında 07/03/2013 tarihinde bir ay süre ile ilân edilen ve dava nedeniyle kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 11/10/1991 tarihinde kesinleşmiştir. Taşınmazlar üç köyün sınırında kaldığı ve sınır anlaşmazlığı olduğundan ölçülmeyerek tesbit harici bırakılmıştır.
    Mahkemece davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabul kısmen reddine ve davada kabul edilen çekişmeli taşınmazların davacı adına tesciline karar verilmiş ise de taşınmazların en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki durumu ile dava tarihinden 20 yıl öncesine ait hava fotoğraflarındaki durumu incelenmemiştir. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
    O halde, mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile 1990-1995 yıllarına ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu
    konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklandığı yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
    Açıklanan yöntemle, yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 03/07/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedeerle; davalı Hazine vekili ile dahili davalılar Orman Yönetimi, ... ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/02/2020 günü oy birliği ile karar verildi



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi