3. Hukuk Dairesi 2018/3082 E. , 2018/6251 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, her biri ayrı tüzel kişiliğe sahip kooperatif birlikleri olan tarafların yıllardır bir kısım faaliyetlerini Tariş çatısı altında müştereken yürüttüklerini, bunun gereği olarak 4572 Sayılı Tarım Satış Kooperatifi ve Birlikleri Hakkında Kanun’un 4/5 maddesi gereğince düzenlenip Birliklerin Genel Kurullarında kabul edilip Personel Yönetmeliği’nde belirlenen ilke ve kurallara uygun olarak bu kadrolarda müşterek personel istihdam ettiklerini ve müteselsilen sorumlu olduklarını, davalının müşterek çalışmadan ayrıldığı 31/03/2005 tarihi itibariyle kendilerinin toplam %86,67, davalı birliğin ise %13,33 oranında sorumluluk paylarının bulunduğunu, Personel Yönetmeliği’nin 8. maddesinin müşterek konularda tarafların çoğunluk kararına uymasını zorunlu kıldığını, 60. madde uyarınca da çoğunluğu oluşturan kendi Birlik Genel Kurullarınca onaylanan değişikliklerin davalı birlik için de bağlayıcı olduğunu, 4572 Sayılı Tarım Satış Kooperatifi ve Birlikleri Hakkında Kanun uyarınca kooperatif ve birliklerin yeniden yapılanma sürecine girdiklerini, Birlikler ile Yeniden Yapılandırma Kurulu arasında düzenlenen Yeniden yapılandırma Protokolü ve buna bağlı iş planlaması uygulamasının 31/12/2004 tarihinde sona ereceğinden bu tarih itibariyle hizmet akdi feshedilen personelin kıdem, ihbar vb. tazminatlarının hazinece; bu tarihten sonra istihdamına devam edilecek personeli istihdam eden Birlik ve kooperatiflerce karşılanacağından müşterek kadroda istihdamına devam edilecek personelin belirlenmesi, yeni kadro ihdası ve norm kadroların nihai duruma getirilmesi için 19/11/2004 tarihinde taraf birliklerin Denetim Kurulu üyelerinin de katılımı ile yapılan Yönetim Kurulu toplantısında kurulan komisyonca bu hususların kabul edildiğini,31/12/2004 tarihinde iş akdi feshedilmeyen personel ile yeniden ihdas olunan müşterek kadro personelinin hizmet akdinden doğan ve doğacak olan haklarının getirdiği yükümlülüklerin payları oranınca taraf Birliklerce üstlenildiğini ve taraf birliklerin Ocak 2005 yılında yaptıkları olağan Genel Kurullarında görüşülüp aynen onaylandığını, ancak davalı birliğin 28/02/2005 tarihinde yaptığı Olağan Genel Kurulu’nda söz konusu komisyon kararlarını ve özellikle bu kararlar doğrultusunda kendi Birliklerinin Ocak 2005 tarihinde yaptıkları Genel Kurullarında alınan kararları dikkate almayarak müşterek kadrolardan olan Hukuk Müşavirliği, Bütçe ve Finansman Müdürlüğü, Satın Alma Müdürlüğü, Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü ve ... Müdürlüğü kadrolarının tamamı ile bazı müdürlüklerde bulunan muhtelif kadroları iptal ettiğini ve 01/03/2005 tarihinde aldığı Yönetim Kurulu Kararıyla da Genel Kurulca iptal edilen müşterek kadrolarda çalışan personele 01/04/2005 tarihinden itibaren ücret ödemeyeceğini kendi Birliklerine ve ilgili personele bildirmek suretiyle de iş akitlerini kendisi yönünden feshettiğini, Personel Yönetmeliği’nin 8. maddesi gereği belirtilen beş birimin müşterek kadrosundan çekilen davalı Birliğin müşterek çalışmanın tamamından çekilmiş olacağı ve söz konusu kadroların kendilerinin müşterek kadrosuna dönüştüğünü, ancak taraf Birliklerin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarından 01/04/2005 tarihinden itibaren birliklerinin müşterek kadrolarında istihdam edilen personelin muaccel olan haklarının kendileri tarafından karşılandığını ve davalı yanca herhangi bir ödeme yapılmadığını, yaptıkları ödemelerin taraflarına ödenmesi için davalıya keşide edilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, davalının müşterek çalışmadan çekilmesi nedeniyle kendilerinin üstlenmek zorunda kalarak yaptıkları ödemelerden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmeli personel hariç dönüşen kadrolarda çalışan müşterek personel hakları olan kıdem, ihbar, izin ve aylık ücretten kaynaklanan 92.853,01TL, sözleşmeli personel haklarından doğan kıdem, ihbar, izin ve aylık ücretten kaynaklanan 20.173,82 TL ve fazladan istihdam edilmek zorunda kalınan 26 personelin oluşturduğu ek mali yükten doğan 6.000,00TL olmak üzere toplam 119.026,83TL tutarındaki zararın ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 16/12/2005 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalı Birlikten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı, görev ve zaman aşımı itirazları bulunduğunu,esas yönünden ise; tarafların müşterek çalıştıklarını, davacıların kendilerinin de kabul ettiği en son yapılan ortak mutabakat metinlerine aykırı davrandıklarını, yeniden yapılandırma kurulunca personel tazminatlarının Hazine tarafından üstlenilmesi uygulamasının 31/12/2004 tarihinde sona ereceği ve bu tarihten sonra iş akdi feshedilen personelin ihbar ve kıdem tazminatının Hazine tarafından üstlenilmeyeceğinin bildirilmesi nedeniyle taraf Birliklerin Yönetim ve Denetim Kurulları’nın 19/11/2004 tarihinde ortak toplantı yaptıklarını, ayrıca kadrolar ve personel yönetmeliği konusunda çalışma yapmak üzere her birliğin Yönetim Kurulu’ndan birer üyenin yetkilendirildiğini, bu dört kişilik Birlikler Komisyonu’nun 24/11/2004, 09/12/2004 ve 14/12/2004 tarihli toplantılarında alınan kararların davacı Birlikler tarafından dikkate alınmadan personel komisyonu kararına ve yeniden yapılandırma kurulunun Genel Müdürlükteki personel sayısının %20 oranında azaltılması gerekmesine rağmen personel artırıcı çalışmalar yaptıklarını ve tasarruf önlemi almadıklarını, davacıların Kooperatif Çalışan müşterek personel için yaptığı uygulamanın Ana Sözleşmeye ve kendi Personel Yönetmeliklerine de aykırı olduğunu, ayrı tüzel kişilik olan Kooperatif Personeli için davacıların kendilerinden herhangi bir talepte bulunamayacaklarını, kooperatiflerin müşterek çalışmasının birliklerin müşterek çalışmasına bağlı olmadığını, müşterek çalışma veya ayrılmaya karar verme yetkisinin kooperatifin kendi Genel Kurulu’na ait olduğunu ve bu yetkinin Birliğe ait olmadığını, tarafların müşterek çalışmasının adi ortaklıkla ilgili olmadığını ve BK’nun 536. maddesinin de uygulanamayacağını, davacıların personel sayılarını azaltmadıkları gibi Personel Yönetmeliği’ne Ocak 2004 tarihinde ekleme yapılarak bazı kadrolara personel eklenmesini sağladıklarını,müşterek kadro sayısını en aza indirdiklerini, müşterek personelin davacıların 31/03/2005 tarihli talimatına uyarak kendilerine karşı iş görme yükümlülüğünü yerine getirmeyerek iş akdini kendisinin feshettiğini, bu haksız fesih nedeniyle işlerinin aksadığını ve büyük zarar gördüğünü, davacıların zarar gördüğü iddialarının dayanağının bulunmadığını, müşterek çalışmayı 31/03/2005 tarihli genelgeleri ile davacıların sona erdirdiğini ve müşterek personelin bu tarihten itibaren davacıların talimatı nedeniyle kendilerine hizmet vermediklerini, bu nedenle ücretin zarar olarak kendilerinden talep edilmeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile; tarafların 01/04/2005 tarihinden önceki müşterek personellerine ilişkin yıllık ücretli izin haklarından davacıların ödediği ve davalı birliğin %13,33 oranındaki payına isabet eden 36.558,67TL"nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması suretiyle gerçekleşir. (TBK m. 117; BK m.101)
Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin bir ihtar ile ya da aleyhine bir takip ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakılacak olur ise; dosya kapsamında yer alan 16.12.2005 tarihli ihtarname içeriği incelendiğinde, davacıların dava konusu ettikleri alacağın ödenmesine ilişkin olarak davalı tarafa 31.12.2005 tarihine kadar süre verdikleri sabit olmakla, davalının bu tarih itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
3- Davalı vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
HMK 26.maddesi hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır.
Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Somut olayda; davacı tarafça sunulan dava dilekçesi incelendiğinde, davacıların yıllık ücretli izin alacağı ile ilgili talebini fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle 32.748,82 TL ile sınırladığı ve davacı tarafça yargılama sürecinde ıslah talebinde de bulunulmadığı açık olmakla, mahkemece talebi aşar şekilde 36.558,67 TL"nin hüküm altına alınması doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.