21. Hukuk Dairesi 2019/1837 E. , 2020/785 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, yurtdışında çalışmaya başladığı tarihin Türkiye içinde sigortalılık başlangıç tarihi olduğunun ve yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozma üzerine ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının yurt dışında geçen süreyi 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti ile aksi yöndeki Kurum işleminin iptali, 19.11.1973 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti ile 01.03.2014 tarihinden itibaren kısmi yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ve aylıkların yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
Dairemizin 16/04/2015 tarih 2015/7063 E. 2015/8214 K. sayılı bozma ilamı üzerine mahkemece, Davanın KABULÜNE,
1-)Davacının Türk vatandaşlığından çıkış tarihine kadar geçen yurt dışı hizmetlerini 3201 sayılı Yasa kapsamında yapmış olduğu borçlanma işleminin geçerli olduğunun ve 18 yaşını ikmal ettiği 19/11/1973 tarihinin Türkiye’de uzun süreli sigorta kolları kapsamında sigortalılık başlangıç tarihi olarak esas alınması gerektiğinin tespiti ile, 28/02/2014 tarihinde yapmış olduğu 10.900,00 TL ödemenin 19/11/1973 tarihinden itibaren 1000 günlük yurt dışı borçlanma bedelini karşıladığı gözetilerek, davacıya 28/02/2014 tarihli tahsis talebini izleyen 01/03/2014 tarihinden itibaren 1000 gün 4/a kapsamında 3201 sayılı Yasa borçlanması ile kazanılan hizmet ve 2619 gün 506 sayılı Yasa kapsamındaki hizmeti olmak üzere toplam 3619 gün üzerinden yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin TESPİTİNE,Aksine Kurum işleminin İPTALİNE,
2-)5510 sayılı Yasanın 42.maddesindeki 3 aylık süre nazara alınarak, 28/05/2014 tarihine kadar tahakkuk eden aylıkların yasal faiz başlangıcının 28/05/2014 tarihi olarak esas alınmasına, bu tarihten sonra tahakkuk eden aylıkların ise ödeme tarihlerinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
./..
506 sayılı Yasa’nın geçici 81/C maddesi, “a) 23.05.2002 tarihinde 15 yıllık sigortalılık süresini kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş ve 3600 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunanlara istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanır.
b) 23.05.2002 tarihinde (a) bendinde öngörülen şartları yerine getiremeyenlerden bu şartları;
ba) 24.05.2002 ile 23.05.2005 tarihleri arasında yerine getirenler kadın ise 52, erkek ise 56 yaşını doldurmuş olmaları,
bb) 24.05.2005 ile 23.05.2008 tarihleri arasında yerine getirenler kadın ise 54, erkek ise 57 yaşını doldurmuş olmaları,
bc) 24.05.2008 ile 23.05.2011 tarihleri arasında yerine getirenler kadın ise 56, erkek ise 58 yaşını doldurmuş olmaları,
bd) 24.05.2011 tarihinden sonra yerine getiren kadınlar 58, 24.05.2011 ile 23.05.2014 tarihleri arasında yerine getiren erkekler 59 yaşını doldurmuş olmaları,
be) 24.05.2014 tarihinden sonra yerine getiren erkekler 60 yaşını doldurmuş olmaları,
Şartı ile yaşlılık aylığından yararlanabilirler.” şeklindedir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının Alman Rant Sigortasından en son Nisan 2011 yılında işsizlik yardımı aldığı ve yurda kesin dönüş koşulunu yerine getirdiği,1000 gün yurt dışı borçlanma bedelini ödediği, tahsis talep tarihi olan 28/02/2014 tarihinde 3619 prim ödeme gün sayısını sağladığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda ; 19/11/1955 doğumlu olan davacı, 19/11/1973 sigorta başlangıç tarihine göre 15 yıl sigortalılık süresini doldurmuş, 3600 gün prim ödeme şartını ise 28/02/2014 tarihinde yerine getirmiştir. Buna göre 506 sayılı Kanunun geçici 81. maddesinin C fıkrasının be alt bendi uyarınca 59 yaşını tamamlamak şartıyla davacıya yaşlılık aylığı bağlanabilmektedir.
O halde, davacının yaşlılık aylığının şartları oluşmadığından, yaşlılık aylığı ile ilgili talebinin reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, her iki tahsis talep tarihinde yaşlılık aylığı şartlarını yerine getiremeyen davacıya aylık bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.