Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/3555
Karar No: 2020/145

Kasten öldürme - suç delillerini yok etme - değiştirme veya gizleme - Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2019/3555 Esas 2020/145 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2019/3555 E.  ,  2020/145 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
    SUÇ : Kasten öldürme, suç delillerini yok etme, değiştirme veya gizleme
    HÜKÜM : Bakırköy 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.03.2018 gün, 2016/93 Esas, 2018/150 Karar sayılı ilamı ile;
    1- Sanık ... hakkında;
    TCK"nin 81, 29, 62, 53. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezasına yönelik istinaf isteminin esastan reddine.
    2- Sanık ... hakkında;
    Suç delillerini yok etme, değiştirme veya gizleme suçundan TCK"nin 281/1, 62, 53. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezasına yönelik istinaf isteminin kabulüyle, buna ilişkin hükmün kaldırılarak; TCK"nin 81, 62, 53. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası.
    3- Sanık ... hakkında;
    Suç delillerini yok etme, değiştirme veya gizleme suçundan TCK"nin 281/1, 62, 53. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezasına yönelik istinaf isteminin kabulüyle, buna ilişkin hükmün kaldırılarak; CMK.nin 223/2-e maddesi uyarınca beraat.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 100. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 299. maddesi uyarınca sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin takdiren REDDİNE karar verilmiştir.
    Sanık ... ve sanık ... hakkında; maktul ......’a karşı kasten öldürme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanık ... hakkında verilen beraat hükmünün, sanık ... müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan incelemede;...Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin vermiş olduğu 24/12/2018 gün ve... sayılı kararında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ... müdafiinin; sübuta ve suç vasfına yönelik, katılanlar vekilinin; tasarlamaya, haksız tahrikin derecesine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının 5271 sayılı CMK"nin 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, aynı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Bakırköy 17. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise...Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, sanık Yususf Kukul hakkında tayin olunan ceza miktarı ile tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak sanık müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE, 15.01.2020 gününde Üye sayın ...’in, sanık ... hakkında TCK.nin 281/1. maddesi gereğince hüküm kurulması gerektiğine yönelen oy çokluğu, diğer yönlerden oy birliği ile karar verildi.

    KARŞI OY:

    Maktul ......’ın kasten öldürülmesi suçundan açılan kamu davasında, sanıklardan ...’un maktulün ölümünden sorumlu olmayıp eyleminin TCK.nin 281. maddesi kapsamında kalan suç delillerini gizleme suçunu oluşturduğunu düşündüğümden, sanık ...’un kasten adam öldürme suçundan yerel mahkeme ve istinaf dairesince verilen hükümlere karşı temyiz talebini esastan reddeden Dairemizin çoğunluk görüşüne katılmıyorum. Şöyle ki;
    Maktulün içinde bulunduğu aracın uzun süre bir yerde terk edilmiş halde görülerek çevredeki insanların kolluğa ihbarı üzerine, yapılan incelemede; maktulün karnından tek bıçak darbesi ile öldürüldüğü, başkaca bir darp izinin olmadığı, maktulün domuz bağı denen şekilde bağlanarak, bir çuvala konularak çuvalında aracın arka koltuğu üzerine konulduğu hatta ateşe verildiği, ancak yanmadığı anlaşılmıştır.
    Yapılan araştırma sonucu aracın plakasından araç sahibine ulaşılmış, oradan da maktule ulaşılmış, maktulün kullandığı telefonun HTS kayıtlarından en son gün sanıklardan ... ile görüştüğü tespit olunmuştur.
    Maktulün cesedinde yapılan otopside; ölümün karın bölgesine vurulan tek bıçak darbesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
    Maktulün telefon kayıtları incelendiğinde; en son 10/05/2016 günü maktulün en son 18.33 ve 18.35 saatlerinde kendisinin sanık ...’i ard arda iki defa aradığı ve bu görüşmeden sonra başka bir telefon görüşmesi de olmadığı, yine maktulün HTS kayıtlarından; olay günü öğle saatlerinden akşam 18.35’e kadar sanık ...’in evinin bulunduğu baz istasyonundan sinyal aldığı, bu hususun tanık olarak dinlenen ...’ın beyanı ile de desteklendiği anlaşılmıştır.
    Yani maktul kendisine ait cep telefonu kayıtları ve tanık beyanlarına göre; olay günü saat:12.13’den saat:18.35’e kadar sanık ...’in evinin önünde siyah renkli Passat aracının içinde oturmuş en son saat:18.33 ve 18.35’te sanık ... ile telefon görüşmesi yapmıştır.
    Maktulün dosya kapsamında cep telefonu görüşme veya HTS kayıtları olmasa da sanık ...’in eşi ... ile cinsel boyutta bir yakınlık yaşanmış olup sanık ... kendisi söylemiş, bu beyanı destekler mahiyette maktulden sanık ...’e iki kez 750.TL para gönderildiği, hatta maktulün ailesince ... adına kargo ile baklava gönderildiği dosyaya yansımıştır. Sanık ... bir süre kocasından ayrı maktulle yaşadığını ondan çocuk aldırdığını da anlatmıştır.
    Maktulün olaydan 4 gün sonra yani 15.05.2016 tarihinde öldürülmüş vaziyette bulunması üzerine, dosyadaki tanık ...’a ulaşılmış ve onun kollukta beyanları alınmıştır.
    Tanık ... kolluktaki beyanında: olay günü kendi üst katından saat:15.00-16.00 gürültü patırtı “dur yapma, ne oluyor” gibi sesler gelince merdiven gördüğünü, “ne oluyor” diye sorunca...’nın, eşi ...’i kastederek... abisiyle tartışıyor, bir şey yok dediği için dairesine girdiğini, birinci patırtının iki üç dakika kadar sürdüğünü, kısa süre sonra tekrar patırtı duyunca tekrar dışarı çıktığını, bu kez daha önceden tanıdığı ...’un merdivenlerden indiğini gördüğünü, ardından da ...’i gördüğünü, hatta beş altı dakika kadar sonra ...’in kapıyı çalarak gürültü çıkartıp kendisini rahatsız ettiği için kendisinden özür dilediğini söylemiştir.
    Yani dosyanın tek tanığı ... evde iki defa patırtı olduğunu; birincisinde dur yapma ne oluyor sesleri de duyduğunu söylemiştir.
    .../...



    Burada şu husus çok önemlidir, tanık ..., birinci patırtının saat:15.00-16.00 olduğunu söylediği halde bu olayın sanık ..., ... beyanlarından maktulün bir süre sevgilisi olan...’nın eşi ...’i saat:18.35’te aradıktan sonra sanıkların evine geldiği sabit olduğundan, tanığın saat:15.00-16.00 günü ilk gürültü oldu beyanının olayın oluş saati noktasında doğru olmadığı, zira maktulün saat: 18.35’te hayatta olup sanık ...’i cep’ten aradığı ve bu saatten sonra sanık ...’in evine gidince öldürüldüğü anlaşımıştır. Bu hususun önemi şudur; tanık ...’in apatrmanın merdivenine birinci gürültüde çıkması ile ikinci gürültüde çıkması arasında ne kadarlık bir zaman dilimi geçmiştir, tanık bunu “bu sırada” şeklinde belirtilerek birinci ve ikinci olay (patırtı) arasındaki zaman diliminin sanki ard arda oluşmuş gibi anlatmıştır. Ancak bu anlatım şekli ne sanıklar ..., ... beyanları ne de sanık ...’a ait dosyadaki HTS kayıtları ile örtüşmemekte aksine çelişmektedir.
    Şöyle ki; karı koca olan ..., ... olayın üzerinden üç gün geçinceye kadar olayın olduğu evlerinde yaşamaya devam etmiş, sonra birlikte memleketleri Ağrı iline gitmişler burada Savcılığa teslim olmuşlardır. Hem ... hem ... sırasıyla kolluğa verdikleri şifai beyanları üzerine tutulan tutanakta, her iki sanığın müdafileri olduğu halde ayrı ayrı alınan kolluk, savcılık, sorgu, mahkemelerindeki savunmalarında: olayların oluş şeklini yer ve zamanda söyleyerek ayrı ayrı anlatmışlardır.
    Sanık ... tüm bu beyanlarında, maktulle duygusal, cinsel yakınlığı olduğunu, ondan paralarda aldığını, olay günü maktulün akşam saatlerinde kapıyı çaldığını, o sırada evde eşi ..., ortak çocukları ve kendisinden başka kimsenin olmadığını, kapıyı eşinin açmaya gidip kim o dediğini, dışarıdan polis sesi duyunca kapıyı açtığını, maktulün elinde bıçakla içeri girerek eşi ile kavgaya başladığını, bu sırada eşinin kendisine çocukları alıp dışarı çıkmasını söylemesi üzerine, apar topar çıktıklarını, çıkarken maktulün kendisinin kolundan tuttuğunu, ancak eşinin ona müdahale ederek kendisini kurtardığını, merdivenlerde alt komşuları ve yönetici ...’le karşılaştığını, ...’in gürültüyü sorması üzerine, kocası ve abisinin tartıştığını, aile meselesi olduğunu söylediğini, çocukları ile önce yandaki apartmanın avlusunda yarım saat kadar beklediklerini, sonra çocukları ile yakındaki bir parka geçtiklerini, bir süre sonra eşi ...’in yanlarına geldiğini ve eve tekrar giderek, kendisi ve çocukların terliklerini getirdiğini, kocası eve gittiğinde yanlarına bu kez ...’un gelerek kocası ...’i bulmak için eve gittiğini, ancak bulamadığını, bu sırada oraya tekrar gelen kocası ile ...’un parkta kendilerinden uzaklaşarak konuştuklarını söylemiştir.
    Sanık ...’de Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı öncesindeki kolluk tutanağında, müdafiili kolluk beyanı, savcılık savunması, Sulh Ceza Mahkemesi, .../...



    yargılandığı Ağır Ceza Mahkemesindeki savunmasında ince ayrıntılar dışında aynen eşinin beyanlarını tekrar etmiş, ...’un olaydan sonra oraya geldiğini söylemiş, yargılamanın 5. celsesinde bu kez ...’un maktulden önce evde olduğunu, kendisi ve ...’un televizyon izlerken eşinin ve çocuklarının da evde olduğunu, bu sırada kapıyı çalan maktulün, kim o diye sorunca dışardan (polis) dediğini, kendisi kapıyı açınca maktulün elinde bıçakla kendisine saldırdığını, onun elindeki bıçağı düşürerek kavga sırasında maktulün karnına bir kez bıçağı sapladığını, ...’un maktulün öldürülmesi olayına katılmadığını, ancak maktulün cesedini götürmekte kendisine yardımcı olduğunu söylemiştir.
    Tüm dosya kapsamında sanık ... ile maktulün olay öncesi tanışmadıkları anlaşılmaktadır. Yani birbirlerini tanımayan maktul ile sanık ...’un bu nedenle düşmanlıkları olduğunu kabul etmekte mümkün olamaz.
    Dosyadaki HTS kayıtları getirtilerek, iki defa bilirkişilere verilmiş ve raporlar alınmıştır. Alınan raporlar birbirini teyid etmektedir. Bu raporlar incelendiğinde, sanık ...’in beyanlarında ... ile duygusal yakınlığı olduğuna dair bir açıklamaya rastlanmasa bile sanık ... ile onbeş günlük zaman dilimi içerisinde 156 defa telefon ve mesaj ile irtibat kurdukları tespit edilerek aralarında duygusal yakınlık olabileceği bilirkişi raporlarına yansıtılmıştır.
    ...’in evinin bulunduğu yerde kullanılan bir cep telefonu dosyadaki HTS kayıtlarına göre E5 Yanyol 204. Sokak No:18 Yakuplu/Beylikdüzü baz istasyonunu kullanmaktadır. ..., ..., maktul ..., üçününde telefonları gün boyu bu bazdan sinyal almışlardır.
    Maktul en son yine bu bazdan 18.35’te sanık ...’i aramıştır. Bu saatten sonra ...’in evinde öldürülmüştür, ancak ölüm saati belli değildir.
    Peki saat:18.35’te sanık ...’un nerede olduğunu, tesbit etmek teknik verilerle mümkün olacakmı dır?
    Dosyada bulunan HTS kayıtları ve bu kayıtlara dayanarak hazırlanan farklı iki bilirkişi raporuna göre; sanık ... kendi evinin bazını kullanarak olay günü ... ile 16 görüşme-mesajlaşma yapmıştır. Bu görüşmelerden olay saatinde sanık ...’un nerede olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
    Baz istasyonu ve görüşme saatlerine baktığımızda; ... ile ...’un görüşmelerinden saat:18.02’de yapılan görüşmede, ...’un Yassıören Köyü Bayındır Caddesi Arnavutköy bazını kullandığı internet üzerinden sanık ... ile ... arasındaki mesafenin 34.7 km. olduğu aynı gün saat: 20.03’te yani yaklaşık iki saat kadar sonra taraflar arasındaki telefon görüşmesinde ...’un bazının... olarak görüldüğü, yine internetten yapılan araştırmada, sanık ... ile ... arasındaki mesafenin 25.4 km. olarak görüldüğü tarafımdan belirlenmiştir. Son olarak saat: 20.44’te... ile ... arasında yapılan görüşmede;...’un bazının ... bazı olduğu anlaşılmış, ancak İnternetten ... bulunamamıştır. Bu Baz İstasyonları tespiti bize sanık ...’un sevgilisi... ile olaydan muhtemelen sonra telefon görüşmeleri yaparak...’nın yanına geldiğini, saat:18.02’de 34.7 km uzakta iken saat: 20.03’te 25.4 km’ye kadar yaklaştığı, yani ...’un saat: 20.03’te olay yerine en az 25 km mesafede olduğu, sanık ...’un saat: 21.19’da ...’in kullandığı baz istasyonundan telefonunun sinyal aldığı, yani maktulün öldürüldüğü eve geldiği teknik verilerle görülmüştür.
    Yerel mahkeme sanık ...’i kasten adam öldürmek suçundan ... ve ...’i de suç delillerini gizlemekten mahkumiyetlerine karar vermiş, istinaf dairesi ise ...’un eylemi kasten adam öldürmek suçunu oluşturduğu, ...’in ise suç işlediğine dair delil bulunmadığından beraatine karar verilmiştir.
    Maktulün cesedinin bulunduğu yerde olay gecesi sanık ...’un telefonu baz sinyali vermiş olup sanık ...’un bu olayı tümden inkar eden savunmasına tarafımızca da itibar edilmemiş olup maktulün cesedinin kaldırılıp götürülmesinde diğer sanık ...’e yardım ettiğini düşündüğümden TCK.nin 281. maddesinden cezalandırılmasının doğru olduğunu düşünmekteyim.
    İstinaf Dairesince ... hakkında mahkumiyet kararı verilirken maktulün domuz bağı şeklinde bağlanarak çuval içine konmuş halde bulunması dikkate alınıp tek bir kişinin canlı haldeki ikinci bir kişiyi tek başına domuz bağı şeklinde bağlayamayacağını bu nedenle bu işi yapanların en ez iki kişi olmaları gerektiğini de kararında gerekçe olarak anlatmıştır. Ancak bu gerekçe hukuki olmadığı gibi dosya kapsamıyla da örtüşmemektedir.
    Şöyle ki, dosyada dinlenen tanık ... ile sanık ... ve..., altlı üstlü komşudur. ... alt katta oturmakta ve üst kattaki sesleri rahatça duyabilmektedir. Bu husus dosya kapsamı ile sabittir. Tanık ... birinci patırtı olayının 2-3 dakika kadar sürdüğünü ve birinin “dur, yapma, ne oluyor” diye bağırdığını söylemiştir. Maktul, bulunduğunda bir çuval içerisine konmuş ve domuz bağı şeklinde yani dizleri içeri bükük ve başı öne eğik halde çuvala sokulmuş vaziyettedir. Ancak ağzı bağlı veya bantlı yani kapalı değildir. Maktulün canlı vaziyette domuz bağı ile bir kişinin bağlayamayacağı bu nedenle iki kişinin bu işi yaptığını belirten ve bunu delil gösteren istinaf dairesinin zorla bağlanan karnından aldığı tek bıçak darbesi ile anında ölmesi mümkün olmayan maktulün can havli ile bağırıp, çırpınıp, çok daha fazla sesler çıkartması, imdat istemesi zaruri olduğu halde tanık ... bunlardan hiç bahsetmemiştir. Yani maktul domuz bağı ile zorla bağlanırken yaralı ve ağzı kapalı olmadığı halde hiç yardım istememiştir, çığlık atmamıştır (atsa idi komşu ... duyacaktı), bu husus dahi maktulün ölmeden önce yani sağ iken domuz bağı ile .../...



    bağlanmadığını, aksine öldükten sonra daha az yer kaplasın-daha az dikkat çeksin diye (hatta maktul çuvalın içinde bulunmuştur) ölümünden sonra bağlandığı hususunu doğrulamakta, desteklemektedir.
    Şüpheden sanık yararlanır ilkesi yüzyıllardır yapılan ceza yargılamaları sonucu ulaşılan evrensel bir ilkedir. Sanık hakkında kesin, şüpheden arınmış net deliller mevcut değil ise haksız yere bir masum ceza almamalı, Devlet kamu gücünü ve yetkisini kullanarak gerçek suçluları bulmalıdır. Adalete olan inanç ve güven ancak böyle ayakta kalır.
    Dosyamıza dönecek olursak;
    1- Maktul ile sanık ... arasında hiçbir husumet olmadığı gibi bir tanışıklık dahi yoktur.
    2- Dosyanın asıl faili ... ve eşi ... soruşturma ve kovuşturma aşamalarında verdikleri beyanlarından (her birinin en az 4 beyanları vardır) hiçbirinde sanık ...’un maktulü öldürdüğünü söylemelerini bırakın maktul, sanık ...’in evine geldiğinde orada olduğunu bile söylememişlerdir. Her iki sanık da ayrıntılı olarak ... parka sonradan geldi demişlerdir.
    3- Sanıklardan ... Ağır Ceza Mahkemesindeki 5. duruşmaya kadar yukarıdaki beyanda ısrar etmiş, 5. celsede ise maktul eve geldiğinden ... evde idi, beraber TV izliyorduk ama o öldürme olayına karışmadı, ben maktulü vurduktan sonra ondan yardım aldım demiştir.
    4- ... ile ...’un gönül ilişkisi olduğu HTS kayıtlarına yansısa da öyle bir olayda ... ve yine ...’in ...’u korumalarını gerektiren hiçbir delil olmadığı gibi ...’un korunduğuna dair bir iddia dahi yoktur.
    5- Apartman yöneticisi tanık ...’in birinci kavga olayı ile ikinci kavga veya patırtı olayı arasında geçen zamanın ne kadar olduğu kendisinden sorulmamış ancak mahkeme heyetinin bu eksik araştırması sanık ... aleyhine yorumlanmış ve sanık ... evden kaçarken her iki...’un birlikte maktulü öldürdüğü kabul edilmiştir. Öyle ise birinci ve ikinci patırtı sesleri arasında geçen zamanda tanık ..., iki patırtı sesinin gelmesi arasındaki zamanı “biraz sonra” diye belirtmiştir. maktul niçin mücadele etmemiş de biraz bekleyip tekrar direnmiştir. Bıçaklanan, zorla domuz bağı şeklinde bağlanan, ağzı açık bir kimseden can havli ile çığlık atmamasını beklemek hayatın olağan akışına aykırıdır. (Bize göre birinci olay, patırtıda sanık ... maktulü bıçaklamış,... kaçmış ve tanık ...’de...’yı merdivenden inerken görmüştür). (İkinci patırtı olayı da parkta sevgilisi... ile görüşen ... eve gelip de yerde kanlar içinde yatan maktulü görünce ...’e tepki göstermiş ve ikinci patırtı ve tartışma her iki... arasında olmuştur ve birlikte iki... merdivenden inerlerken bu kez yine yönetici ... tarafından görülmüşlerdir.)
    6- Teknik delil olan baz kayıtlarında; olay saatlerinde ...’un sevgilisi...’nın arayıp kendisini çağırması üzerine, parkta olan...’nın yanına gelmiştir. (...’un parktaki...’nın orada olduğunu bilmesi bile görüşme trafiğini desteklemektedir,... telefonda ...’a söylemese...’nın parkta olduğunu ...’un bilmesi beklenemez). Bu sırada baz istasyonu kayıtlarına göre saat:21.19’u göstermektedir. Yani maktul öldürüldükten sonra gelmiştir.
    Madde madde ayrıntılı şekilde belirttiğim bu delillere göre sanık ...’un maktul öldürülürken olay yerinde olmadığı anlaşılmasına rağmen yerel mahkemenin sanık ... Kukul’un öldürmeden sorumlu olmayıp suç delillerini gizlemek suçundan sorumlu tutan kararının doğru olduğunu düşündüğümden sanık ...’un adam öldürme suçundan cezalandırılmasına karar veren İstinaf Ceza Dairesi ve bu karara karşı yapılan temyiz talebini esastan red eden Dairemizin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

    Muhalif Üye



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi