Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/865
Karar No: 2021/2443
Karar Tarihi: 09.03.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/865 Esas 2021/2443 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/865 E.  ,  2021/2443 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 35.HUKUK DAİRESİ



    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen ve istinaf incelemesinden geçen vasiyetnamenin iptali davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine, bölge adliye mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalıların istinaf taleplerinin esastan reddine yönelik olarak verilen karar, davalılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 09/03/2021 tarihinde asıl dava davacısı vekili Av.Furkan Aksalman, birleşen dava davacısı vekili Av.... ile davalılar vekili Av.... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı TSK Mehmetçik Vakfı; mirasbırakan..."ın 06/11/2003 ve 02/06/2005 tarihlerinde yaptığı vasiyetnameler ile lehine şartlı vasiyette bulunduğunu, ancak mirasbırakanın 05/11/2008 tarihli vasiyetnamesi ile önceki vasiyetnamelerden döndüğünü, işbu vasiyetnamenin davalıların mirasbırakana uyguladığı baskı sonucunda yapıldığını, ayrıca vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte mirasbırakanın fiil ehliyetinin de bulunmadığını ileri sürerek; mirasbırakana ait 05/11/2008 tarihli vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir.
    Birleşen davada, davacı 21. ... Vakfı; mirasbırakan ..."ın 06/11/2003 tarihli vasiyetnamesi ile mirasçı olarak atandığını, mirasbırakanın 02/06/2005 tarihli vasiyetnamesi ile payını artırdığını, ancak mirasbırakanın 05/11/2008 tarihli vasiyetnamesi ile önceki vasiyetnamelerden döndüğünü, işbu vasiyetnamenin mirasbırakanın gerçek iradesini yansıtmadığını, ayrıca mirasbırakanın vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetinin de bulunmadığını ileri sürerek; mirasbırakana ait 05/11/2008 tarihli vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir.
    Davalılar; fiil ehliyeti yerinde olan mirasbırakanın kendi arzusuyla yapmış olduğu 05/11/2008 tarihli vasiyetnamesi ile önceki vasiyetlerinden döndüğünü savunarak, davaların reddini istemişlerdir.
    İlk derece mahkemesince; öğretmen olan mirasbırakanın eşinden intikal eden malvarlığının büyük bölümünü kız çocuklarının eğitimlerinde harcanmak üzere 06/11/2003 ve 02/06/2005 tarihli vasiyetnameler ile davacılara vasiyet ettiği, işbu vasiyetnamelerden döndüğü 05/11/2008 tarihli vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte mirasbırakanın fiil ehliyetine sahip olduğu, ancak mirasbırakanın çeşitli rahatsızlıkları nedeniyle düşkün hale geldiği, bu durumu fırsat bilen davalıların mirasbırakanın arkadaşları ile görüşmesini kısıtladıkları gibi ziyaretçilerini çeşitli bahanelerle kabul etmemeye başladıkları, böylece evden rahatça çıkamayan mirasbırakanı sosyal çevresinden uzaklaştırarak manevi yönden yalnız bıraktıkları, umutsuzluğa düşen mirasbırakanın yeğenleri olan davalılardan fayda göreceği fikrine kapılarak dava konusu vasiyetnameyi düzenlediği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kabulü ile mirasbırakana ait 05/11/2008 tarihli vasiyetnamenin iptaline karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalılar istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; mirasbırakanın 05/11/2008 tarihli vasiyetnamesi ile davacılar lehine yapmış olduğu önceki vasiyetnamelerinden döndüğü, mirasbırakanın önceki vasiyetlerinden döndüğü tarihte fiil ehliyetinin yerinde olduğunun Adli Tıp Kurumundan alınan raporlar ile belirlendiği, 05/11/2008 tarihli vasiyetnameden dönme belgesinin geçerli olduğu, buna göre ilk derece mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle; davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen kararı, davacıların temyizi üzerine, Dairece verilen 28/05/2019 tarihli ve 2017/15177 E. 2019/5068 K. sayılı ilamla; istinaf incelemesinin sadece ehliyetsizlik iddiası hakkında toplanan delillerin incelenmesi suretiyle gerçekleştirildiği, vasiyetnamenin davalıların zorlaması sonucunda yapıldığı iddiasına ilişkin toplanan deliller ve ilk derece mahkemesinin bu deliller hakkında yapmış olduğu tartışma ve değerlendirmenin, bölge adliye mahkemesince incelenmediği gerekçesiyle, bozulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, gerekçesiyle, davalıların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre; bölge adliye mahkemesinin düzelterek veya yeniden esas hakkında verdiği karar Yargıtayca tamamen veya kısmen bozulduğu takdirde dosya, kararı veren bölge adliye mahkemesi veya uygun görülen diğer bir bölge adliye mahkemesine gönderilir. Aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre de; bölge adliye mahkemesi, peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Yargıtayın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir.
    Zira, artık burada ilk derece mahkemesinin bir kararı mevcut değildir; bozulan karar bölge adliye mahkemesinin kararıdır, bu nedenle dosya kararı bozulan mahkemeye gönderilmektedir. Bölge adliye mahkemesi, yaptığı değerlendirmede bozma kararının doğru olduğu kanaatine varırsa bozmaya uyma kararı verecektir. Bu kararın anlamı, bölge adliye mahkemesinin vermiş olduğu önceki kararının hatalı olduğu ve Yargıtay"ın bozma kararı doğrultusunda yeniden inceleme yaparak bir karar vereceğidir. Bozmaya uyma kararı ile bozma kararı lehine olan taraf için bir usuli müktesep hak doğar (Pekcanıtez Usul-Medeni Usul Hukuku, 15. Bası, İstanbul 2017 III.Cilt, Sh.2302 vd.).
    Somut olayda; bölge adliye mahkemesi tarafından, 6100 sayılı HMK"nın 373 üncü maddesinin üçüncü gereğince bozma ilamına uyulduğuna göre, bundan sonra yapılacak iş; bozmaya uygun olarak, yeniden esas hakkında karar vermekten ibarettir. Buna rağmen, bölge adliye mahkemesince Yargıtay bozma ilamı yanlış yorumlanarak, daha öncesinde kaldırılmasına karar verdiği, dolayısıyla hükümsüz hale gelen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalıların yaptığı istinaf başvurusunun tekrardan incelenerek başvurunun esastan reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    2- Bozma nedenine göre, davalıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 371 inci maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, 3.050 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalılara verilmesine,
    peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, HMK"nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 09/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi