3. Hukuk Dairesi 2018/3532 E. , 2018/6319 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının Telekom müdürlüğünde görevli iken 4046 sayılı Özelleştirme uygulamaları hakkındaki kanunun 22. maddesi gereğince orman muhafaza memuru olarak atandığını, 03/09/2006 tarihinde Bayındır Orman İşletme Müdürlüğünde göreve başladığını,özlük haklarının 4046 sayılı yasanın 22. maddesine göre özel bütçe tarafından ödendiğini, 15/08/2008 tarihi itibari ile ek ödemelerin idarelerinin döner sermaye bütçesinden ödenmeye başlandığını, hem özel bütçeden ödenen KİT tazminatının hem de döner sermaye bütçesinden ek ödeme yapılmasının mükerrer olduğunu, davalının da farketmesi gerektiğini, davalının İdare Mahkemesine de dava açtığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere 25.491.32.-TL nin dava tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir .
HMK"nın 266 ve devamı maddeleri uyarınca hakim; çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakim, kendisinin sahip olmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvurur. Bu nedenle, bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında, özel ve teknik bir bilgiye sahip olması, başka bir deyişle o konuda uzmanlaşmış olması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden
talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir.
Somut olayda, mahkeme tarafından hükme dayanak alınan ve bir mali müşavir tarafından hazırlanan bilirkişi raporuna taraf vekillerinin itiraz ettikleri, bu itirazların aydınlatılmadığı, İdere Mahkemesine açılan dava dosyalarının da incelenmediği anlaşılmaktadır.
Mahkemece; daha önceki bilirkişi dışında oluşturulacak konusunda uzman üçlü bilirkişi kuruluna (döner sermaye saymanı ve Sayıştay uzman denetçilerinden oluşan) dava dosyası ile birlikte İdare Mahkemesine açılan davaların dosyalarının da incelendiği, yapılan itirazların aydınlatıldığı, hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli yeni bir rapor hazırlatılarak, varılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, itiraza uğrayan bilirkişi raporu esas alınarak, yazılı şekilde hüküm oluşturulması bozmayı gerektirmiştir .
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.