21. Hukuk Dairesi 2016/15323 E. , 2017/10499 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 8. basamaktan aylık bağlanmasına ilişkin Kurum işleminin iptaline, yatırmış olduğu primlere göre başlangıç tarihinden itibaren yaşlılık aylığında gerekli düzeltmenin ve yükseltmenin yapılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının yaşlılık aylığının yanlış hesaplandığı ve eksik ödendiği gerekçesiyle yeniden belirlenmesi ve yaşlılık aylığı miktarında gerekli düzeltmenin yapılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacının 01/10/2008 öncesi yaşlılık aylığının hesaplanmasında en son bulunduğu basamağın 8. gelir basamağı kabul edilmesinde kurum işleminde her hangi bir hata bulunmadığı anlaşılmakla bu yöndeki talebin reddine, davacının 01/10/2008 sonrası prim ödemelerine göre sigorta primine esas kazanç miktarlarının bilirkişi Selahattin Üçüncü nün 11.08.2015 tarihli bilirkişi raporundaki tabloda ayı, yılı ve sigorta primine esas kazanç miktarlarını gösterdiği tutarlar üzerinden 01.10.2008 sonrası aylığın hesaplanması gerektiğinin tespitine, aksine kurum işleminin iptaline, bilirkişi Selahattin Üçüncü" nün 11.08.2015 tarihli bilirkişi raporunun karar eki sayılmasına karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 30/11/2000-24/06/2002 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğu, 01/07/2002 tarihinden itibaren isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olarak prim ödediği, 02/05/2014 tarihli tahsis talebine göre 600 askerlik borçlanması ve 4801 gün Bağ-Kur sigortalılık süresi olmak üzere toplam 5401 gün üzerinden 01/06/2014 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 5510 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce 01/12/2007 tarihinde davacının en son yükseldiği basamağın 8 olarak tespit edildiği, Kurum tarafından da aynı şekilde tespit edilmiş olması sebebiyle bu bakımdan Kurum işleminde bir hata bulunmadığının belirtildiği, bilirkişiden rapor alındıktan sonra davacının da buna bir itirazının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Ancak, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi ile basamak sistemi kaldırılmış olup yerine sigorta primine esas kazanç sistemi getirilmiştir. Davacının, 01/10/2008 tarihinden itibaren sigorta primine esas kazanç miktarının ne olması gerektiği yönünde Kuruma herhangi bir beyanda bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, Kurum tarafından davacının prime esas kazanç miktarı 01/10/2008 tarihinden önce en son bulunduğu 8. gelir basamağına göre belirlenmiştir. Oysa, davacının ödediği prim miktarlarının Kurum tarafından bahsi geçen şekilde belirlenen prim miktarından yüksek olduğu hükme esas alınan bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir.
Somut olayda, davacının talebi Kurum tarafından eksik hesaplandığı iddiasıyla yaşlılık aylığının yeniden belirlenmesine yönelik olup mahkemece davacının söz konusu talebine ilişkin herhangi bir tespit yapılmadan bilirkişi tarafından belirlenen prime esas kazanç miktarlarına göre aylığının hesaplanması gerektiğine ilişkin davacının talebini karşılamayacak şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, hükme esas alınan, Selahattin Üçüncü tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda belirlenen, davacının prime esas kazanç tutarlarına göre davacıya ödenmesi gereken yaşlılık aylığı miktarının ne olacağını Kurumdan sormak ve oluşacak sonuca göre davacının talebi hakkında bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekili ile davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.