19. Hukuk Dairesi 2018/2493 E. , 2019/1460 K.
"İçtihat Metni"19. HUKUK DAİRESİ
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf. )
Taraflar arasındaki asıl menfi tespit ve istirdat, birleşen menfi tespit davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın menfi tespit yönünden kabulüne, istirdat yönünden usulden reddine, birleşen menfi tespit davalarının kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davalı vekili ve katılma yoluyla da asıl ve birleşen davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı vekili, tarafların 11/11/2005 tarihinde yapılan sözleşme ve protokol gereği ticaret yaptıklarını, zaman içerisinde davacı şirketin bir alt şirketi olan ... A.Ş."nin de bu sözleşme uyarınca ticarete dahil olduğunu, sözleşme gereği davacı şirketin sene içerisinde davalı şirketten alacağı mallara karşılık davalı şirkete çek keşide ettiğini, satın aldığı malları piyasaya sunarak aldığı müşteri evraklarını davalıya verip kendi çeklerini iade aldığını, karşılıksız kalan çek ya da senetlerin davacı şirkete iade edilerek karşılığında yeni kambiyo senetleri ya da nakit para verildiğini, davalının ürettiği mallar ayıplı çıktığından yaklaşık 800.000.-TL bedelli malların iade edilmesi ve ekonomik kriz sebebiyle taraflar arasında tanzim edilen 14/10/2009 tarihli protokol ile keşide tarihi gelecek çekleri iade almak üzere daha ileri tarihli çek keşide etme hususunda anlaştıklarını, davacı şirketin yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiğini, protokolün 1. maddesi gereğince davalıya protokole istinaden 14 adet çek keşide edildiğini, 2. maddesi uyarınca ipotekli gayrimenkulün davalıya devrinin yapıldığını, 3. maddesi gereğince cari hesaplar için 500.000.-TL bedelli müşteri senetlerinin ciro edilerek davalıya verildiğini, 4. maddesi gereğince davalı şirketin personeli ..."e güneydoğu tahsilatına ilişkin evrakların ciro edilerek teslim edildiğini ancak davalının protokolün 5. maddesi gereğince davacı şirkete iade edilmesi gereken çekleri iade etmediğini belirterek, davacının 14/10/2009 tarihli protokole istinaden davalıya vermiş bulunduğu toplamda 1.350.000.-TL bedelli 14 adet çek ve davacı tarafından davalıya verilen ... Bankası’na ait 1025662, 1025656 ve 1025663 nolu her biri 100.000.-TL bedelli toplamda 300.000.-TL bedelli 3 adet çeke istinaden davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, şimdilik 1.-TL alacağın davalıdan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/201 E. - 2011/291 K. sayılı dosyasında davacı vekili, davacı şirketin taraflar arasında imzalanan sözleşmenin teminatı olarak verdiği keşide yeri ve tarihi açık bırakılan 500.000.-TL bedelli 0174451 nolu çeki, davacının, haksız ve kötüniyetli olarak keşide yeri ve tarihini gerçeğe aykırı doldurarak bankaya ibraz ettiğini belirterek, ... A.Ş. ... Şubesi’ne ait keşide yeri ve tarihi açık bırakılan 500.000.-TL bedelli çek yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/200 E. - 2011/290 K. sayılı dosyasında davacı vekili, davacı şirketin taraflar arasında imzalanan sözleşmenin teminatı olarak verdiği keşide yeri ve tarihi açık bırakılan 500.000.-TL bedelli çeki, davacının, haksız ve kötüniyetli olarak keşide yeri ve tarihini gerçeğe aykırı doldurarak bankaya ibraz ettiğini belirterek, ... A.Ş. ... Şubesi’ne ait 0174585 nolu, keşide yeri ve tarihi açık bırakılan 500.000.-TL bedelli çek yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davalı şirketin yetkilileri tarafından herhangi bir belge ve çek teslim tutanağının tanzim edilmediğini, şirket adına yapılan işlemin geçerlilik kazanabilmesi için imzanın çift imza şeklinde olması gerektiğini, çeklerin niteliği gereği ödeme vasıtası olduğu, çeklerin teminat niteliğinde olduğunu davacının yazılı belgelerle ispat etmesi gerektiğini, çeklerle ilgili bir icra takibinin bulunmadığını, yasal süresi içinde bankaya ibraz edilmeyen çeklerle ilgili davacı tarafça menfi tespit davası açılmasının herhangi bir hukuki yararının bulunmadığını, ... A.Ş. ve ... Ltd. Şti. isimli iki şirketin davacı şirketten aldığı mallar karşılığında muhtelif çek verdiğini, davacının davalı şirketten alacaklı olduğunu ileri sürmesinin yasal bir dayanağının bulunmadığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Birleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/201 E. - 2011/291 K. sayılı dosyasında davalı vekili, davalı şirketin yetkilileri tarafından herhangi bir belge ve çek teslim tutanağının tanzim edilmediğini, davalı şirket adına yapılan işlemin geçerlilik kazanabilmesi için imzanın çift imza şeklinde olması gerektiğini, çeklerin niteliği gereği ödeme vasıtası olduğunu, çeklerin teminat niteliğinde olduğunu davacının yazılı belgelerle ispat etmesi gerektiğini, davacının davalı şirketten alacaklı olduğunu ileri sürmesinin yasal bir dayanağı bulunmadığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Birleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/200 E. - 2011/290 K. sayılı dosyasında davalı vekili, davalı şirketin yetkilileri tarafından herhangi bir belge ve çek teslim tutanağının tanzim edilmediğini, davalı şirket adına yapılan işlemin geçerlilik kazanabilmesi için imzanın çift imza şeklinde olması gerektiğini, çeklerin niteliği gereği ödeme vasıtası olduğunu, çeklerin teminat niteliğinde olduğunu davacının yazılı belgelerle ispat etmesi gerektiğini, davacının davalı şirketten alacaklı olduğunu ileri sürmesinin yasal bir dayanağı bulunmadığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, 14/10/2009 tarihli protokole imza atan ...’in yönetim kurulu tarafından ticari temsilci olarak atanmış olmasa dahi, davacı şirketlerin edimlerini kabul eden davalı şirketin ticari temsilcinin yetkisine zımnen onay verdiğinin kabul edilerek tanzim edilen protokolün geçerli sayılması gerektiği, verilen çeklerin ödenmemesi halinde davacı şirketlerin sorumluluğunun devam edeceği, gayrimenkulün devir bedelinin tapu senedi fotokopisinin ön yüzünde yer alan beyan değeri kısmında 636.000.- TL yazması nedeniyle bu rakam üzerinden değerlendirilmesi gerektiği, taraf defterleri ve ticari hesap dökümlerinin incelenmesiyle davacı ... Ltd. Şti."nin ve davacı ... A.Ş.’nin davalı ... A.Ş."nden 08/02/2010 dava tarihi itibariyle alacaklı olduğu gerekçesiyle asıl davacı ... Ltd. Şti."nin menfi tespit davasının kabulü ile, 300.000.-TL borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, davacının istirdat davası yönünden davasının HMK 107, 114/1-h, 115/1-2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, birleşen davacı ... Ltd. Şti."nin 2011/200 E. sayılı dosyası yönünden, menfi tespit davasının kabulü ile, davacı ... Ltd. Şti.’nin davalıya 500.000.- TL borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, birleşen davacı ... A.Ş."nin 2011/201 E. sayılı dosyası yönünden, menfi tespit davasının kabulü ile, davacı ... A.Ş.’nin davalıya 500.000.-TL borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davalı vekili ve asıl ve birleşen davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Asıl ve birleşen davalar davacısının katılma yoluyla temyiz isteminin süreden reddine,
2-Asıl ve birleşen davaların davalı vekilinin temyiz istemine gelince;
a)Asıl dava, toplam 17 adet ve 1.650.000.-TL tutarlı çekler için menfi tespit ve 1.-TL için istirdat davası olup, mahkemece asıl dava için hüküm kurulurken sadece 3 adet çek için hüküm kurulmuş, diğer 14 adet çek için olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemenin bu şekilde karar vermesinde davacı tarafından 1.650.000.-TL’lık dava açıldığı halde, davanın 300.001.-TL üzerinden harçlandırılmış olmasının etkili olduğu anlaşılmıştır. Ancak dava dilekçesindeki açıklamalar ve netice-i talepten davanın 1.650,00 TL bedelli 17 adet çek için açıldığı açıktır. Davanın harç değerinin tespiti ve eksik harcın tamamlatılması mahkemenin resen yaptığı bir iştir. Mahkemece davacıya dava dilekçesi açıklattırılıp, harcın eksik yatırıldığı belirtilip, davacının dava konusu yaptığı çeklerin hangisi olduğu belirlenip, eksik harcın tamamlanıp yargılamaya belirlenmiş ve netleştirilmiş müddeabih üzerinden devam edilmesi gerekir. Bunun yapılmamış olması bozma sebebidir.
Mahkemece 3 ayrı bilirkişi raporu alınmış ise de bu raporlar hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı gibi birbirleri ile çelişkilidir. Hükme esas alınacak yeterli ayrıntıya sahip değildir. Mahkemece hükme esas alınabilecek bilirkişi raporu temin edilmeden tahkikata son verilmesi doğru değildir. Ayrıca, mahkemenin gerekçesi, yapılan tahkikatte elde edilen delillerle uyumlu olmamıştır ve davanın kabul gerekçesi de tahkikat eksik olduğu için delile dayanmamaktadır.
b)Birleşen davalar ise ayrı ayrı sebeplere dayalı olup, asıl dava ile doğrudan bağlantılı olmadığı için birleşen davalar yönünden de ayrı ayrı tahkikatler yapılması ve delillerin toplanması gerekirken, asıl dava için yapılan tahkikata dayalı olarak birleşen davaların da kabulü yetersiz tahkikate dayanması nedeniyle doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılması gereken iş yukarıda açıklandığı üzere öncelikle asıl davanın konusunun saptanıp eksik harcın tamamlatılması, daha sonra asıl dava ve birleşen davalardaki taraflar arasındaki çekişmeli hususları saptamak ve her üç dava için gerekli tahkikatları tamamlattırmak, hükme esas alınacak nitelikte bilirkişi raporu temin ederek, elde edilecek sonuca göre uygun bir karar vermekten ibarettir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte belirtildiği üzere asıl ve birleşen davalar davacısının katılma yoluyla temyiz isteminin süreden reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davacılara iadesine, 06/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.