22. Hukuk Dairesi 2017/14800 E. , 2018/10321 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili davacının davalıya ait işyerinde alt işveren şirketler nezdinde temizlik işçisi olarak çalıştığını, haftanın 6 gün hafta içi 07:00-17:00 arası ve cumartesi 07:00-13:00 saatleri arasında çalıştığını, son an ay cumartesi çalışmasının olmadığını ancak son on ayda ayda 1 veya 3 ayda bir cumartesi tam gün binanın genel temizliğinin yapıldığını iş akdinin haksız feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti ve fazla çalışma alacaklarına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla mesai çalışması yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, davalı tarafça dosyaya sunulan puantaj kayıtlarında 2013 yılı Nisan Ayı dahil haftalık çalışmanın 6 gün üzerinden puantaja yansıtıldığı, 2013/5 aydan itibaren puantaj kayıtlarında haftada 5 gün çalışıldığının işaretlendiği, tanık beyanları ile puantaj kayıtlarının uyumlu olduğu, bilirkişi raporunda davacının haftanın 5 günü 07:00-17:00 arası ve cumartesi 07:00-13:00 saatleri arasında haftalık 5,5 saat fazla çalışma yaptığı, yılda 3 kez 4 ayda bir (4, 8, 12. aylar) cumartesi günleri 07:00-18:00 saatleri arasında 9,5 saat saat çalıştığı değerlendirilerek rapor hazırlanmıştır. Mahkemece, davacının son 2 yıldan önce yani 2010 ve 2011 yılı sonuna kadar dönem itibariyle fazla mesai çalışması olduğuna dair tanık beyanları var ise de tanık..."nin davacı gibi alacak davası açmış olması ve diğer tanığında beyanının yapılan işin mahiyeti ile birlikte değerlendirilmesi sonucunda kamu kurumlarında hafta sonu mesai çalışması yapılmadığından tüm hafta sonu mesai çalışması talebinin delillendirilmiş sayılamayacağı, hafta içi çalışma düzeninin ise 5 gün 10 saat esasına göre olduğu, 1 saat yemek yarım saat çay molası dışlandığında hafta içi fazla mesai çalışması bulunmadığı anlaşılmıştır. Ancak yapılan temizlik işinin mahiyeti gereği yılda 4 kez mevsim dönemlerinde cumartesi günleri genel temizlik yapıldığı doğrultusundaki tanık beyanlarının dosya kapsamına göre uygun olduğu ve davacının yılda 4 kez cumartesi günleri 9,5"ar saat 07:00"den 18:00"e kadar 1 saat yemek, 2 kez 15"er dakikalık çay molası düzenine göre fazla mesai çalışması yaptığını delillendirmiş, bilirkişi raporundaki saat ücretleri esas alınmak suretiyle, tarafımızdan yapılan hesaplamaya göre davacının toplam çalışma süresinde ortalama toplamda 114 saat fazla mesai çalışması yaptığı ve bilirkişi hesaplamasındaki yıllar ortalamasındaki yaklaşık saat ücreti 5,63 TL olduğu ve yıllar itibariyle bu miktarda fazla çalışmanın toplam miktarının azlığı da dikkate alınarak hakkaniyet indirimi yapılmaksızın davacının 642,60 TL fazla mesai çalışma ücretine hükmedilmiştir.
Mahkemece kurulan hüküm dosya kapsamı ile uyumlu değildir. Davacının 2013/4 ayı dahil haftanın 5 günü 07:00-17:00 arası ve cumartesi 07:00-13:00 saatleri arasında çalıştığı, 2013/5 ayından itibaren ise 3 ayda 1 cumartesi 07:00-17:00 arasında tam gün çalıştığı değerlendirilerek hesaplama yapılması gerekir.
3-Davacının yıllık ücretli izinlerini kullanıp kullanmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 59.maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Somut olayda bilirkişi tarafından puantaj ve belgelere göre davacının 24 gün izin kullandığı, bakiye 18 gün izin hakkı bulunduğu ve puantajların imzasız olduğu değerlendirmesiyle seçenekli hesaplama yapılmış, Mahkemece hiç izin kullanmadığı yönündeki hesaplamaya itibar edilmiştir. Davacı tanıkları da davacının son iki yıl yıllık izinlerini kullandığını beyan etmişlerdir. Bu nedenle Mahkemece davanın aydınlatılması ödevi çerçevesinde davacının bu konudaki beyanları alınarak sonucuna göre yıllık ücretli izin alacağının hesaplanması gerekirken, belirtilen hususlar yerine getirilmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile verilmiş olan karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca kabule göre de davacı dava dilekçesinde yıllık izin alacağı olarak 50.00 TL talep ettiği ve ıslah ile talebini arttırdığı halde mahkemece ilk talep aşılarak 150.00 TL sinin dava tarihinden bakiye ıslah tr hüküm altına alınması da hatalı olmuştur.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 02.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.