16. Hukuk Dairesi 2015/12360 E. , 2018/3006 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :... MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davacı adına kayıtlı olan ... ada ... parsel sayılı 16.662,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı parsel numarasıyla ve 12.099,77 metrekare yüzölçümlü olarak, bir kısım davalılar murisi ... adına kayıtlı ... ada ... parsel sayılı 17.800,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı parsel numarasıyla ve 16.529,02 metrekare yüzölçümlü olarak, davalı ... adına kayıtlı ... ada ... parsel sayılı 16.717,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise aynı parsel numarasıyla ve 19.735,21 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiş, yapılan tespitlere itiraz edilmesi üzerine ... komisyonunun kararıyla ... ada ... parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü 17.800,35 metrekare olarak, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü ise 19.488,37 metrekare olarak düzeltilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait ... ada ... parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ve bu eksikliğin davalılara ait ... ada ... ve ...parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığını ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve dava konusu taşınmazların uygulama kadastrosu tespiti gibi tapuya tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur. Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda mahkemece, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilmemiş, fen bilirkişisinden yukarıda açıklanan esaslara uygun şekilde ayrıntılı rapor ve kroki aldırılmamıştır. Öte yandan, fen bilirkişi raporunda uygulama kadastrosu çalışmaları yapılırken çekişmeli taşınmazların tesis kadastrosundaki sınırlarının dikkate alınmadığı, taşınmazların paftasındaki sınırları yerine zemindeki kullanım durumları ve mahalli bilirkişiler ile parsel maliklerince gösterilen sınırların esas alındığı, bu nedenle de tesis ve uygulama kadastrosu sınırlarının kısmen uyumsuz olduğu belirtildiği halde mahkemece bilirkişinin bu tespiti üzerinde yeterince durulmamış, tesis kadastrosu paftasına göre çekişmeli taşınmazın kuzeyinde gösterilen yolun tesis kadastrosunun yapıldığı tarihte gerçekten zeminde mevcut olup olmadığı, zeminde mevcut ise nereden geçtiği ve sınırlarının neresi olduğu, yolun güzergahında kadastronun yapıldığı tarihten sonra herhangi bir değişiklik olup olmadığı hususları ayrıntılı şekilde araştırılmamıştır. Bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez. Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için; öncelikle tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları ile temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilerek dosyaya konulmalı, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile harita mühendisi sıfatına sahip üç kişilik uzman bilirkişi kurulunun katılımıyla keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu paftasına göre çekişmeli taşınmazın kuzeyinde gösterilen yolun tesis kadastrosunun yapıldığı tarihte zeminde mevcut olup olmadığı, mevcut ise nereden geçtiği, sınırlarının neresi olduğu ve yolun güzergahında kadastronun yapıldığı tarihten sonra herhangi bir değişiklik olup olmadığı hususları ayrıntılı şekilde sorularak saptanmalı, teknik bilirkişi kuruluna yukarıda belirtilen esaslara uygun şekilde ayrıntılı inceleme ve araştırma yaptırılmalı, dava konusu taşınmazın kuzeyinde bulunan yolun tesis kadastrosunun yapıldığı tarihteki konumu ve sınırları hava ve uydu fotoğrafları üzerinde işaretlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de dava konusu ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazların sınırları ve yüzölçümleri komisyon kararıyla düzeltildiğinden komisyon kararı uyarınca tescilleri yerine tespit gibi tescillerine karar verilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
07.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.