Mahkemesi :Asliye Ceza (Edirne Çocuk) Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasıyla TCK"nın 179/2, 62, 31/3, 62, 50/1-a, 52. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan suça sürüklenen çocuk mahkumiyetine ilişkin hüküm, suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan suça sürüklenen çocuk hakkında yapılan yargılama sonucunda, TCK"nın 179/2, 31/3, 62, 50/1-a ve 52. maddeleri gereğince 320,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, a5395 sayılı Kanunun 23. maddesi uyarınca 3 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair Edirne Çocuk Mahkemesinin 04/03/2011 tarihli ve 2010/328 esas, 2011/111 karar sayılı kararının 28/03/2011 tarihinde kesinleşmesine müteakip Suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içinde 27/12/2013 tarihinde TCK"nın 86/2. maddesinde tanımlanan kasten yaralama suçunu işlediği ve Edirne 5. Asliye Ceza Mahkemesinin bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği, hükmün 26/01/2016 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair Edirne 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/03/2016 tarihli ve 2016/683 Esas, 2016/741 Karar sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
02/03/2007 tarihli ve 26450 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri İle Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 7. maddesinde zorunlu müdafiin görevinin sona ereceği hallerin belirtildiği, belirtilen maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen "esasa ilişkin hükmün kesinleşmesi" ibaresinin hüküm niteliğinde olmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları bakımından uygulanma imkanı bulunmadığı anlaşılmakla tebliğnamede zorunlu müdafiinin görev süresi sona erdiğinden temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin görüşe iştirak edilmemiştir.
"Olay tarihinde, suça sürüklenen çocuğun 0,70 promil alkollü halde araç kullandığı sırada yaya kaldırımına çıkarak katılanlar Furkan ve Aytaç"ın yaralanmasına sebebiyet verdiği olayda, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda taksirle yaralama suçundan suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de, TCK"nın "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise iki kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması ve her iki suçun birlikte işlenmesi halinde sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken suçlar için Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, suça sürüklenen çocuğun taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi, şikayetten vazgeçilmesi veya uzlaşma nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, suça sürüklenen çocuğun TCK"nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerektiği, somut olayda suça sürüklenen çocuğun taksirle yaralama suçundan cezalandırıldığı gözetildiğinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ""hüküm verilmesine yer olmadığına"" kararı verilmesi yerine bu suçtan açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanarak mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülerek hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 11/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.