21. Hukuk Dairesi 2016/8962 E. , 2017/10611 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan deliller ile hükmün dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince,
Dava, davacının iş kazası olay tarihi olan 27/05/2007 tarihi ile 07/05/2015 tarihi arasında işleyen 16.085,18 TL faiz tutarı ile hükmedilen tazminat dışında kalan bakiye 20.781,50 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiz tutarının davalı Kurum"dan tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile “... İş Mahkemesinin 2015/73 Esas, 2015/166 Karar sayılı dosyasında karara bağlanan maddi tazminat talebi ile ilgili olarak; ıslah ile artırılan kısım için iş bu dava ile ayrıca talep edilen 27/05/2007 tarihinden 07/05/2015 tarihine kadar işleyen 16.442,76 TL. faiz alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ... İş Mahkemesinin 2015/73 Esas, 2015/166 Karar sayılı dosyasında karara bağlanan maddi tazminat talebi ile ilgili olarak; davacı vekilinin ıslah ile talep sonucunu artırırken fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmayarak Yargıtay uygulamasına göre fazlaya ilişkin talep sonucundan feragat etmiş sayılması sebebiyle; bakiye maddi tazminat talebinin reddine,” karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK.’un 109. maddesinde kısmi dava belirtilmiştir. Maddenin birinci fıkrasında talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda sadece bir kısmının dava yoluyla ileri sürülebileceği, üçüncü fıkrasında dava açılırken talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hali dışında kısmi dava açılmasının talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
HMK m. 109’da, haktan açıkça feragat edilebileceği şeklindeki temel maddî hukuk ilkesinden hareketle, kısmî dava açılırken fazlaya ilişkin hakları saklı tutma şeklindeki uygulamaya son verilmesi, bu veya buna benzer bir ibare kullanılmadığında haktan feragat edilmiş sayılacağı yönündeki uygulamanın önüne geçilmesi amaçlanmış; ancak, diğer yandan da hukukî yararı olmadan kısmî dava açılması engellenmek istenmiştir. Böylece uygulamada bazen başvurulduğu üzere kısmî davanın amacı dışında kullanılmasının önüne geçecek düzenleme yapılmıştır (HMK m. 109’un Hükümet Gerekçesi).
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, Mahkeme"nin 07/05/2015 tarihli, 2015/73 Esas ve 2015/166 Karar sayılı ve temyiz edilmeksizin kesinleşen ilamı ile “kısmî alacak davasında ikinci bir ıslah dilekçesi veya belirsiz alacak davasına özgü talep artırım dilekçesi verilemeyeceğinden, davacı vekilinin usul ve yasaya aykırı nitelikteki 25.11.2013 tarihli talep artırım dilekçesinin reddine” de karar verildiği, eldeki dosyada ise ikinci ıslah talebinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmamasının fazlaya ilişkin hak taleplerinden de peşinen feragat edilmiş sayılacağı kabul edilerek davacının bu istemi yönünden davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, Mahkemenin 2015/73 Esas sayılı maddi tazminat istemine ilişkin dava dosyasında usule ilişkin bozma ilamı sonrası kurulan hüküm temyiz edilmemekle kesinleşmiştir. Eldeki dava dosyası yönünden bakiye maddi tazminatın ilk olarak 06.11.2012 tarihli ikinci ıslah dilekçesi ile talep edildiği anlaşılmakla, bakiye maddi tazminatın 6100 sayılı HMK"nın 109. maddesinde öngörülen kısmi dava olarak talep edildiği ortadadır. HMK 109/3. maddesi kamu düzenindendir. Buna göre 6100 sayılı HMK"nun yürürlükte bulunduğu 06.11.2012 tarihinde sunulan ıslah dilekçesinde davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarını açıkça saklı tutmasının gerekmediği, HMK"nun 109/3. maddesi gereğince bakiye maddi tazminat alacağı için öngörülen zamanaşımı süresi içerisinde davasını açabileceği dikkate alınarak yapılacak değerlendirme neticesi bir sonuca gidilmesi gerekir iken yazılı şekilde ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 14/12/2017 gününde oybirliğiyle ile karar verildi.