3. Hukuk Dairesi 2017/3190 E. , 2018/6485 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, taraflar arasında 04.05.2013 tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, davacının sözleşme süresi sona ermeden 22.10.2013 tarihinde taşınmazı tahliye ettiğini, hususi şartnamede davalının açıkça 1 yıllık kira bedelini her şart ve durumda ödeyeceğini beyan ettiğini, Eylül 2013- Mayıs 2014 dönemi kira bedellerinin, yakıt ve su borcunun tahsili için davalı borçlu hakkında ... İcra Müdürlüğü’nün 2013/293 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun icra takibine itiraz ettiğini belirterek, davanın kabulüne, %40"dan aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesi istemiştir.
Davalı, 04.05.2013 tarihinde imzaladığı kira sözleşmesinde tayin ve lojman çıkması durumunda evi tahliye edeceğini bildirdiğini, kendisine lojman çıkıp evden ayrıldığını, kira borcu bulunmadığını, evi tahliye etmeden önce tüm su ve elektrik borçlarını ödediğini, davacının kısa sürede kiracı bulduğunu, hiçbir zararı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, “…01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun"unun kiracı aleyhine düzenleme yasağı başlıklı 346.maddesinde; kiracıya kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceği, özellikle kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğu düzenlendiğinden, yeni yasal düzenleme karşısında taraflar arasındaki sözleşmede mevcut olan muacceliyet şartı geçersiz hale geldiğinden, davacı tarafça ispatlanamadığı…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı vekilinin erken tahliye nedeniyle makul süre kira alacağına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Kiracının, kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda, Türk Borçlar Kanunu"nun 325. maddesi uyarınca kira sözleşmesinden doğan borçları kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Ancak, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 114. maddesinde (Mülga 818 Sayılı BK.nun 98. maddesi) göndermesi ile aynı Kanun"un 52. maddesi (Mülga BK.nun 44. maddesi) uyarınca kiraya verenin de zararın artmasına neden olmaması gerekir. Bu durumda davacının zararı, tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir.
Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 04.05.2013 tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiralanan 22.10.2013 tarihinde erken tahliye edildiğine göre davalı kiracı yukarıda açıklandığı üzere taşınmazın aynı koşullarla yeniden kiraya verilmesine kadar geçecek makul süre kira parasından da sorumludur. Bu durumda mahkemece konusunda uzman bilirkişi kurulu ile yerinde keşif yapılıp kiralananın aynı koşullarla ne kadar sürede yeniden kiraya verileceğine ilişkin rapor alınarak bu süreden önce taşınmazın kiraya verilip verilmediği de araştırılıp, makul süre olarak belirlenen süreden önce kiraya verilmişse yeniden kiraya verilme tarihi de dikkate alınarak davalının belirlenen süre için kira ve yakıt bedelinden sorumlu olduğu gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma, inceleme ve yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06.06.2018 günü oybirliğiyle karar verildi.