22. Hukuk Dairesi 2017/12783 E. , 2018/10384 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının iki aylık maaşının ödenmemiş olması nedeniyle iş akdinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğini belirterek kıdem tazminatı ile birtakım işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili, davacının ....Sağlık Hizmetleri A.Ş."de çalıştığını, davalı...Sağlık Yatırımları Holding A.Ş."de herhangi bir çalışmasının bulunmadığını, husumetin de bu şirkete yöneltilmesinin hatalı olduğunu ve davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki ilk uyuşmazlık davacının fazla çalışma alacağına ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı, davalıya ait işyerinde 01.09.2012 tarihine kadar hafta içi 08.00-18.00 saatleri arasında, cumartesi günleri de 08.00-15.00 saatleri arasında çalıştığını, 01.09.2012- 18.09.2013 tarihleri arasında haftanın 6 günü 08.00-19.00 saatleri arasında çalıştığını beyan etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının çalıştığı tüm süre boyunca, hafta içi 2 gün 08.00-18.00 saatleri, hafta içi 3 gün 08.00-20.00 saatleri arasında, cumartesi günleri de 08.00-15.00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Yapılan hesaplamada davacının talebinin aşıldığı görülmektedir. Dosya kapsamındaki tüm deliller, tanık beyanları ve davacının talebi de dikkate alınarak, davacının 01.09.2012 tarihine kadar hafta içi 08.00-18.00 , cumartesi günleri 08.00-15.00 saatleri arasında; 01.09.2012 tarihinden fesih tarihine kadar da hafta içi 08.00-19.00 saatleri arasında, cumartesi günleri de 08.00-15.00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılması ve buna göre hüküm kurulması dosya içeriğine uygun olacaktır. Davacının talebi aşılarak yapılan hesaplamaya göre fazla çalışma alacağına hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının yıllık izin alacağı konusunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Somut uyuşmazlıkta, imzasız eylül/2013 bordrosunda 396,33 TL yıllık izin tahakkuku yapıldığı görülmekte olup, banka kanalıyla ödenmemiştir. Davalı, davacıya bu miktarın ödendiğini beyan etmiş ve bu hususta yemin teklifinde bulunmuştur. Ancak mahkemece davalının yemin teklifi değerlendirilmeden hüküm kurulmuştur. Eksik incelemeyle hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Davacı, talep ettiği işçilik alacaklarından davalıların birlikte sorumlu olduğunu, davalılardan .... Sağlık Hizmetleri A.Ş."nin diğer davalı .... bünyesinde faaliyet gösterdiğini iddia etmiştir. Davalılar ise davacının Güneydoğu Anadolu Universal Sağlık Hizmetleri A.Ş."de çalıştığını, davalı...Sağlık Yatırımları Holding A.Ş."de herhangi bir çalışmasının bulunmadığını, husumetin de bu şirkete yöneltilmesinin hatalı olduğunu savunmuşlardır. Mahkemece, bu husus araştırılmadan, hüküm kısmında hangi davalının sorumlu olduğu belirtilmeden “davalıdan” denilmek suretiyle hüküm kurulduğu görülmektedir.
Buna göre, davalılar arasındaki ilişki ve aralarında organik bağ olup olmadığı incelenmeli, ilgili işverenliklerle ilgili Ticaret Sicil Kayıtları ile Sosyal Sigortalar Kurumu kayıtları getirtilmeli ve davalılar arasındaki ilişkinin niteliği ve ardından davacının çalışma yeri tespit olunmalıdır. Tüm bu kayıtlar getirtilip deliller hep birlikte değerlendirilerek davalıların sorumluluk hususunun tespit edilmesi gerekir. Mahkemece eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi. Başkan