3. Hukuk Dairesi 2016/19560 E. , 2018/6510 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet eşyalarının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile boşandıklarını, davalının kapı kilidini değiştirmesi ve eşyalarını müşterek konuttan almasını engellemesi nedeniyle düğünde takılan takıları alamadan ayrılmak zorunda kaldığını ileri sürerek, ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; davacının defalarca müşterek haneyi terkettiğini, en son gidişinde şahsi eşyalarını yanında götürdüğünü, evin kilidini ise boşanma davası açtıktan sonra ayrı yaşama hakkına dayalı olarak değiştirdiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
1-Davacı; davalının şahsi eşyalarını almasına imkan vermediğinden ziynetlerin davalı uhdesinde kaldığını iddia etmiş, mahkemece; davacı tarafın yemin teklif etmeyeceğine ilişkin açıklaması ve ziynetlerin bozdurulduğu ve kadına iade edilmediğine ilişkin görgüye dayalı tanık anlatımının da mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı temyizinde ismini bildirdiği tanıklara sadece ziynetlerin adet ve niteliklerine ilişkin soru yöneltildiğini, oysa ziynetlerin kimde olduğu, kendisine iade edilip edilmediği gibi davanın çözümünde önemli olabilecek soruların sorulmadığını belirtmiştir.
Uyuşmazlık; davacının iddia hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
İddia hakkı Anayasamızın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.
İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkı"nı da içerdiği vurgulanmıştır.
Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
Somut uyuşmazlıkta; davacının isim ve adreslerini bildirdiği tanıklar ... ile ... talimat yoluyla dinlenmiştir. Tanıkların düğün merasimi sırasında hediye edilen ziynetlerin adet ve nitelikleri hakkında görgü ve bilgilerini beyan ettikleri, başka hususlarda açıklamada bulunmadıkları bu haliyle tanıklara ispat konusu yapılan tüm vakıaların sorulmadığı anlaşılmıştır. Bu haliyle; davacı tarafın delil listesinde ismi geçen tanıkların ileri sürülen iddia çerçevesinde beyanları alınmadığından, tanık ifadelerinin davanın aydınlantılmasına yeterli olmadığı açıktır.
O halde; mahkemece, talimatla alınan tanık beyanlarına karşı davacı tarafın diyecekleri sorularak, gerekirse yukarıda ismi geçen tanıklar yeniden dinlenilenerek karar verilmesi gerekirken, bu hususta davacı tarafın diyecekleri sorulmaksızın davacının iddia hakkı kısıtlanarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.