Abaküs Yazılım
Danıştay 15. Daire Başkanlığı
Esas No: 2013/7830
Karar No: 2017/3775
Karar Tarihi: 15.06.2017

Danıştay Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2013/7830 Esas 2017/3775 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/7830
Karar No : 2017/3775

Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davacılar):
Vekilleri :
Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : ...İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:...; K:.... sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine ilişkin kısımlarının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Davacıların mirasçı sıfatından kaynaklı hakları dolayısıyla sahip oldukları taşınmazlara ilişkin zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında hesaplanarak, mirasçıların miras payları oranında zararlarının karşılanması gerekirken, başvurunun ve yönünden reddine dair dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın bu kişiler yönünden reddi yolundaki Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığından mahkeme kararının kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.


TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının, ikamet ettiği ... İli, ... İlçesi, ...Köyü’nden terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle mal varlığına ulaşamaması, taşınır ve taşınmaz mallarının zarara uğraması nedeniyle uğradığı ileri sürülen zararların tazmini istemiyle 5233 sayılı Kanun uyarınca yapılan başvurunun kısmen reddine ilişkin 23/11/2011 tarih ve 2011/1-7064 sayılı 1 No.'lu Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
...İdare Mahkemesi'nce; 5233 sayılı Yasa uyarınca zararların karşılanması amacıyla kişilerin yasada belirtilen süre içerisinde başvuru yapmalarının zorunluğu olduğu, başvuru yapılmamış veya süresinden sonra yapılmış ise istemlerin reddi gerektiğinin açık olduğu, dava konusu işlemin, olan davacılardan ve 'ın başvurularının olmadığı ve vekaletlerinin kanuni süreden sonra verildiği gerekçesiyle reddine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, ancak diğer davacılar 'a ait arazilere ilişkin birim fiyatının düşük hesaplandığı ve tespit edilen ceviz ağaçlarının fiziksel değerinin hesaplanmadığı, eksik ve yanlış araştırma ve hesaplama yapılması nedeniyle hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Taraflarca, anılan mahkeme kararının aleyhlerine ilişkin hükümler yönünden hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Temyize konu idare mahkemesi kararının, kabule ilişkin kısmında davalı idarenin temyiz istemi yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenleri bulunmamaktadır.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun'un "Amaç" başlıklı 1. maddesi: "Bu Kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir." şeklinde, "Komisyonun Görevleri" başlıklı 5. maddesi: "Komisyonun görevleri şunlardır: a) Zarar görenin veya mirasçılarının başvurusu halinde bu kanun kapsamına giren bir zararın bulunup bulunmadığını tespit etmek... şeklinde düzenlenmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun, "Miras ortaklığı" başlıklı 640. maddesinde "Birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır." hükmü yer almış, aynı Kanunun "Elbirliği mülkiyeti" üst başlıklı 701. maddesinde, "Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır." hükmüne, 702. maddesinde “Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacıların babası olan 'ın 15/02/1976 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçı olarak eşi ve 3 çocuğunun kaldığı, Çemişgezek Noterliği'nce düzenlenen 11/05/2012 tarih ve 000205 yevmiye numaralı vekaletname ile ndan 'ın, Çemişgezek Noterliği'nce düzenlenen 29/12/2008 tarih, 000778 yevmiye numaralı vekaletname ile ndan 'ın, Karşıyaka 3. Noterliği'nce düzenlenen 12/06/2012 tarih ve 24828 yevmiye numaralı vekaletname ile ndan 'ın, 'ı murislerinden kalan taşınmazlarla ilgili işlemleri yürütmekle yetkilendirdikleri, tarafından 27/04/2016 tarihli dilekçe ile ... İlçesi, ... Köyü'nde ikamet etmekte iken terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldıklarından bahisle uğradıklarını ileri sürdükleri zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini talebiyle 'ne başvuru yapıldığı, aile efradının 4 kişi olduğu, bu hususa ilişkin vekaletnamelerin sunulduğu, 'ın kendi adlarına mal varlığı bulunmadığı, babası 'ın mal varlığını mirasen talep ettikleri, davacıların uğradıklarını ileri sürdükleri zararlarının 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmininin talep edildiği, Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı'nın 23/11/2011 tarih ve 2011/1-7064 sayılı işlemi ile muris 'ın tapu kayıtları esas alınarak veraset ilamı gereği ın miras payı oranında zararının hesaplanarak 11.167,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği,ın verasetnamesinde isimleri bulunanlardan murisin eşi 'ın vekaletname vermediği, oğlu 'ın ise kanuni süre olan 30/05/2008 tarihinden sonra vekaletname verdiği gerekçesiyle başvurularının reddedildiği, 'ın vekili sıfatıyla 'ın anılan miktarı kabul etmeyerek 25/04/2012 tarihli uyuşmazlık tutanağını imzalaması üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde İştirak halinde mülkiyette (Elbirliği Ortaklığı) mülkiyetin kendini meydana getiren kişilerden ayrı bir tüzel kişiliğinin olmadığı, hak ya da malın bir bütün olarak ortaklardan tümüne yani ortaklığa ait olduğu, başka bir anlatımla ortaklık sona erene kadar ortaklardan birinin veya bir kısmının ayrı ayrı kullanabilecekleri payları veya paylarına dayalı hakkı bulunmadığı, mülkiyetin bu özelliğinden dolayı ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Ancak uygulamada ortaya çıkan güçlükleri gidermek maksadıyla Türk Medeni Kanunu'nda terekedeki/ortaklığa giren hakların korunmasına yönelik bir takım düzenlemeler yapılmıştır. Bu durum Kanunun 640. ve 702. maddelerinin gerekçelerinde; elbirliği mülkiyetinde birlikte hareket etme zorunda olmaları nedeniyle mirasçıların bireysel olarak terekedeki hakların korunmasında hareket edememesi eksikliğinin giderilmek istendiği, mirasçıların her birinin hakkını korumak için tek başına dava açmasına imkân sağlanması ve sağlanan korumadan mirasçıların hepsinin yararlanmasının öngörüldüğü, ortaklardan her birinin topluluğa giren hakları dava yoluyla veya diğer yollarla koruma yetkisine sahip olacağı şeklinde açıklanmıştır.
Davacılar tarafından tazminat talebine konu edilen mal varlığının müteveffa babadan kalma mal varlığı olduğu, muris Hıdır Bal'ın tapu kayıtları esas alınmak suretiyle araştırmaların yapıldığı ve ilgili tutanakların tanzim edildiği görülmektedir. Bu itibarla tüm davacılar ve veraset ilamında geçen mirasçıların, miras ortaklığı uyarınca dava konusu mallara elbirliği halinde malik oldukları anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanunu’nun yukarıda anılan maddelerinden, elbirliği ortaklığında ortaklardan her birinin birlikte hareketi gerektiren yönetim ve tasarruf işlemleri dışında kalan, mülkiyet hakkının tanıdığı kullanma ve yararlanma haklarının korunmasına veya mülkiyet hakkının tanıdığı kullanma ve yararlanma haklarının kullanılamaması sonucu ortaya çıkan durumun bertaraf edilmesine/tazminine yönelik müracaatta bulunabileceği ve bu müracaatlardan da bütün ortakların/diğer mirasçıların yararlanabileceği anlaşılmaktadır.
Durum böyle olunca, miras ortaklığına konu mal varlığında meydana gelen zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini talebiyle mirasçılar vekili tarafından yapılan başvuru üzerine, miras ortaklığına konu mal varlığının tamamına ilişkin zarar hesabı yapılması gerekirken sadece'ın miras payı oranında zarar hesabı yapılmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca davacıların temyiz istemlerinin kabulüyle .... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, vekaletnamenin süresinde sunulmaması nedeniyle mirasçılardan ve 'ın başvurularının reddine ilişkin kısmının BOZULMASINA, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile anılan kararın diğer kısımlarının ONANMASINA, bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi