4. Hukuk Dairesi 2016/4230 E. , 2016/6827 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 23/05/2007 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08/10/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Davalılardan ... temyiz itirazları yönünden,
Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, ... Halk Eğitim Merkezinde boş müdür yardımcılığı görevine atama isteminde bulunduğunu, davalı ..."in kendisini defalarca makam odasına çağırtarak bu atama talebinden vazgeçmesi için manevi baskı uyguladığını, tüm manevi baskılara rağmen atama talebinden vazgeçmediğini, fakat idarece atama isteminin davalı ... ... engellemeleri, yalan beyanları ve baskılarıyla reddedildiğini, bunun üzerine idare mahkemesine başvurup idare mahkemesince idarenin red kararının iptali ile atamasının yapılmasına karar verildiğini, buna rağmen davalı ..."in atama yapmadığını, belirterek uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalıların haksız eylemleri nedeniyle davacının üzüntü yaşadığı, hak ettiği halde talep ettiği göreve davalıların engellemesi sonucu atanamamasından dolayı kişilik haklarının zarar gördüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile her iki davalının ayrı ayrı manevi tazminat ödemesine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden; davalılardan ... süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile zamanaşımı def’inde bulunduğu, 07/09/2007 tarihli celsede zamanaşımı def’inin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Dava, haksız eylem nedeni ile uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkin olduğuna göre zamanaşımı süresinin belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 60/1-2. maddelerinin uygulanması gereklidir. Buna göre zamanaşımı süresi; zarar görenin haksız eylem ve failini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl, her halükarda zarar veren eylemin gerçekleşmesinden itibaren 10 yıldır. Eğer fiil ceza kanunları uyarınca daha uzun zamanaşımı süresi bulunan cezayı gerektiren bir eylemden doğmuş ise ceza zamanaşımı süresi uygulanır.
Dava konusu haksız eylem tarihi ile davanın açıldığı tarihler birlikte gözetildiğinde eylem tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’ndaki 1 yıllık zamanaşımı süresi ile, Türk Ceza Kanunu’nda öngörülen zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan bu nedenle, davalılardan ... yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabul edilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bozulmasını gerektirmiştir.
2-Davalılardan ...’in temyiz itirazları yönünden,
a-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
b-Diğer temyiz itirazlarına gelince,
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Davaya konu olan olayda; olay tarihi ve olayın gelişimi ile yukarıda gösterilen ilkeler göz önünde tutulduğunda takdir edilen manevi tazminat miktarı fazladır. Davacı için daha alt düzeyde bir manevi tazminat takdir edilmesi gerekir. Açıklanan bu nedenle davalılardan ... yönünden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenle davalı ... Ölmez yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ... Ölmez’in diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına; (2-b) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA; davalı ...’in diğer temyiz itirazlarının (2-a) sayılı bentte açıklanan nedenle reddine ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.