3. Hukuk Dairesi 2016/17424 E. , 2018/6722 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili tarafından duruşma istemli, davalı vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 19.06.2018 tarihinde davacı vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; elektrik abonesi bulunduğu davalı şirketin 2005 ila 2006 yıllarına ait borç nedeniyle aleyhine icra takibi başlattığını, sözkonusu borcun 2011 yılında yapılandırıldığını ve yeniden davalı şirket ile ile abonelik sözleşmesi imzalandığını, bu süre zarfında kullanılmaması nedeniyle eskiyen sulama sisteminin yenilenmesini müteakip 15.07.2011 tarihinden itibaren elektrik kullanmaya başladığını, ancak davalı şirkete bağlı görevlilerin 14.07.2012 tarihinde gerçeğe aykırı olarak kaçak elektrik tutanağı düzenlediklerini, sonrasında normal tüketim bedeli olan 4.247,30 TL, kaçak elektrik tüketim bedeli olan 206.828,30 TL ve yapılandırmaya konu edilen borç nedeniyle ... 6. İcra Müdürlüğünün 2012/8119 esas sayılı dosyasıyla aleyhine takip başlatıldığını, davalı şirketin yapılandırmaya konu borcu mükerrer takibe konu etmesinin doğru olmadığı gibi 15.07.2011 ila 14.07.2012 tarihleri arasında 206.828,30 TL tutarında elektrik tüketimi yapılmasının da mümkün olmadığını ileri sürerek; davalı şirket tarafından başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tesbiti ile kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davacının yapılandırmaya rağmen 2012 ve 2013 yıllarına ait taksit borçlarını ödemediğini, 14.07.2012 tarihinde yapılan kontrolde akım trafosu ve gerilim uçları boşa çıkartılmak sureti ile sayacın çalışmasının engellendiğinin tespit edildiğini, ilgili mevzuat uyarınca elektiriğin verildiği 15.07.2011 tarihi esas alınarak kaçak faturası tanzim edildiğini, akabinde ödenmeyen taksit borçları ile kaçak faturasının tahsili için davacı aleyhine takip başlatıldığını savunarak, davanın reddini ve icra inkar tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece; aldırılan kök ve ek bilirkişi raporları ile davacının davalıya, elektrik tüketim bedelinden perakende satış bedeli, iletim bedeli ve dağıtım bedellerinin mahsubu sonucunda 45.009,62 TL borçlu olduğu belirlendiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dava; kaçak elektrik kullanıldığı iddiasıyla tahakkuk ettirilen alacak ile yapılandırılmasına rağmen ödenmeyen tüketim bedelinin tahsili için başlatılan takip nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca hazırlanan "Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği" 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anılan yönetmeliğin 13. maddesinde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiştir. İş bu yönetmelik uyarınca, yine EPDK tarafından 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanmak üzere “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır. Anılan yönetmelik ile buna bağlı olarak alınan 622 sayılı karar; yine EPDK tarafından hazırlanan ve 08.05.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği" ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Eldeki davada; kaçak elektrik tutanağının tanzim edildiği 14.07.2012 tarihi itibariyle "Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği" ile bu yönetmelik uyarınca alınan 622 sayılı karar hükümleri esas alınarak değerlendirme yapılması bir zorunluluktur.
Mahkemece hükme esas alınan kök bilirkişi raporunda; "Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği" ile yürürlükten kaldırılmış olan "Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği" hükümleri uyarınca kaçak tüketim bedelinin hesaplanmış, rapora itiraz edilmesi üzerine hazırlanan, ek bilirkişi raporunda ise, olaydan sonra yürürlüğü giren "Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği" hükümleri uygulanmak suretiyle kaçak tüketim bedeli belirlenmiştir. Aynı bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan kök ve ek raporların birbiriyle çelişkili olduğu açıktır.
Hal böyle olunca, mahkemece; yeniden elektrik ve elektronik mühendislerinden oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan "Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği" ile bu yönetmelik uyarınca alınan 622 sayılı karar hükümlerini değerlendiren rapor aldırılması ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, birbiriyle çelişen raporlar esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir
2- Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.