3. Hukuk Dairesi 2016/19058 E. , 2018/6744 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ... Kredi Kooperatifinin (öncesinde ... Tarım Kredi Kooperatifi) aralarında herhangi bir abonelik sözleşmesi olmaksızın 3.559,86 TL"lik kaçak elektrik enerjisi kullandığının tespiti üzerine kooperatif müdürü ve yetkilisi olan diğer davalı ... hakkında ... 2. İcra Müdürlüğünün 2015/5213 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borcun kooperatife ait olup kendisinin söz konusu borçtan sorumlu olmadığı yönündeki itirazı üzerine takibin durduğunu, borcun 2013/15904 nolu kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağına istinaden tahakkuk ettirildiğini, davalı ..."nin kooperatif yetkilisi sıfatıyla borçtan sorumlu olduğunu ileri sürerek 3.559,86 TL alacağın yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... yetki ve husumet itirazında bulunmuş, her iki davalı da davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 19/11/2015 tanzim tarihli bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davalılar hakkında düzenlenen 13/05/2013 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağına göre; “sayacın abonesiz olduğu, mühürsüz abone işlemi yapılmadan elektrik kullanıldığının” tespit edildiği, tutanağa istinaden 3.559,86 TL tutarında tahakkuk yapıldığı, güncel borcun 3.709,86 TL olduğu belirtilerek söz konusu miktarın tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği 13.maddesine göre; “a) Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi” kaçak elektrik kullanmak olarak belirtilmiştir.
Yine anılan Yönetmeliğin 15.maddesinde; “Kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak, a) Tespit, b) Süre, c) Tüketim miktarı hesaplama, d) Tahakkuk, e) Ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esaslar, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek, Kuruma sunulur ve Kurul onayı ile uygulamaya konulur” hükmü yer almaktadır. Yönetmeliğin 15.maddesine dayanılarak EPDK tarafından alınan 29/12/2005 tarih ve 622 sayılı kararda; kullanım yerine ait bağlantı bağlantı anlaşmasının ve perakende satış sözleşmesinin veya her ikisinin de yapılmadığı yerler için, kaçak elektrik enerjisi kullanma süresi; doğru bulgu ve belgelere dayandırılması kaydıyla elektrik enerjisi kullanılmaya başlandığı tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süre olup bu sürenin 12 ayı geçemeyeceği, doğru bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde bu sürenin 90 gün alınacağı; müstakil trafolularda (müşteri veya müşteri olmayan) ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değerin bağlantı gücü olarak kabul edileceği ve ortalama aylık çalışma saatine göre hesaplanacağı; ortalama aylık çalışma saatlerinin tarımsal sulama abonelerinde 400 saat olarak alınacağı ve müşteri olmayanlara çalışma saatlerinin %20 oranında artırılarak uygulanacağı açıklanmıştır.
HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
...nun 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Hükme esas alınan elektrik bilirkişi raporunda; davalı ... Kredi Kooperatifi tarafından usulsüz elektrik enerjisi kullanılarak ve kullanılan enerjinin bedeli zamanında ödenmeyerek davacının zarara uğratılmış olabileceği, eldeki veriler dikkate alındığında davacının kaçak tespit anında yapması gereken işlemlerin tamamını eksiksiz olarak yapmaması nedeniyle hazırlanan faturanın doğru olarak hesaplandığı kanaatinin oluşmadığının belirtildiği görülmekle, bilirkişi tarafından mevzuata uygun teknik bir inceleme yapılmadığı, raporun taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığı gibi; tutanak tarihinde yürürlükte olan 622 sayılı kurul kararına da uygun olmadığı anlaşılmıştır. Kaçak elektrik kullanımının aksi ispatlanamayan kaçak tespit tutanağı ile sabit olması karşısında talep edilen kaçak elektrik bedelinin yönetmelik ve yukarıda açıklanan 622 sayılı kurul kararının “Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde açıklanan yöntemle hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; dosyanın oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi kurulundan davacının davalı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin tutanağın düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı EPDK kararı hükümlerine göre hesaplanarak ve taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA
ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,19.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.