3. Hukuk Dairesi 2016/19907 E. , 2018/6795 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davaya konu ... Mevkiinde bulunan 10 ve 11 no.lu parsellerde bulunan arazilerinde 2010 pamuk ve soğan ekimi yaptığını, bu arazileri sondaj kuyusu ile suladığını, sondaj kuyusuna ait elektrik abonesinin kendisi adına olduğunu, ancak davalı tarafın elektriği düzenli bir şekilde veremediğini, voltajın alçalıp yükselmesi sonucunda elektrik sisteminin bozulduğunu ve arazilerini sulayamadığını, davalı tarafın düzenli olarak elektrik vermemesi nedeniyle arazilerinde ürün kaybı meydana geldiğini, ürün kaybına bağlı olarak müvekkilinin destekleme priminden mahrum kaldığını, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/14 E. sayılı dosyasında yapılan yargılamada ürün kaybının meydana gelmesinde davalı idarenin %70 davacı tarafın ise %30 civarında kusurlu olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek davalının kusur oranına isabet eden 63.349,00 TL tazminat alacağının haksız fiil tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; öncelikle davanın zamanaşımına uğradığını, bunun yanında davacı abonenin elektrik kesintisi nedeniyle ürünün zarara uğradığı yönündeki iddiasının dayanaktan yoksun olduğunu, elektrik abonesi olan kişilerin yapması gereken işlemler ve alması gereken önlemler olduğunu, kullanıcıların elektrik tekniğine uygun olmayan dinamolar ve sulama sistemleri kullanmasından dolayı kendilerine kusur yüklenemeyeceğini, kendileri tarafından yapılan planlı kesintilerin internet sitesinde yayınlanmakta olup bu kesintilerin tamamen hizmet kalite yönetmeliğine ve yasal mevzuata uygun olarak yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; daha evvel kesinleşen 2014/147 E. sayılı dosyada dinlenen davacı tanıkları ..."in dava konusu ürünlerin ..."e ait olduğunu açıkladıkları, sözleşmeden kaynaklanan zararlarda, meydana gelen zararın sözleşmenin taraflarından birine ait olması, sözleşmenin diğer tarafının eylemleri ile zarara neden olmaları ve meydana gelen zarar ile eylemler arasında illiyet bağlantısı bulunması gerektiği, somut olayda ise abone sözleşmesinin tarafı olan davacı ..."nin zararının olmadığı, meydana gelen zararın dava dışı ..."e ait olduğunun kesinleşen 2014/147 E. sayılı dosyası ile açık olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava; tarımsal sulama abonesi olan davacının, elektrik kesintileri ve voltaj dalgalanmaları nedeniyle ürününü yeterli sulayamamasından kaynaklandığı iddia edilen zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemenin gerekçesinde bahsi geçen ve dosya arasında bulunan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/147E. - 226K. sayılı dava dosyası incelendiğinde; davacısının ..., davalısının DEDAŞ olduğu, davacının ... köyü, ...mevkiinde bulunan 10 ve 11 no.lu parsellerdeki ürünü elektrik kesintileri ve voltaj dalgalanmaları nedeniyle yeterli sulayamamasından kaynaklı zarar gördüğü, ancak taşınmazların ölü babasına ait olup kendisinin, abone olan annesi(...) ve taşınmazın diğer pay sahipleri adına genel vekaletname ile iş bu davayı açtığını iddia ettiği, mahkemece; davaya konu taşınmazların davacının ölü babasına ait olup, tarımsal sulama abone sözleşmesinin dava dışı anne adına olduğu, gerekçesi ile davacının aktif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verildiği, iş bu kararın 17.12.2014"de kesinleştiği, bunun yanında ayrıca mahkemece davaya konu ürünlerin kime ait olduğunun tartışma konusu edilmediği anlaşılmaktadır.
Temyize konu somut olayda ise; davaya konu taşınmazlarda davacı ..."nin eşi olan muris ... adına hissenin bulunduğu, iş bu taşınmaz üzerinde bulunan tarımsal sulama aboneliğinin ise davacı ... adına olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece her ne kadar; davacının yalnızca abone olduğu, ürünlerin ise dava dışı ..."e ait olduğu kabul edilmiş ise de; tapu kaydından da anlaşılacağı üzere davacının taşınmazlar üzerinde miras hakkından gelen hissesi olup, zarar gördüğü iddia edilen ürünler üzerinde de tasarruf hakkı bulunmaktadır. Buna göre; davacının da dava açma hakkı olduğunun kabulü zorunludur.
O halde mahkemece; davacının davaya konu taşınmazlarda miras payı oranında malik olduğu kabul edilerek, işin esasına girip varılacak sonuç dairesinde karar vermek yerine yukarıdaki gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.