Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/15957
Karar No: 2018/6827
Karar Tarihi: 20.06.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/15957 Esas 2018/6827 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/15957 E.  ,  2018/6827 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, İhbar olunan davalı ... yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... İnşaat San. Ve Tic. Aş. Yönünden yerel mahkeme kararının aynen geçerliliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davalı ... İnşaat San ve Tic. AŞ tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; şirkete ait fabrikada doğalgaz kullanıldığını, davalılardan sulama birliği adına ve hesabına diğer davalı şirket tarafından üstlenilen su borusu döşeme işi sırasında fabrikaya gelen doğalgaz boru hattının koparılması neticesinde doğalgazın kesildiğini, kesinti sebebi ile fabrika üretiminin durduğunu, ürünlerin bozulduğunu ve zarara uğradığını ileri sürerek, 67.454,00 TL tutarındaki maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ...; cevap dilekçesinde davanın reddini dilemiştir.
    Davalı ... İnşaat San. Tic. A.Ş; davaya cevap vermemiştir.
    Dahili davalı ... ise; husumet nedeniyle davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Mahkemece; davalı ... bakımından açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalı ... İnşaat San. ve Tic.AŞ ile dahili davalı ... Genel Müdürlüğü bakımından ise davanın kısmen kabulü ile, 63.594,86 TL nin dava tarihi olan 20/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... İnşaat San ve Tic. AŞ ile dahili davalı ... Genel Müdürlüğü’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, verilen hükmün süresi içinde davalılardan ... İnş.San. ve Tic.A.Ş. ile dahili davalı ... Genel Müdürlüğü tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 26.04.2016 tarih, 2015/13883 E., 2016/6554 K. sayılı ilamı ile “...Usul Yasasında dava açıldıktan sonra diğer kişilerin davaya dahil edilmek suretiyle davalı sıfatını kazanması ve husumetin bu kişilere yöneltilmesi konusunda bir düzenleme yer almadığı gözetilmeksizin, DSİ"nin dahili davalı olarak kabulü ile onun hakkında da hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu...” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mankemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; dahili davalı ... Genel Müdürlüğü’nün davada taraf sıfatı bulunmadığından hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... İnşaat Ticaret A.Ş aleyhine karşı verilmiş olan aynı mahkemenin 05/03/2015 tarih ve 2013/145 esas 2015/148 karar sayılı kararının aynen geçerliliğine dair karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde, davalı ... İnşaat San. Tic. A.Ş tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Dava; haksız fiile dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Uyuşmazlık; gerekçe açıklanmaksızın ve daha önce bozulan karara atıfla hüküm tesis edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    Bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.
    Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkemede, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını, ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (Kuru, Baki/ Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK’na Göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, ... 2011, s.472). Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.
    Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
    Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
    Nitekim, 07.06.1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde yeralan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye, vurgu yapılmıştır.
    Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasanın 141/3.maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK.nun 297. (Mülga HUMK.nun 388.) maddesi, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Yine HMK.nun 27.maddesinin (HUMK.nun 73.m) 2. bendi “c” bölümünde de hukuki dinlenilme hakkının “Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini” de içerdiği açıklanarak bu husus vurgulanmıştır.
    Öte yandan, mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
    Somut uyuşmazlıkta; yerel mahkemece verilen kararda hiçbir hukuki gerekçe gösterilmemiş, sadece daha önce bozmaya uğrayan mahkeme kararının tarih ve sayısı yazılarak davalı ... İnşaat San. ve Tic.AŞ hakkında daha önce verilen kararın aynen geçerliliğine şeklinde ifade ile yetinilerek, Dairemizin bozma ilamı ile ortadan kalkan karara atıfla hüküm tesis edilmiştir.
    Bu itibarla; temyiz incelemesine konu kararda, gerekçe açıklanmamış olması ve bozulan karara atıfla hüküm fıkrası oluşturulmuş olması nedeniyle; davalı ... İnşaat San. ve Tic.AŞ hakkındaki karar, usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    2-) Bozma nedenine göre; davalı ... İnşaat San. ve Tic. AŞ’nin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı ... İnşaat San. ve Tic.AŞ’nin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı ... İnşaat San. ve Tic.AŞ’ye iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi