Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3184
Karar No: 2019/1491
Karar Tarihi: 07.03.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/3184 Esas 2019/1491 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı kiracı ile davalı taşınmaz mal sahibi arasında akaryakıt istasyonu işletmesi için kira sözleşmesi ve bayilik sözleşmeleri yapılmıştır. Kiracı, bayilik sözleşmesinin sona ermesiyle kira sözleşmesinin de sona erdiğini iddia ederek kâr mahrumiyeti talebinde bulunmuştur. Ancak, Yargıtay, bayilik ve kira sözleşmelerinin bağımsız olduğuna ve ayrı sonuçlar doğuracağına karar vermiştir. Mahkeme, yeniden bilirkişi raporu alarak davacı zararının hesaplanması gerektiğini belirtmiştir. Kararda, Rekabet Kurulu'nun 2003/3 sayılı dikey anlaşmalara ilişkin grup muafiyeti tebliği ve HMK 177/1 maddesi de belirtilmiştir.
19. Hukuk Dairesi         2017/3184 E.  ,  2019/1491 K.

    "İçtihat Metni"

    19. HUKUK DAİRESİ
    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
    SAYISI : 2015/701-2016/754

    Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - KARAR -

    Davacı vekili; davacı ile önceki taşınmaz maliki arasında 01.04.1990 tarihli 40 yıl süreli kira sözleşmesi akdedildiğini ve tapuya şerh verildiğini, davalının daha sonra taşınmazı satın alarak sözleşmenin tarafı haline geldiğini, taşınmazda davalının işlettiği akaryakıt istasyonu bulunduğunu, taraflar arasında taşınmazda davacı lehine 500.000,00 USD karşılığında intifa hakkı tesisi hususunda protokol imzalandığını, davalının daha sonra sözleşmenin süre bitimi olan 31.07.2008 tarihinde yenilenmeyerek sona erdirileceği ve akabinde lehine intifa hakkı tesis edilen Petrol Ofisi AŞ. ile çalışmaya başlayacaklarını bildirdiğini, davalının kira sözleşmesini süresinden önce haksız olarak ifasının imkansız hale getirildiğini, davacının kâr mahrumiyeti bulunduğunu ileri sürerek, şimdilik 20.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; dağıtıcı ile bayiler arasında tek bir ilişki 2 ayrı sözleşmeye konu edilmekte ise de amacın tek bir sözleşme yapma olduğu, istisnalar dışında aslında dağıtıcı ile bayiler arasındaki hukuki ilişkinin temelinin bayilik sözleşmesi olduğu, intifa veya kira sözleşmesinin akibetinin bayilik sözleşmesinin akibetine bağlı kalacağı, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin sürenin dolması sonucu 18.12.2007 tarihi itibarıyla münfesih olduğu, bayilik sözleşmesinin sona ermesi kira sözlemesini de sona erdireceğinden davacının kâr mahrumiyeti talep edemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olup Dairemizin 02/04/2014 tarih 2013/8696 Esas, 2014/6385 Karar sayılı ilamı ile "Dava, kira sözleşmesinin ifasının imkansız hale getirilmesinden kaynaklanan kar mahrumiyeti talebine ilişkindir. Akaryakıt istasyonunun işletildiği taşınmaza ilişkin olarak da davalı kiralayan ile davacı kiracı arasında 10.09.1990 tarihli 20 yıl süreli, sonrasında da 10+10 yıl süreli kira sözleşmeleri akdedilmiş ve bu sözleşmeler davacı lehine tapuya şerh edilmiştir. Mahkemece bayilik-kira sözleşmelerinin bileşik sözleşme olduğu, bayilik sözleşmesinin sona ermesi ile kira sözleşmesinin de kendiliğinden sona erdiğine dair kabul isabetsizdir. Her iki sözleşme birbirinden bağımsız olup, ayrı ayrı sonuçlar doğuracaktır. Hal böyle olunca, mahkemece bayilik-kira sözleşmeleri ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle yukarıda yapılan açıklamalar da gözetilip tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yanılgılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, dava konusu yerde dava dışı Petrol Ofisi AŞ’ nin istasyonu bulunduğu, bu durumda kira sözleşmesinin ifasının imkansız hale geldiği, Rekabet Kurulunun 2003/3 sayılı dikey anlaşmalara ilişkin grup muafiyeti tebliğinin 5. maddesine göre davacının bayilik sözleşmesini 18/09/2010 tarihine kadar devam edebileceği, davalının bu tarih itibariyle kira şerhini terkin hakkının doğduğu bu sebeple 18/09/2010 tarihine kadar davacının talep edebileceği kâr mahrumiyetinin 2.520.236,18TL olduğu, davacının HMK"nun 177/1 maddesi uyarınca tahkikatın bitimine kadar ıslah yapabileceği, Yargıtay bozmasından önce bilirkişi raporları ile talep edebileceği kâr mahrumiyetinin ne miktar olduğunu öğrendiği ancak davacının davasını ıslah etmediği, Yargıtay bozmasından sonra ıslah yapılamayacağı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne 20.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin davalı tarafından ifasının imkansız hale getirilmesinden kaynaklanan davacı zararının tazminini amaçlayan bir davadır.
    Mahkemece dairemizin bozma ilamına uyulmuş ise de; bozma ilamı doğrultusunda karar verilmemiştir.
    Bozma ilamında açıkça “Mahkemece bayilik-kira sözleşmelerinin bileşik sözleşme olduğu, bayilik sözleşmesinin sona ermesi ile kira sözleşmesinin de kendiliğinden sona erdiğine dair kabul isabetsizdir. Her iki sözleşme birbirinden bağımsız olup, ayrı ayrı sonuçlar doğuracaktır. Hal böyle olunca, mahkemece bayilik-kira sözleşmeleri ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle yukarıda yapılan açıklamalar da gözetilip tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yanılgılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” şeklinde bozma gerekçesi gösterilmiştir.
    Buna rağmen, mahkemece alınan bilirkişi raporunda, bayilik ve kira sözleşmesinin bağımsız olduğu ve birbirinden ayrı sonuçlar doğuracağı gözetilmeksizin; davacının zararının mecur üzerinde davacının bir akaryakıt bayiliği çalıştırması varsayımına dayalı kar mahrumiyeti üzerinden hesaplanması ve mahkemece bunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
    Mahkemece yapılacak iş; yeni bir bilirkişi raporu alınarak, kira sözleşmesinin ifasının imkansız hale geldiği tarihten sözleşmenin sona ereceği tarihe kadar geçen zaman için gerçekleşen davacının maddi zararının, mecur davacı-kiracının elinde kalsaydı onun elde edebileceği menfaate göre ve davacının bu menfaatten mahrum kaldığı dikkate alınarak genel hükümlere göre hesaplama yaptırıp sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 07/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi