1. Hukuk Dairesi 2015/9522 E. , 2018/10126 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalı vekilinin temyizi sonucu, Dairenin 20.01.2015 gün, 2015/238 Esas, 2015/779 Karar sayılı ilamı ile bozma üzerine verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasa"nın geçici 4/1. maddesi uyarınca temyiz incelemesi yapılmak üzere Daireye gönderilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü:
-KARAR-
Dava, tapu kaydında düzeltim istemine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan babası ....paydaşı olduğu 102, 115,116,149,41,438, 518, 562, 565, 57, 80 parsel sayılı taşınmazların, tapu kaydında malik isminin hatalı olarak "....." yazıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece; ".. yeni Tapu Sicili Tüzüğünün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihinden sonra, davacının, mahkemeye müracaat etmeden, öncelikle ilgili tapu müdürlüğüne yukarıda açıklanan prosedüre uygun şekilde başvurması, eğer bu talebinde istediği sonucu alamazsa daha sonra mahkemeye başvurması gerekir. Hâl böyle olunca, Tapu Sicili Tüzüğü gereğince öncelikle tapu müdürlüğüne başvurma zorunluluğu getiren yasal prosedür izlenmeden doğrudan dava açıldığından, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. " gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece; dava tarihinden sonra yapılan başvurunun..... reddine karar verildiği, idari başvuru yolunun tüketilmesi tamamlanması mümkün bir dava şartı olup idarenin bu ret kararı ile noksan olan dava şartının giderildiği gerekçesiyle önceki kararda direnilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
./..
Hemen belirtmek gerekir ki, Bakanlar Kurulunun 27.07.2013 tarih ve 2013/5150 sayılı kararı ile kabul edilerek 17.08.2013 tarih ve 28738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Tapu Sicili Tüzüğünün 75. maddesinde ‘’ (1) Kadastro çalışmalarından kaynaklanan malikin veya hak sahibinin adı, soyadı ve baba adına ilişkin tapu kütüğündeki yazım hataları ilgilisinin başvurusu üzerine;
a) Senetsizden tespitlerde; nüfus kayıt örneği ve taşınmazın bulunduğu belediye veya muhtarlıktan alınacak fotoğraflıilmühaber,
b) Kayda dayalı tespitlerde; dayanağı kayıt ve belgeler, incelenmek ve gerektiğinde tanık ve varsa tespit bilirkişileri dinlemek ve zeminde inceleme yapmak suretiyle istemin gerçek hak sahibinden geldiği belirlenirse, istem yevmiye defterine kaydedilerek düzeltilir.
(2) Zeminde inceleme, kadastro müdürlüğü teknik personeli ile birlikte yapılır ve inceleme neticesinde teknik rapor düzenlenir. Zeminde incelemede, komşu parsel malikleri, muhtar ve diğer ilgililer dinlenir; vergi kaydı ve diğer her türlü bilgi ve belgeden yararlanılır.
(3) Tapu sicilindeki bilgilerin güncellenmesi ve eksikliklerin giderilmesinde de yukarıdaki fıkralar uygulanır.
(4) Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur. ‘’ düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda anılan Tüzüğün 75/4. maddesinde düzenlendiği üzere, tapu kaydında düzeltim istemli bir dava açmadan evvel müdürlüklere başvuru yapılması zorunlu tutulmuş ise de, bu zorunluluğun müdürlüğün verdiği kararlara karşı itiraz yollarının tüketilmesi aşamasını kapsamadığı ortadadır.
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.11.2016 tarih 2015/1-3648 Esas, 2016/1073 Karar sayılı ilamı da bu yönde olup, dosyada mevcut red kararı bulunmasının yeterli olduğu kanaatine varılmıştır.
Somut olayda davacının yaptığı idari başvurunun redle sonuçlandığı ve bu karara karşı ayrıca itiraz yollarının tüketilmesine gerek bulunmadığından; Dairenin 20.01.2015 gün, 2015/238 Esas, 2015/779 Karar sayılı BOZMA KARARININ KALDIRILMASINA, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının temyiz itirazının reddi ile hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince davalıdan harç alınmasına yer olmadığına
10.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.