16. Hukuk Dairesi 2015/19982 E. , 2018/3282 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
... sonucu ... İlçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan ... ada ..., ... ada ... ve ..., ... ada ..., ..., ... ve ... ada ... parsel sayılı 22.072.62, 6.290.41, 4.801.82, 5.856.14, 4.635.89, 4.746,15 ve 7.934,06 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak miras payları oranında tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile, tamamı ayrı ayrı 1 pay kabul edilerek 1/4"er payın davacılar ..., ..., ... ve davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, çekişmeli taşınmazların müşterek muris ..."den intikal ettiği ve mirasçıları arasında terekesinin taksim edilmediği iddiasına dayanarak taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve payları oranında adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Davalı ... ise çekişmeli taşınmazların kök muristen intikal ettiğini ancak taksimen kendisine kaldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların müşterek muristen kaldığı, davalının taksim iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Dosya kapsamına göre; çekişmeli taşınmazların müşterek kök muris ..."den kaldığı tartışmasızdır. Uyuşmazlık kök murisin terekesinin yöntemince taksim edilip edilmediği, taksim yapılmış ise çekişmeli taşınmazın taksime dahil edilip edilmediği, edilmiş ise kime isabet ettiği hususlarındadır. Taksime dayanan taraf bu iddiasını ispat etmekle mükelleftir. Geçerli bir taksimin varlığından söz edilebilmesi için taksime tüm mirasçıların ya da temsilcilerinin katılmaları, katılmayan mirasçıların taksime muvafakat vermeleri, her mirasçıya hangi mevkiden taşınmaz mal verildiğinin, taşınmaz mal verilmeyen mirasçının ne şekilde razı edildiğinin somut olarak ortaya konması gerekir.Mahkemece yöntemine uygun bir taksim bulunup bulunmadığı hususunda yapılan araştırma yetersizdir. Davalı taraf tanık listesi sunduğu halde beyanlarına başvurulmamış, davalı kök muristen gelen ve davacılar ... ve ... adına tespit ve tescil edilen dava dışı ... ada ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar hakkında aynı mahkemenin 2014/402 Esas sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil davası açıldığını beyan etmesine rağmen bu dosya getirtilip değerlendirilmemiş, mahalli bilirkişi ve davacı tanıklarının yetersiz beyanlarına dayalı olarak karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez. O halde aynı Mahkeme"nin 2014/402 Esas sayılı dosyası dosya arasına alınmalı; taşınmazlar başında yeniden yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımı ile keşif yapılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıklardan öncesi tarafların kök murisine ait olan davaya konu taşınmazların mirasçıları arasında taksim edilip edilmediği, taksim yapılmış ise ne zaman, nerede, kimlerin katılımı ile yapıldığı, tüm mirasçılarının katılıp katılmadığı katılmayan mirasçı varsa temsil edilip edilmediği ya da sonradan icazet verip vermediği, hangi taşınmazın kime isabet ettiği, davacı mirasçı ..."a yer verilip verilmediği, taksimde pay almamış ise nasıl ikna edildiği, muristen kalan taşınmazların hangi tarihten beri hangi sıfatla kim tarafından kullanıldığı, paylaşım sonucu davalıya kalıp kalmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yukarıda sözü edilen aynı mahkemenin 2014/402 Esas dosyasında ne tür bir işlem yapıldığı değerlendirilmeli, ayrıca ispat yükünün taksimi iddia eden davalı tarafta olduğu hususu da gözetilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilmesi isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 16.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.