1. Hukuk Dairesi 2015/6617 E. , 2018/10145 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil-tazminat-tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları .....’nin 698 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 3/8 payını bankadan kredi çekmesi için davalı oğluna bedelsiz olarak temlik ettiğini, taşınmazın ifrazen 1131 ada 1, 1332 ada 1, 1333 ada 1, 1131 ada 4 parseller olduğunu, davalının taşınmazın 1000 m2’sini üzerinde bırakarak kalanını S.S. Kent Kooperatifine devrettiğini, kooperatiften aldığı daireleri mirasbırakana devretmeyip sahiplendiğini yine mirasbırakanın maliki olduğu 553 ada 8 parselini davalı oğluna temlik ettiğini, bu temlikin de mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında tapu iptal tescil olmazsa bedelin tazmini ve tenkis isteklerinde bulunmuşlardır.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ispat edilemeyen asıl ve birleştirilen davaların reddine ilişkin verilen karar Dairece, “... Öncesi 698 ada 1 parsel olan taşınmaz bakımından iddianın yazılı belge ile kanıtlanamadığı gözetilerek davaının reddine karar verilmesinde isebitsizlik yoktur... "553 ada 8 parsel sayılı taşınmaz için tapu kayıt malikleri aleyhine açılmış bir tapu iptal-tescil davası yoktur. Buna göre tapu iptal ve tescil isteğinin de reddedilmiş olması da doğrudur. Ancak 8 parsel sayılı taşınmaz için tazminat isteği vardır. Özellikle muris ..........’nin denkleştirme yönündeki beyanı da dikkate alınarak gerçekten de davacıya da bir taşınmaz verip vermediği ve vermiş ise davalıya satılıp satılmadığının ayrıca dava dışı mirasçılara da herhangi bir mal verip vermediğinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde kayden açıklığa kavuşturulması her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı böylece yukarıda değinilen anlamda bir paylaştırma iradesinin bulunup bulunmadığının ortaya konulması, ondan sonra bir hüküm kurulması gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir..” gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 698 ada 1 parselle ilgili davanın reddine ve 553 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ½ payı ile ilgili verilen kararın kesinleşmiş olması nedeniyle ayrıca bir karar verilmesine yer olmadığına, asıl ve birleştirilen dava yönünden tazminat isteğinin reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, mahkemenin Yargıtay"ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan yerel mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 gün, 21/9 sayılı YİBK).
Somut olayda; bozmaya uyulmakla ilgilileri yönünden usulü kazanılmış hak doğmasına karşın bu temel usul kuralı gözardı edilerek bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
Hâl böyle olunca; hükmüne uyulan önceki bozma kararında değinilen ilkeler ve olgular doğrultusunda 8 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tazminat isteği bakımından araştırma ve inceleme yapılması, dava dosyası içerisinde bulunan ceza tahkikatına ilişkin dosyalar ile aynı yer 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.09.1997 tarih 1997/80 Esas ve 1998/66 Karar sayılı dosyalarındaki tarafların ortak mirasbırakanı Hulusi’nin beyanlarının da gözetilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken bozma gerekleri yerine getirilmeksizin noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.05.2018 tarihinde karar verildi.