MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kiracılık sıfatının tespiti- alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; dava konusu taşınmazın yapılan ihale sonucunda 02/06/2010 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile davacı müvekkiline kiraya verildiğini ancak davalı idare tarafından kiralananın bir kısmının dava dışı DSİ"nce başlatılan proje kapsamında kalması nedeni ve sözleşmenin özel şartlar 1. maddesi gereğince kiralanan kum ve çakıl ocağının tahliyesinin talep edildiğini ileri sürerek; kiracılığın tespiti suretiyle muarazanın giderilmesini aksi kanı halinde ise DSİ projesi kapsamı dışında kalan kısım ile ilgili muarazanın giderilmesi, proje kapsamında kalan kısım için peşin ödenen kira bedelinin iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne dair verilen karar Yargıtay 6. Hukuk Dairesince 07.10.2015 tarih ve 2015/4556 E. 2015/8068 K sayılı ilamı ile; "" Davalı ... İdaresinin temyiz isteminin incelenmesinde; Tahliye gerçekleşmedikçe, kiralananın davacı kiracının kullanımında olduğunun kabulü gerekmektedir.Bu nedenle mahkemece, kiralananın fiilen tahliye edilip edilmediğinin yöntemine uygun şekilde araştırılarak, tahliye edilmiş ise tahliye tarihinden sonraki kira bedelinin davacıya iadesine karar verilmesi aksi halde ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir."" gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece; bozmaya uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda; kolluk marifeti ile yapılan incelemede taşınmazın tahliye edilmediğinin tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; bozma ilamında belirtildiği üzere, taşınmazın tahliye edilip edilmediği üzerinde durulması istenmiş, mahkemece kolluk yazışması ile yetinilerek taşınmazın tahliye edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece mahallinde uzman bilirkişiler eşliğinde keşif yapılarak; kiralanan taşınmazın ne kadarlık kısmına müdahale edildiği, kiracının halen ne kadar kısımda faaliyet gösterdiği, müdahale dışı kalan kısımda davacı kiracının faaliyetine devam etmesinin mümkün olup olmadığı hususları tespit edildikten sonra davacının kiracılık sıfatının tespiti ve alacak talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.