Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4858
Karar No: 2019/10141
Karar Tarihi: 23.12.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/4858 Esas 2019/10141 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/4858 E.  ,  2019/10141 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Bakırköy 2. İş Mahkemesi

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, tüm taraflar tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, tüm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Dava, 06.01.2009 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalıya bağlanan peşin değerli gelir ,geçici iş göremezlik ve yapılan hastane masraflarından oluşan kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkindir.
    II- CEVAP:
    Davalılar vekili, davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını iş kazasını kapsayan dönemde ... Sigorta A.Ş. nezdinde şirketin mesuliyet sigortası bulunduğunu, bu nedenle sigorta şirketine ihbar edilmesini talep ettiklerini, kazalı tarafından Bakırköy 9. İş Mahkemesinin 2012/641 esas sayılıp dosyası ile maddi ve manevi tazminat talepli dava açıldığını, bu davanın bekletici mesele yapılmasını, kazanın kazalının kendi kusuru neticesinde meydana geldiğini, kazalının kendi kusurlu davranışı ve 3. kişinin kusuru neticesinde meydana geldiğinden işverenin kazayla illiyet bağının ortadan kalktığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir
    III- MAHKEME KARARI:
    A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesince; 1-Davanın kabulü ile,
    118.913,05 TL peşin sermaye değerinin 29/07/2013 onay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte
    30.231,86 TL geçici iş görmezlik ödeneğinin 28/08/2012 tediye tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte
    57.434,23 TL hastane masrafının 13/07/2009 sarf tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı Kuruma verilmesine, karar verilmiştir.
    B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince ""Bakırköy 2. İş Mahkemesinin 2015/22 Esas, 2016/347 Karar sayılı 6100 sayılı Yasa"nın 353/1-b-1 maddesindeki düzenleme ve incelenen dosya içeriği göz önüne alındığında; istinaf başvurusunda bulunan tarafların ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin usul ve yasaya uygun olmadığı, mahkemece yapılan yargılamanın ve verilen kararın usul, yasa ve hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, istinaf başvurularının esastan reddine karar karar verilmiştir.
    TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    1-Davalılar vekili, kazanın meydana gelmesinde davalı şirketlerin kusurunun olmadığını, kazanın sigortalının kendi kusuru nedeniyle gerçekleştiğini, ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, davalı şirketlere yüklenen kusurun fahiş olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmişlerdir.
    2-Davacı Kurum vekili; davalıların olayda %100 kusurlu olduklarını ileri sürerek zararın tamamı üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
    IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Kanunu"nun 21. maddesidir.
    Anılan madde hükmü, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşullarını düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Buradan, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı rücûan sorumlu olduğu sonucu çıkarılmaktadır.
    Buna göre; işverenin/üçüncü kişilerin iş kazasındaki kasıt veya kusurunun tespiti amacıyla; iş kazasının oluşumuna ilişkin maddi olguların eksiksiz biçimde saptanması, sorumluluğu gerektiren her koşulun, kendi özelliği çerçevesinde araştırılıp irdelenmesi, işveren ve diğer ilgililerin kusur oran ve aidiyetlerinin belirlenmesi gerekir.
    Bu kapsamda; 6331 sayılı Kanunun 37’nci maddesi uyarınca yürürlükten kaldırılan ancak zararlandırıcı sigorta olayının meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 4857 sayılı İş Kanunu"nun 77’nci maddesi uyarınca, işverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumluluktan konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar. Anılan madde ile, işverenlere, işçi sağlığı ve iş güvenliği kavramından kapsamlı olarak, her türlü önlemi almak yanında, bir anlamda objektif özen yükümlülüğü de öngörülmektedir. Bu itibarla işverenin, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçinin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı takdirde gerekmeyeceği gibi bir düşünce ile almaktan sarfınazar etmesi kabul edilemez.
    Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile Dünya Sağlık Örgütü"nün (WHO) ortak Komisyonunda işçi sağlığının esasları: Bütün işkollarında işçinin fiziksel, ruhsal ve sosyo-ekonomik bakımdan sağlığını en üst düzeye çıkarmak ve bunun devamını sağlamak; çalışma şartları ve kullanılan zararlı maddeler nedeni ile işçi sağlığının bozulmasını engellemek; her işçiyi kendi fiziksel ve ruhsal yapısına uygun işte çalıştırmak; özet olarak işin işçiye ve işçinin ise uyumunu sağlamak olarak tanımlanmaktadır. Belirlenen amaçlara ulaşmak, dolayısıyla iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemek temel sorumluluktur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.11.2006 gün ve E: 2006/10-696, K: 2006/704 sayılı kararı).
    Öte yandan; sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumlularına karşı açılan tazminat davasında alınan kusur raporu, rücu davası yönünden bağlayıcı olmayıp, kesinleşmesi halinde güçlü delil niteliğinde sayılması gerekmektedir.
    Öte yandan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hakimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hakiminin, ceza hakiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof Dr. Kemal Gözler, “Res Judicata’nın Türkçesi Üzerine”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61 ) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır.
    Somut olayda, hükme esas alınan kusur raporuna göre, davalı işveren ... ile ... Ambalaj San ve Tic A.Ş. müşteren toplam % 80 (her birinin ayrı ayrı % 40 olmak üzere), sigortalının % 20 oranında kusurlu oldukları kabul edilmek suretiyle hüküm kurulduğu anlaşılmış ise de, ceza dosyasında kusurlu bulunarak mahkum olan yönünden kusur incelemesi yapılmadığı anlaşılmıştır.
    Ceza dosyasının kesinleşmesi halinde, ceza davasında kusurlu bulunarak mahkum olanlara, zararlandırıcı sigorta olayının meydana gelmesinde az da olsa bir miktar kusur verilmesi gereği gözetilerek, ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın mahkumiyet niteliğinde bulunmadığı gözönünde bulundurularak, iş kazasının olduğu meslek kolu ile iş ve işçi güvenliği konusunda uzman bilirkişi kurulundan ceza ve tazminat dosyaları ile tazminata esas alının 01.01.2009 tarihli ... Ambalaj A.Ş. ile yüklenici ... Ambalaj San. ve Tic.A.Ş. arasında imzalandığı belirtilen sözleşme dikkate alınarak davalılar ... Ambalaj A.Ş., ... Ambalaj San. ve Tic.A.Ş. ve dava dışı ... Teknik Destek Hizmetleri Ltd.Şti. arasındaki ilişki irdelenip yeniden kusur raporu alınmalı, ayrıca dahili davalı yoluyla taraf sıfatı kazanılamayacağından davacı vekiline, ... Ambalaj A.Ş."ye ek dava açılması yönünde süre verilip, dava açılması halinde eldeki dava ile birleştirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurularının esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 23.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi