1. Hukuk Dairesi 2017/4238 E. , 2018/10226 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili ile davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 06.06.2017 Salı günü saat 09.25"te daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen davalar, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Asıl davada davacılar, ortak mirasbırakanları .... kalan 1063 ada 20, 36, 44, 87, 90, 92, 94, 96, 1925 ada 2, 1920 ada 2, 995 ada 4, 1083 ada 8, 1115 ada 11, 1931 ada 4, 1942 ada 6, 1087 ada 3, 4, 5 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 1937 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 4769/14037 payını davalı ...’in buğday ve yonca ekip biçmek suretiyle mirasbırakanın ölümünden itibaren tek başına kullandığını, paylarına isabet eden bedelin ödenmesi için yaptıkları ihtarın davalıya 17.07.2009 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının ise cevap vermediği gibi herhangi bir ödeme de yapmadığını ileri sürerek, anılan taşınmazlara yönelik fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir davacı için 2.500,00 TL olmak üzere toplam 7.500,00 TL ecrimisilin mirasbırakanın ölüm tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemişler, 26.03.2012 tarihli ıslah dilekçeleri ile her bir davacı yönünden isteklerini 22.262,75 TL ye arttırmışlardır.
Birleştirilen 2011/38 Esas sayılı davada davacılar, asıl davada belirttikleri çekişmeli taşınmazları tek başına kullanmaya devam eden davalıdan asıl davanın dava tarihi olan 18/09/2009 tarihinden eldeki davanın dava tarihine kadar, ayrıca asıl davada dava edilmeyen 1008 ada 74 ile 760 ada 11 parsel sayılı taşınmazların kullanımı nedeniyle mirasbırakanın ölüm tarihinden dava tarihine kadar fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL ecrimisilin tahakkuk tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemişler, 26.03.2012 tarihli ıslah dilekçeleri ile her bir davacı yönünden isteklerini 57.490,28 TL ye arttırmışlardır.
./..
Birleştirilen 2012/31 E sayılı davada davacılar, asıl ve birleştirilen davalardaki iddialarını tekrarlayarak ve 6100 sayılı HMK’nın 107/1. maddesi gereğince belirsiz alacak davası açtıklarını belirterek 10.02.2011 tarihinden eldeki davanın dava tarihine kadar çekişmeli 21 adet taşınmaz için isteklerini arttırma hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 45.000,00 TL’nin dönem sonlarından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemişlerdir.
Asıl davaya yönelik davalı, çekişmeli taşınmazlara yaptığı ekme biçme ve vergi masrafları düşüldükten sonra davacıların taleplerinin değerlendirilmesi gerektiğini, ayrıca 1063 ada 20 ve 1931 ada 4 parsel sayılı taşınmazları murisin sağlığında kiraladığını ve ücretlerini ödediğini belirtmiş, 2011/38 E sayılı davaya yönelik, zaman içerisinde ekilen ürünlerin değiştiğini, yonca ekili olduğu iddia olunan taşınmazlara buğday ekildiğini, ayrıca ürünlerin zarar gördüğünü, masraflar ve zararların hesaplamada dikkate alınması gerektiğini bildirmiş, 2012/31 E sayılı davaya yönelik, dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nın 119. maddesindeki şartları taşımadığını, öte yandan HMK’nın 114/1-d ve 114/1-ğ maddesindeki dava şartlarının eksik olduğunu, alacağın belirli olması nedeniyle davacıların belirsiz alacak davası açamayacağını belirterek asıl ve birleştirilen davaların reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile asıl dava yönünden her bir davacı için 19.631,14 TL’nin, birleştirilen 2011/38 E sayılı dava yönünden her bir davacı için 27.241,97 TL’nin, birleştirilen 2012/31 E sayılı davada her bir davacı için 11.170,47 TL’nin dava tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Hükmü temyiz eden davalı asil ..., 09.05.2018 tarihli dilekçesi ile temyiz isteğinden feragat ettiğini bildirdiğinden, davalının temyiz dilekçesinin feragat nedeniyle reddine.
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Hemen belirtmek gerekir ki, 01.01.2007 ile 31.12.2010 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan mirasbırakan ve davalı arasında akdedilerek 19.02.2007 tarihinde köy defterine kaydedilip köy muhtarı tarafından tasdik edilen kira sözleşmesindeki mirasbırakan imzasına itiraz edilmediğine ve yargılama aşamasında ileri sürülmeyen iddiaların temyiz aşamasında ileri sürülemeyeceği gözetildiğinde mirasbırakanın kira sözleşmesinin akdedildiği tarihte ehliyetsiz olduğuna ilişkin iddianın dinlenemeyeceği, kaldı ki temyiz dilekçesine ek olarak sunulan ....raporunun mirasbırakanın 01.08.2008 tarihinde ehliyetsiz olduğuna ilişkin olduğu açıktır. Bu nedenle, kira sözleşmesine konu taşınmazların ecrimisil hesabı dışında tutulmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin kira sözleşmesine konu taşınmazlara yönelik temyiz itirazı yerinde değildir.
Öte yandan, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ve dinlenen tanık beyanları uyarınca, çekişmeli taşınmazların bulunduğu bölgede buğday mahsulü alındıktan sonra ikinci ürünün ekildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere ecrimisil, kötüniyetli zilyedin geri vermekle yükümlü olduğu bir şeyi haksız olarak alıkoyması nedeniyle kayıt malikine ödemekle yükümlü olduğu en azı kira geliri, en çoğu ise mahrum kalınan gelir kaybı olan bir tür haksız kullanım tazminatıdır.
O halde, birleştirilen 2011/38 E sayılı dava yönünden, 18.09.2009 ile 10.02.2011 arasındaki dönemde buğday mahsulü alındıktan sonra ikinci ürün ekildiği ya da ekilebileceği gözetildiğinde anılan dönem yönünden ecrimisile hükmedilirken ikinci ürünün de dahil edilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
../...
Diğer taraftan, birleştirilen 2012/31 E sayılı dava yönünden, yukarıda açıklanan ilke uyarınca ecrimisil hesabı yapılırken çekişmeli taşınmazların tarım arazisi olduğu göretilerek zirai gelir metoduna göre hesaplanacak net gelire hükmedilmesi gerekirken net gelir bulunduktan sonra ekili ürünün özelliğine göre % 35’i, % 45’i ve % 50’si üzerinden bulunan bedele hükmedilmesi hatalıdır.
Hal böyle olunca, birleştirilen 2011/38 E sayılı dava yönünden ecrimisile hükmedilirken ikinci ürünün de ecrimisil bedeline dahil edilmesi, birleştirilen 2012/31 E sayılı dava yönünden ise, alanında uzman bilirkişilerden yeniden alınacak rapor ile 10.02.2011 ile 02.02.2012 tarihleri arasındaki dönem için belirlenen ( ikinci ürünün gözetilmesi ) ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile birleştirilen davalar yönünden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacılar yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.