1. Hukuk Dairesi 2020/1225 E. , 2021/2561 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, ilk derece mahkemesince, davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın davacı ... vekili tarafından süresinde, davalı ... vekili tarafından katılma yolu ile istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne, davalılar ..., ... ve ..."a yönelik davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen karar, davalı ..., ..., ... vekilleri ile davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuki nedine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, Silivri Belediye Meclisinin 06.07.2009 tarih ve 53 sayılı kararı ile 834 ada 7 parsel sayılı taşınmazının davalı ..."a ihale ile satıldığını, satışa dayanak teşkil eden meclis kararının İstanbul 5. İdare Mahkemesi"nin 2009/1410 E, 2010/942 K sayılı kararı ile "satışa sunulan taşınmazlardan bir bölümünün İmar Kanununun 18.maddesi uygulaması ile belediye adına tescil edilen taşınmazlar olduğu, bu taşınmazların umumi hizmetlerle ilgili başka maksatlarla kullanılamayacağı" gerekçesi ile iptal edildiğini, kararın Danıştay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, davalı ... adına oluşan tescilin yolsuz hale geldiğini, diğer davalılara yapılan temliklerin idare mahkemesi kararının sonuçlarını bertaraf için muvazaalı ve kötüniyetli yapıldığını ileri sürerek taşınmazın tapusunun iptali ile her türlü takyidattan ari olarak adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ..., taşınmazı iyiniyetle satın aldıklarını belirterek, davalı ... ise davanın husumet yönünden reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, temliklerin idare mahkemesince verilen iptal kararını kesinleşmesinden önce yapıldığı, kayıt maliki..."ın Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş."den kredi kullandığı, satışın gerçek olduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın davacı ... vekili tarafından süresinde, davalı ... vekili tarafından katılma yolu ile istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından, iptal kararına ilişkin kamuoyunun bilgi sahibi olduğu, davalıların Silivri ve civarı ilçelerde yaşadıkları, kayıt maliki..."ın kullandığı kredinin genel kredi niteliğinde olduğu, ..."ın Silivri"de oturduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne, davalılar ..., ... ve ..."a yönelik davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 834 ada 7 parsel sayılı 1.314,16m2 miktarlı arsa nitelikli taşınmazın tamamı davacı ... Belediyesi adına kayıtlı iken 06.07.2009 tarihli Belediye Meclis Kararı ile 23.06.2010 tarihinde 160.000 TL bedelle davalı ..."a ihale ile satıldığı, onun da taşınmazı 16.03.2011 tarihinde 162.000 TL bedelle davalı ..."a, onun da taşınmazı 20.05.2011 tarihinde 163.000 TL bedelle davalı ..."a, onun da taşınmazı 04.09.2014 tarihinde 80.000 TL bedelle davalı ..."e devrettiği, aynı temlikte Albaraka Türk Katılım AŞ. Lehine 1. Dereceden 390.000 TL bedelli ipotek tesis edildiği, ipoteğin 03.12.2015 tarihinde terkin edildiği, davanın 11.01.2017 tarihinde açıldığı, taşınmaz üzerine 13.01.2017 tarihinde "davalıdır" şerhi konulduğu, davacı tarafın talebiyle verilen teminatsız ihtiyati tedbir kararının itirazın reddedilerek istinaf incelemesi sonucu kesinleştiği, bölge adliye mahkemesi kararından sonra tapu müdürlüğünün cevabi yazısından anlaşıldığı üzere; dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından 16.05.2018 tarihinde dava dışı ..."a satış suretiyle temlik edildiği dosya kapsamı ile sabittir.
Bu durumda, davacı 11.01.2017 tarihli dava dilekçesi ile tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş olup dava konusu taşınmazın yargılama sırasında dava dışı kişilere devredildiği dosya kapsamı ile sabittir.
Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanında doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu maddede, “dava konusunun devri” kenar başlığı altında; "Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olurlar.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür." şeklinde düzenleme getirilmiştir.
O halde, kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan anılan yasal düzenlemeler gözetilmek suretiyle, mahkemece davacı tarafa seçimlik hakkının hatırlatılması, bu yöndeki usulü eksikliğin giderilmesi ve sonucuna göre işlem yapılarak ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalı ..., ..., ... vekilleri ile davacı vekilinin bu yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile, 6100 sayılı HMK"nun 371/1-a maddesi gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.