3. Hukuk Dairesi 2014/9453 E. , 2015/1954 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2014
NUMARASI : 2010/695-2014/46
Taraflar arasında birleştirilerek görülen menfi tesbit ve itirazın iptali davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı Ö.. Ö.. vekili ve davalı M.S. G. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı Ö.. Ö.. vekili dilekçesinde; müvekkilinin, dava dışı M. S. G. "e ait tarımsal sulama aboneliğini kullanmakta olduğunu, aboneliğe ait sayacın Eylül 2009 tarihinde yanması üzerine müvekkilinin davalı dağıtım şirketine dilekçe ile başvurarak değiştirilmesini istediğini, ancak sayacı değiştiren davalı şirketin sonradan 31.12.2009 tarihli kaçak elektrik tutanağını düzenleyerek 21.743,70 TL kaçak kullanım bedeli tahakkuk ettirdiğini, yanan ve hasar gören sayaçtan müvekkilinin kaçak elektrik kullandığı sonucuna varmanın isabetli olmadığını ileri sürerek; müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Birleştirilen 2012/419 esas sayılı dava dosyasında ise, davacı dağıtım şirketi; elektrik abonesi olan davalı M. Sait Görgün"ün 53.132,04 TL tutarındaki borcunu ödemediği gibi bu amaçla başlatılan takibe de borcun kiracısı olan Ö.. Ö.."e ait olduğu gerekçesiyle itiraz ettiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsiline hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı M. S. G. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin taşınmazını Ö.. Ö.."e kiraya verdiğini, kaçak elektrik kullanma suçu
Mahkemece; kaçak elektrik kullanılması nedeni ile tahakkuk ettirilen miktarın yerinde olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kısmen kabulü ile 34.247,47 TL asıl alacak ve 15.318,40 TL gecikme cezası olam üzere toplam 49.565,87 TL ye yönelik itirazın iptaline, icra inkar tazminatı isteminin ise reddine karar verilmiş, hüküm, davacı Ö.. Ö.. vekili ile birleşen davada davalı M. S. G. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Yargıtay HGK. nun (17.12.2014 günlü ve 2014/7-1884 E. 2014/1045 K. sayılı ilamıyla karar düzeltme kanun yolundan da geçen) 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 E. 2014/679 K. sayılı kararında; elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından kaçak kullanmak (hırsızlanmak) suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, dağıtım şirketleri tarafından kurallara uyan abonelerden tahsil edilemeyeceği kabul edilmiştir.
Yukarıda değinilen Yargıtay HGK. kararı doğrultusunda yerleşmiş ve kararlılık kazanmış Dairemiz uygulamasına göre; kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanılarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından ihdas edilen ikincil mevzuat (Yönetmelik, EPDK Kurul kararları ve tebliğleri) hükümleri uyarınca, kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, parekende satış hizmeti ve iletim bedelleri, elektrik abonelerinden tahsil edilemeyecektir. Zira, TRT payında olduğu gibi bu bedellerde ancak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 73. maddesindeki esas ve ilkeleri karşılayan bir kanun hükmüyle elektrik abonelerinden alınabilecektir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, kaçak elektrik tüketim ve kaçak ek tüketim bedellerinin; dağıtım, perakende satış hizmeti ve iletim bedellerinin ilave edilmesi suretiyle hesaplandığı, ayrıca hesaplanan bedellere, kayıp-kaçak bedelinin ilave edilip edilmediği hususunda bir açıklığın bulunmadığı, bu haliyle raporun hüküm vermeye yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
Bundan ayrı, bilirkişi raporunda;-, kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla davacı Ö.. Ö.. hakkında açılan ceza davasında ödenilen 5.491,27 TL nin mahsup edilmesiyle takibe konu asıl alacak miktarı 31.659,04 TL olarak hesaplamasına rağmen, hükümde 34.247,47 asıl alacak yönünden itirazın iptaline karar verilmesi doğru olmadığı gibi, asıl dava yönünden de bu ödemenin nazara alınmamış olması da yerinde değildir.
Öte yandan, mahkemece; eylem kaçak elektrik kullanımı olarak kabul edildiği halde, birleşen davada işlemiş gecikme cezası yönünden takibin devamına karar verilmesi de doğru görülmemiştir. Zira, Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre kaçak elektrik, su ve doğalgaz kullanımlarında gecikme cezası uygulanmaz, ancak kaçak elektrik kullanan kişinin sıfatına göre avans faizi veya yasal faiz uygulanır (Hukuk Genel Kurulunun 10/10/2012 tarih 2012/7-502 Esas, 2012/707 Karar sayılı ilamında da aynı ilkeler benimsenmiştir.).
Hâl böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddî ve hukukî olgular gözetilerek, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi ve somut verilere dayalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınması, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, asıl davada davacının, birleşen dosyada davalının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 09.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.