Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2008/241
Karar No: 2009/22

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2008/241 Esas 2009/22 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü 2008/241 E., 2009/22 K.

  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 13 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 2 ]
  • "İçtihat Metni"

    : Davacılar vekili, dava dilekçesinde, müvekkillerinin murisi S. O."nun, 17.2.2001 tarihinde saat 12.00 sularında karşıdan karşıya geçmek için yayalar tarafından kullanılan Florya Tren İstasyonu"ndan Bakırköy yönüne doğru 200 metre ileriden geçmek isterken davalı Devlet Demir Yollarına ait trenin çarpması neticesinde vefat ettiğini, davalı makinist H. D. aleyhine Bakırköy 9. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2001/1357 Esas sayılı dosyasıyla dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermekten kamu davası açıldığını, ancak, sanık hakkında beraat kararı verildiğini, davalı H. D."in kazanın meydana gelmesinde kusursuz olmasının mümkün olmadığını, çünkü, kazanın meydana geldiği saat ve görüş mesafesi ile olay yerinin Florya Tren İstasyonu"na bu kadar yakın olması, yayaların bu geçitten geçtiğinin bilinmesi karşısında verilen raporun yerinde olmadığını, Bakırköy 9. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2001/1357 E sayılı dosyasında verilen beraat kararı ile Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından verilen raporda tespit edilen kusurun BK 53. maddesine göre Mahkemeyi bağlamayacağını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere eşi G. O. için 15.000.-YTL, çocukları M. E. O. için 10.000.-YTL, U. O. için 10.000.-YTL, kardeşi F. O. için 7.500.-YTL olmak üzere toplam 42.500.-YTL manevi, eşi ve çocukları için 7.500.-YTL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

    Davalı idare vekili, birinci savunma dilekçesinde, Kuruluşları aleyhinde açılan davanın Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü"nün 26.2.2001 gün ve E:2001/1, K:2001/7 sayılı kararı uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğini ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur.

    BAKIRKÖY 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 30.5.2006 gün ve E:2006/26 sayı ile, dosyanın incelenmesinde davacıların, davalıların şahsi kusurları nedeni ile uğradıklarını iddia ettikleri maddi ve manevi ödencenin tazmini istemi ile dava açtıklarının görüldüğü, şahsi kusur sonucu meydana gelen tren kazası nedeniyle TCDD aleyhine açılan davanın adli yargıda görülmesinin icap ettiği gerekçesiyle davalı vekilinin yerinde görülmeyen görev itirazının reddine karar vermiştir.

    Davalı idare vekilince, süresi içinde verilen dilekçe ile, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması isteminde bulunulması üzerine dilekçe Danıştay Başsavcılığı"na gönderilmiştir.

    DANIŞTAY BAŞSAVCISI : Tren çarpması sonucu kaldırıldığı hastahanede ölen S. O."nun eşi, çocukları ve kardeşi tarafından maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü ve Hakkı Dinçer"e karşı Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin E:2006/26 sayısında açılan davada, davalılardan TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü"nce davanın görüm ve çözümünün idari yargının görevine girdiği ileri sürülerek görev itirazında bulunulduğu ve itirazın reddi üzerine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasının istenildiği, Anayasa"nın 125 inci maddesinde, idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunun belirtildiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2 nci maddesinde idari dava türlerinin sayıldığı, bu maddenin (1-b) bendinde de, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davalarının, görüm ve çözümü idari yargının görev alanına giren idari dava türleri arasında gösterildiği, TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü"nün, bir kamu kuruluşu olduğu, kamu hizmeti olduğu tartışmasız bulunan demiryolu taşımacılığı işini tekel halinde yürüttüğü, kamu hizmetini yürütmekle yükümlü kılınan kamu kuruluşunun, kamu hizmetini yürütürken kişilere verdiği zararın tazminine ilişkin davada, kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuk kurallarına uygun olarak yürütüp yürütülmediği, kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediği, sonuçta, hizmet kusuru ve idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tayin ve tespitinin idari yargı yerlerine ait bulunduğu, uyuşmazlığın, TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü"nün yürütmekle görevli olduğu kamu hizmetinin gereği gibi yapılmamasından dolayı uğranıldığı ileri sürülen zararın davalılardan tazmini istemine ilişkin bulunduğu, bu durumda, davanın TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü"ne yönelik olan kısmının görüm ve çözümü, idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davalarına bakmakla görevli olan idari yargı yerlerine ait bulunduğundan, Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin, anılan Genel Müdürlüğün görev itirazının reddine ilişkin kararının kaldırılması gerektiği, bu nedenlerle, davanın TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü"ne karşı açılan kısmı yönünden 2247 sayılı Yasa"nın 10 uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilmesine karar vermiştir.

    Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa"nın 13. maddesine göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı"ndan yazılı düşüncesi istenilmiştir.

    YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI : Davacı G. O. ve arkadaşları vekili tarafından davalı TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü aleyhine Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi"nde açılan 2002/898 Esas sayılı tazminat davasında, Danıştay Başsavcılığı tarafından 2247 sayılı Kanun"un 10. maddesi gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması nedeniyle gönderilen 2008/241 Esas sayılı dosyanın incelendiği, 17.2.2001 tarihinde, Bakırköy İlçesi Florya Tren İstasyonu"nda muris S. O."na trenin çarpması sonucu meydana gelen ölümlü kaza nedeniyle fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 42.500.-YTL maddi ve 7.500.-YTL manevi tazminat ödenmesi talebiyle Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi"ne davanın açıldığı, davalı idare tarafından görev itirazında bulunulması üzerine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığının anlaşıldığı, TCDD İşletmesi"nin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, tüzel kişiliğe sahip bir kamu kurumu olduğu, 233 sayılı KHK ve Ana Statü ile, özerk bir tarzda ve ekonomik gereklere uygun olarak karlılık ve verimlilik ilkeleri doğrultusunda yönetilmesi amacıyla İşletmenin iktisadi faaliyetleri bakımından özel hukuk hükümlerine tabi kılınmış olmasının, onun kamu hizmeti yürütmesine ve kamu kurumu niteliğine engel teşkil etmediği, Anayasa"nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğunun kurala bağlandığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı, buna karşın, dava konusu zararın, karayolunun demiryolu ile kesiştiği hemzemin geçitte meydana gelen kaza sonucunda oluşması nedeniyle ortada bir trafik kazası bulunduğu düşüncesinden hareketle, davanın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 2. maddesinde; Karayolları Trafik Kanunu"nun kapsamının belirlendiği, 3. maddesinde ise, "Demiryolu geçidinin(hemzemin geçit); Karayolu ile demiryolunun aynı seviyede kesiştiği bariyerli ve bariyersiz geçitlerdir, Kamu hizmeti taşıtı: Kamu hizmeti için yük veya yolcu taşıması yapan bütün taşıtlardır, Taşıt: Karayolunda insan, hayvan ve yük taşımaya yarayan araçlar olduğu" tanımının yapıldığı, trenin bu Yasa kapsamına dahil edilmediğinin anlaşıldığı, keza, 2918 sayılı Yasa"nın 85, 90 ve 106. maddeleri hükümleri uyarınca işletenin hukuki sorumluluğu kapsamında maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanunu"nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır kuralı uyarınca uyuşmazlığın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği ileri sürülebilir ise de; anılan Yasada gerek hemzemin geçitin karayolunun uzantısı olduğunu belirten bir tanım ve düzenlemeye yer verilmemiş ve gerekse trenin bu Yasa kapsamına giren motorlu taşıt olarak sayılmamış olması karsısında, bu iddianın kabule şayan görülmediği, TCDD Ana Statüsü"ne, Yüksek Planlama Kurulu"nun 27.4.1992 gün 92/T.29 sayılı kararı ile eklenen Ek 2. maddede, "Demiryolunun karayolu, köy yolu ve benzeri yollar ile yaptığı kesişmelerde demiryolunun ana yol sayılacağı, trafik düzeninin gerektirdiği hallerde söz konusu yollara ait geçitler ile görüşe engel teşkil eden tesislerin kaldırılacağı, demiryolu üzerinde seyreden araçların karayolu, köy yolu ve benzeri yollardaki araçlara göre geçiş üstünlüğünün bulunduğu hükmünün getirildiği, bu nedenlerle, yayaya trenin çarpması sonucunda meydana gelen kazada, idarenin hizmet kusuru esasına göre tazmini istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli bulunduğundan, Danıştay Başsavcısı"nın başvurusunun kabulü gerektiği, nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi"nin 10.3.2003 gün, 2002/93 ve 2003/2 sayılı kararında da; hemzemin geçitte karayolu taşıtı ile trenin çarpışması sonucunda doğan zararın idarenin hizmet kusuru esasına göre tazmini istemiyle açılan davanın, idari yargı yerinde çözümlenmesi yolunda hüküm kurulduğu, bu nedenle Danıştay Başsavcılığı"nın 2247 sayılı Yasa"nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/26 Esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE :

    Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü"nün, Ahmet AKYALÇIN"ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Turan KARAKAYA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK"ın katılımlarıyla yapılan 2.2.2009 günlü toplantısında:

    l-İLK İNCELEME : Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa"nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idarenin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı"nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

    II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ"un, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU"nun davada idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    Dava, davacıların murisinin trenin çarpması neticesinde vefat etmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

    28.10.1984 tarih ve 18559 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü(TCDD) Ana Statüsü"nün "Amaç ve Kapsam" başlıklı 1. maddesi, "Bu Ana Statünün amacı; 8.6.1984 tarih ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi olarak söz konusu Kanun Hükmünde Kararname çerçevesinde faaliyette bulunmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü adı altında teşkil olunan Kamu İktisadi Kuruluşunun hukuki bünye, amaç ve faaliyet konuları, organları ve teşkilat yapısı, müessese, bağlı ortaklık ve iştirakleri ile bunlar arasındaki ilişkileri ve ilgili diğer hususları düzenlemektir..." hükmünü taşımakta; "Hukuki Bünye" başlıklı 3. maddesinde, bu Ana Statü ile teşkil olunan TCDD İşletmesinin, sermayesinin tamamı Devlete ait, tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir "Kamu İktisadi Kuruluşu" olduğuna ve 233 sayılı KHK ile bu Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğuna işaret edilmektedir.

    Buna göre, TCDD İşletmesinin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, tüzel kişiliğe sahip bir kamu kurumu olduğu tartışmasızdır. 233 sayılı KHK ve Ana Statü ile özerk bir tarzda ve ekonomik gereklere uygun olarak kârlılık ve verimlilik ilkeleri doğrultusunda yönetilmesi amacıyla İşletmenin iktisadi faaliyetleri bakımından özel hukuk hükümlerine tabi kılınmış olması, onun kamu hizmeti yürütmesine ve kamu kurumu niteliğine engel teşkil etmemektedir.

    İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi, bakım ve onarımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

    Anayasa"nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1-b maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

    Buna göre ve zararın kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında doğduğu nedeniyle idarenin hizmet kusuruna dayanılmış olması karşısında, tekel niteliğinde kamu hizmeti yürüten TCDD İşletmesinin bu hizmeti yürüttüğü sırada kişilere verdiği zararın tazmini istemiyle açılan dava; olayda kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Yasa"nın 2/1-b maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevlidir.

    Belirtilen nedenlerle, Danıştay Başsavcısı"nın başvurusunun kabulü ile Asliye Hukuk Mahkemesinin davalı TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü vekilinin görev itirazının reddine ilişkin kararının kaldırılması gerekmiştir.

    SONUÇ

    : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı"nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 30.5.2006 gün ve E:2006/26 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 2.2.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi