Mahkemesi :Sulh Ceza Hâkimliğinin

Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 20/02/2018 tarihli ve 2018/14387 soruşturma, 2018/10079 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Bursa 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05/06/2018 tarihli ve 2018/3719 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Kanunun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar nazara alındığında,
Dosya kapsamına göre, müşteki ... ın olay tarihinde şüphelinin evinin boyasını yaptığı esnada kullandığı boya fırçasının tavandaki elektrik akımına kapılması nedeniyle yere düştüğü ve yaralandığı somut olayda, müştekinin 13/02/2018 tarihinde alınan ifadesinde şikâyetçi olmadığını beyan ettiğinden bahisle şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilmiş ise de; müşteki vekilinin dosyaya sunduğu 22/05/2018 tarihli itiraz dilekçesinde, müştekinin 13/02/2018 tarihinde tedavi görmekte olduğu Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde iken ilgili kolluk görevlilerince alınan ifadesinde şikâyetçi olmadığına ilişkin beyanının gerçeği yansıtmadığını, zira o anda müştekinin hastanede yoğun bakımda tedavi görmekte olduğunu, elleri sarılı halde ve ellerini kullanabilecek durumda olmadığını, ilgili kolluk görevlilerince müştekinin sarfetmediği sözlerin tutanağa geçirildiğini ve müşteki adına sahte imza atılarak tutanak düzenlendiğini iddia etmesi karşısında, müştekinin ve ilgili kolluk görevlilerin ifadelerinin alınması ile müşteki tarafından 13/02/2018 tarihli ifade tutanağındaki imzanın kendisine ait olmadığının belirtilmesi hâlinde kendisinden imza örneği alınarak ifade tutanağındaki imzanın kendisine ait olup olmadığına ilişkin bilirkişi raporu alınması, müştekinin adlî tıp kurumuna sevk edilerek kesin raporunun aldırılması ve olay yerinde uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak kusur durumuna ilişkin bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre şüphelinin hukukî durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın bu yönüyle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 01/11/2018 gün ve 94660652-105-16-10630-2018-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ kılınmakla,
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Müştekinin 13/02/2018 tarihinde alınan ifadesinde şikâyetçi olmadığını beyan ettiğinden bahisle şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilmiş ise de; müşteki vekilinin dosyaya sunduğu 22/05/2018 tarihli itiraz dilekçesinde, müştekinin 13/02/2018 tarihinde tedavi görmekte olduğu Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde iken ilgili kolluk görevlilerince alınan ifadesinde şikâyetçi olmadığına ilişkin beyanının gerçeği yansıtmadığını, zira o anda müştekinin hastanede yoğun bakımda tedavi görmekte olduğunu, elleri sarılı halde ve ellerini kullanabilecek durumda olmadığını, ilgili kolluk görevlilerince müştekinin sarfetmediği sözlerin tutanağa geçirildiğini ve müşteki adına sahte imza atılarak tutanak düzenlendiğini iddia etmesi karşısında, müştekinin ve ilgili kolluk görevlilerin ifadelerinin alınması ile müşteki tarafından 13/02/2018 tarihli ifade tutanağındaki imzanın kendisine ait olmadığının belirtilmesi hâlinde kendisinden imza örneği alınarak ifade tutanağındaki imzanın kendisine ait olup olmadığına ilişkin bilirkişi raporu alınması amacıyla kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş olup,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Bursa 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05/06/2018 tarihli ve 2018/3719 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.