3. Hukuk Dairesi 2014/9431 E. , 2015/2005 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ALANYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2013
NUMARASI : 2012/40-2013/455
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilerinin yabancı uyruklu olup .... ilçesi ..... Kasabası ...... mevki 442 ada 10 parselde bulunan 14 nolu bağımsız bölümün satışı için şifahi olarak emlakçılık yapan davalı ile anlaştıklarını, müvekkillerinin davalıya banka kanalı ile 56.000 € ödeme yaptığını, ancak davalının bu ödemeye karşın dava konusu taşınmazın tapusunu müvekkillerine vermediğini ve taşınmazın kendi adına kayıtlı olmadığını belirttiğini, taraflar arasında yapılan satış sözleşmesinin harici olduğunu bu nedenle müvekkilerinin dava konusu taşınmazın adlarına tescilini talep edemediklerini belirterek müvekkilerinin davalıya ödemiş olduğu 56.000 € "nun ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; banka havalesi yoluyla gönderilmiş paraların ..... ilçesi ..... Kasabası 453 ada 7 parselde bulunan 13 nolu bağımsız bölüme ilişkin yapılan sözleşmeye göre gönderildiğini ve bu taşınmazın davacılardan W.. L.. adına tescil edildiğini belirterek davaının reddini savunmuştur.
Taraflar arasında; dava konusu paranın gönderildiği ve davalı tarafından alındığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; gönderilen paranın hangi taşınmazın satışı konusunda gönderildiği noktasında toplanmaktadır.
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Somut olayda, dosya içinde bulunan ...........Noterliğinin 20.08.2008 tarih 19239 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde vaad eden J.G.R vekili T. B. , vaad alacaklısı da davacı Natalia olup vaade konu bağımsız bölüm 13 nolu bağımsız bölümdür. Yine ........... Noterliğinin 11/09/2008 tarih ve 21013 yvemiye nolu düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesinde vaadde bulunan H. H. Ç. vekili Ay. K. ve vaad alacaklısı davacı Natalia olup , vaade konu taşınmaz ..... ilçesi ..... Kasabası 442 ada 10 parselde bulunan 14 nolu bağımsız bölümdür.
Yukarıda açıklanan dava konusu 14.nolu bağımsız bölümün satış vaadi düzenleme tarihi 11.09.2008 olup, satış bedelinin peşin alındığı belirtilmesi karşısında 28.08.2008 ve 05.09.2008 tarihli para gönderme dekontlarında 14 nolu bağımsız bölüm için gönderildiğine dair şerh bulunduğuna göre, davalıya gönderilen bu paraların 14.nolu daire için gönderilmediğinin ispatı davalıya düşmektedir. Bu halde ispat yükünün yer değiştirdiği de gözetilerek davalı vekili cevap dilekçesinde her türlü yasal delil demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan davadaki iddiası konusunda davacıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.