3. Hukuk Dairesi 2014/15281 E. , 2015/2035 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2014
NUMARASI : 2012/417-2014/26
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, vasiyetnamenin konusu kalmadığından ortadan kaldırılmasına yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalılardan H. B. "a velayeten ve kendi adına asaleten P.. B.. vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 10.02.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalılar vekili Av. Ş.. T.. geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan davalı vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; muris E. A. tarafından düzenlenen ......... Noterliğinin 08.02.2002 tarihli vasiyetnamesi ile, ..........."da bulunan ............Mah......... nolu ........ tipi evini, Vakıfbank ..........Şubesinde bulunan parasını müvekkil A.. A.., davalı P.. B.. ve davalı torunu (küçük) H. B."a bıraktığını; vasiyetnameden 1,5 yıl sonra, 14.07.2003 tarihinde ise, vasiyete konu taşınmazı vasiyetname lehtarı Hazal"a(torunu) devrettiğini; Vakıfbanktaki tüm payı ise, çekerek kendi tasarrufunda kullandığını; böylece, vasiyet edilen mal ve paranın vasiyetnamedeki irade beyanından çok farklı şekilde kullanıldığını, tasarruf yetkisinin kalktığını, vasiyetin ifasının imkansız hale geldiğini, TMK"nun 544. maddesindeki koşulların yerine gelmiş olması ve 557/3. maddesindeki sebebin gerçekleşmesi nedeniyle, vasiyetnamenin iptalini isteme zorunluluğu doğduğunu iddia ederek; vasiyetnamenin infaz kabiliyeti bulunmadığının tespiti ile hukuka aykırılık ve fiili imkansızlık nedeniyle, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı (P. ve H. B.) vekili cevabında; davacının, tespit ve iptale ilişkin taleplerinin ayrı dava konuları içermesi nedeniyle, ayrı ayrı görülmesi gerektiği; davacı tarafından, Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/213 Esas dosyasında, vasiyet edilen taşınmazın Hazal"a muvazaalı devredilmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis talep ettiğini, anılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davada TMK 557/3. madde koşullarının da gerçekleşmediğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; vasiyete konu taşınmaz hakkında açılan tapu iptali tescil davasının sonucu beklenmesi talep edilmiş ise de, öncelikle vasiyetnamenin geçerli olup olmadığı hususunun çözümlenmesi gerektiğinden, sonucun beklenmediği; murisin ölüm tarihinde, murise ait vasiyete konu para ve taşınmaz kalmadığı, vasiyetin infazının imkansız hale geldiği gerekçe gösterilerek; “murise ait vasiyetnamenin konusu kalmadığından ortadan kaldırılmasına “ karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar P. ve H. B. vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda; muris tarafından 08.02.2002 tarihli vasiyetname ile davacı ve davalılar P. ve H. B."a ......."deki evi, torunu Hazal"a ise bankadaki parasını bıraktığı, tapu kaydına göre ....."de bulunan evin 14.07.2003 tarihinde Hazal"a satış yoluyla devredildiğini, davacı tarafça, Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/293 Esas sayılı dosyası ile vasiyete konu taşınmaz hakkında muris muvaazasına dayalı tapu iptali ve tescil-tenkis davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Bir davada hüküm verilmesi, başka bir davada incelenmekte olan ve kesin olarak karara bağlanarak bulunan bir hukuksal ilişkinin mevcut olup olmadığına bağlı ise, eldeki davanın sonucunu etkileyecek ise, mahkemece, o davanın sonuçlanmasını kendi bakmakta olduğu dava için bekletici mesele yapabilir.
Bu durumda, görülmekte olan tapu iptali tescil ve tenkis davasının sonucunda vasiyete konu taşınmaz mal terekeye tekrar döndüğü takdirde dava konusu vasiyetnamenin taşınmaz yönünden geçerliliğini korunması gündeme geleceğinden; Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/293 Esas sayılı dosyası bekletici mesele yapılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile bekletici mesele yapılmasına gerek bulunmadığından bahisle, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının, şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı Hazal ve P.. B.."a verilmesine, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.