3. Hukuk Dairesi 2014/15317 E. , 2015/2036 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DİDİM(YENİHİSAR) 2. ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2012/367-2013/126
Taraflar arasındaki harici taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalılardan K.. K.. vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 10.02.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; davalı asil K.. K.. ile vekili Av. M. K. geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili dilekçesinde; davacıların, 21.06.2005 tarihinde, davalı arsa sahipleri adına kayıtlı 1543/2 parselde bulunan gayrimenkuldeki .... Blok ....... nolu ..... meskenin satışına ilişkin harici satış sözleşmesi hazırladıklarını; bu sözleşmeyi onaylayan satıcı adı altında müteahhit H. N. "ın(ölü) imzaladığını, sözleşmeye, arsa sahipleri ile davalı müteahhit İsmet ve H.. T.. ve dava dışı H. N. arasındaki Kat Karşılığı İnşaat sözleşmesinin de eklendiğini; sözleşmedeki satış bedeli ve elektrik, su, abonelik ücreti, tapu masrafı v.s toplam 46.900 GBP"nin davalı K.. K.."nın banka hesabına havale edildiğini; 7 yıldır fiilen zilyet oldukları ve kullandıkları taşınmazın bu güne dek tapu devrinin gerçekleşmediğini belirterek, şartları varsa tapunun iptali ile davacılar adına tescilini; olmadığı takdirde, 43.000 GBP"nin ödeme tarihinden itibaren faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, yargılamaya katılmamışlar cevap dilekçesi vermemişlerdir.
Mahkemece; tapu iptali tescil davası takip edilmediğinden ( atiye terk edilmekle) açılmamış sayılmasına karar verilmiş, müteahhitler H.. T.. ve İ.. G.."a yönelik davanın (davacılar ile yapılan harici satış sözleşmesinde isimleri yer almadığı, sözleşme nedeniyle bedelin bu şahıslara gönderilmediği gerekçesiyle) husumet yokluğu nedeniyle reddine, satış bedelinin gönderildiği davalı K.. K.."ya yönelik davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılardan K.. K.. vekili süresinde temyiz etmektedir.
4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder, şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin, 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için; yasanın amacı içerisinde, yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gereklidir. Somut uyuşmazlıkta ise, davacı ile dava dışı müteahhit(ölü) H. N. tarafından arsa sahiplerinin adı yazılmak suretiyle ve onlar adına onaylandığı belirtilerek, sözleşmenin imzalandığı, H. N. "ın davalı olarak gösterilmediği; davalı arsa sahiplerinin ise, 4077 sayılı yasadaki satıcı tanımına uymadığı; davalı Kenan"ın ise, sözleşmede taraf olmadığı dikkate alındığında; olayda, 4077 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Bu duruma göre, uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir.
Görevle ilgili düzenlemeler, kamu düzenine ilişkin olup; taraflar ileri sürmese dahi, yargılamanın her aşamasında resen gözetilir.
Hal böyle olunca, mahkemece; davaya genel mahkemede bakılması gerekirken, yazılı şekilde, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılıp hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre, davalı K.. K.. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalı K.. K.."ya verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.