3. Hukuk Dairesi 2014/9191 E. , 2015/2046 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GAZİOSMANPAŞA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2010/41-2013/531
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davalılardan F.. Y.. ve N.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili ile davalılardan N.. Ö.."un ve dava dışı Hakkı Sarısoy"un aralarında İstanbul ili, ......... ilçesi, ........... köyü, .......... mevkiinde, ........ ada, ............pafta, ........ parselde kayıtlı, binanın inşası için anlaştıklarını, bu anlaşma çerçevesinde inşaatı tamamlayıp gelir ve giderlere ilişkin hesapları yaparak aralarında protokol imzaladıklarını, buna göre inşaatta yapılacak toplam üç dairelik çekme kat için ortakların beraber hareket edeceklerini, çekme katın yapımının ortaklar tarafından finanse edilecek ve elde edilecek gelirinde üçe bölüneceğini, ancak davalı N.. Ö.."un protokole riayet etmeyerek söz konusu çatı katını diğer davalılarla birlikte inşa etmek suretiyle kullandığını ve diğer davalılardan parasını aldığını, diğer davalıların ortaklığı bildikleri halde davalı Necmettin ile işbirliği yaparak söz konusu binada inşaat yaptıklarını, davacının büyük bir maddi kayba uğramasına sebebiyet verdiklerini, bu nedenlerle şimdilik 10.000,00 TL"nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı N.. Ö.. cevap dilekçesi ile; davaya konu binanın 1999 yılında yapılarak ortaklar olarak binanın çatı işini halletmeden ayrıldıklarını, ileride imar izni çıkabilir düşüncesi ile arsa payından üç daire üzerinden birer hissenin tarafına bırakıldığını, binaya çekme kat yapmak için imar izni çıkmadığını, binaya çatı da yapılmadığından son kat maliklerinin büyük zarar gördüklerini, kendisine gelip durumu anlattıklarında eğer malzeme ve işçilik parasını verirlerse bir ustaya aracılık ederek binaya çatı yaptırabileceğini söylediğini, binaya iki ayrı usta tarafından iki ayrı çatı yapıldığını, ilerleyen zamanlarda daire sahiplerinden F.. Y.."ın çatıyı bozarak daireye benzettiğini, iddia edildiği gibi diğer davalılarla görüşerek çekme kat inşa etmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davalı S.. A.. cevap dilekçesi ile; davacı ile hiçbir hukuki ve ticari münasebetinin olmadığını, taşınmazın üst kat maliki olduğunu, binada çatı olmadığı için sürekli aktığını, davalı Necmettin"in tüm masrafları karşılarsak burayı plan projeye uygun yaparak kendilerine satabileceğini söylediğini, bunun üzerine diğer davalılar ile masrafları karşılayarak burayı satın aldıklarını, davacı ile diğer davalı Necmettin arasında bir sözleşme var ise davayı yalnızca ona yöneltmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Davalılar S.. A.., F.. Y.. ve N.. K.. 24.12.2013 tarihli duruşmada verdikleri beyan ile; diğer davalı Necmettin"e çatının yapılması için, işçilik ve malzeme parası dahil adam başı 9.500 TL verdiklerini, çatı olmadığından aktığını, üç sene boş durduğunu, daha sonra çatıyı yükselttiklerini, hissesini Necmettin"den aldıklarını, daha sonra elinde yazılı sözleşme ile dava dışı H. S. "un geldiğini, kendisinin de hakkı olduğu iddia ederek, davalılardan para istediğini, kendisine kişi başı 3.500,00 TL verdiklerini, bu olaylardan sonra davacının da davalılardan para istemesi üzerine davacıyı savcılığa şikayet ettiklerinin akabinde bu davanın açıldığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece; dava konusu taşınmazın çatı bölümünün daha sonra davalılar tarafından yükseltilerek daireye çevrildiği, ruhsatının alındığı, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2009/23729 soruşturma sayılı dosyasında dava dışı H. S. "un çatı katından dolayı hissesine düşen payı davalılardan tehditle istediği yönünde soruşturma yapıldığı, soruşturma sırasında verilen beyanlara göre ve daha sonra da mahkememizde de doğrulanan bu duruma göre H. S. "a davalılardan Fazlı, Nazmiye ve Sami"nin 3.500,00 TL"şer para verdikleri, N.. Ö.."a çatının yapılması için işçilik ve malzeme parası 9.500,00 TL"şer ücret ödedikleri, yapılan bu ödemeye göre davacı tarafın dayandığı harici sözleşmenin cari olduğu, davalıların yapılan inşaat nedeniyle daire sahibi oldukları, sözleşme hükmünde çekme katta yapılacak işlerin gelir ve giderinin sözleşmeyi yapanlara ait olduğunun belirtildiği, davalıların H. S. "a 3.500,00 TL ödeyerek sözleşme hükmünü kabul ettikleri, bu duruma göre tarafların bir miktar da davacıya çekme katındaki hakkından dolayı ödeme yapması gerektiği, bu miktarın yararın denkleştirilmesine göre takdiren belirlenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak takdiren 7.500,00 TL sözleşmeden doğan tazminat alacağının davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılardan N.. K.. ve F.. Y.. tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda; dosya kapsamından, davaya konu binanın üstüne davalı Necmettin aracılığıyla, diğer davalılar Sami, Fazlı ve Nazmiye tarafından masrafları karşılanmak suretiyle çatı yaptırıldığı, daha sonra bu çatının daireye dönüştürüldüğü, buna karşılık davalı Necmettin adına olan arsa payının diğer davalılara devredildiği anlaşılmaktadır.
Yine; dosya arasında bulunan bila tarihli adi yazılı sözleşmeye bakıldığında; davacı M. C. , davalılardan N. Ö. ve dava dışı H. S. "un birlikte yaptıkları davaya konu bina inşaatı için gelir ve gider hesabı yapıldığı, son sayfada çekme katın H. S. , N.. Ö.. ve M. C. tarafından ortaklaşa yapılıp cezası gelir ve giderinin üç kişi tarafından karşılanacağının kararlaştırıldığı, diğer davalı kat maliklerinin bu sözleşmeye taraf olmadıkları görülmektedir.
Davacı vekili davasını; davacı M. C. , davalı N.. Ö.. ve dava dışı H. S. arasında imzalanan ve yukarıda açıklanan bu sözleşmeye dayandırmaktadır. Ancak mahkemece; davanın temelini oluşturan bu sözleşmeye taraf olmayan diğer davalılar yönünden de hüküm kurulmuştur.
Bu itibarla; mahkemece, temyiz eden davalılar N.. K.. ve F.. Y.. yönünden sözleşmede taraf olmadıklarından bahisle davanın reddi gerekirken, yukarıdaki gerekçe ile davanın tüm davalılar yönünden müteselsilen kabulüne karar vermek doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.