16. Hukuk Dairesi 2015/19334 E. , 2018/3432 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :... MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
... sırasında ... İlçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ... ada ... parsel sayılı 741,65 metrekare yüzölçümündeki ve ... ada ... parsel sayılı 229,19 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve tapu kaydı nedeniyle davalı adına tespit edilmiştir. İtirazı ... komisyonunda reddedilen davacı ... ve arkadaşları miras yoluyla gelen hakka ve taksime dayanarak taşınmazların adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazların ... tutanaklarının iptali ile 1.008 hisse kabul edilerek; 28"er pay davacılar ..., ..., ..., ... ve ..., 42"şer pay davacılar ..., ..., ... ve ..., kalan 672 payın davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın tarafların kök murisi ... oğlu ..."ten kaldığı, mirasçılar arasında taksim yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa kime kaldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davacıların miras payları oranında adlarına, geri kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Bölgede bir kısım yerlerin 1990 tarihinde ... tespiti yapılıp kesinleşmiş, çekişmeli taşınmazların ve güneyinde kalan diğer yerlerin ise 2009 yılında kadastrosu yapılmıştır. Çekişmeli taşınmazların kuzeyinde bulunan komşu ... parsel sayılı taşınmazın 1990 yılında yapılan tespitinin, dayanağı bulunan tapu kaydının öncesinde ... (davalı ..."in murisi), ... (davacıların murisi), ile ..."in oğlu ... ve 3. kişi ..."a ait iken kendi aralarında taksim sonucunda ... parselin ... ve ..."in oğlu ..."e düştüğü, ..."in bu yerdeki hissesine karşılık ... tarlasını aldığı gerekçesiyle yalnızca ... oğlu ... adına tespit ve tescil edildiği, ayrıca dosya arasında bulunan 1952 tarihli harici senetle de ..."in (davalının murisi) ... tarlasındaki hissesini davacıların murisi ..."e sattığı, bahsi geçen ... tarlasının da 2009 yılında ... tespiti yapılan ... ada ... parsel sayılı taşınmaz olup davacıların murisi ... mirasçıları adına tespit ve tescil edildiği dosya kapsamıyla belirlenmiştir. Eldeki dosyada dava konusu edilen ... ada ... ve ... ada ... (aradan yol geçmesi nedeniyle bölünmüş) parsel sayılı taşınmazların ise ... parsel ile ... ada ... nolu ... tarlasının arasında kaldığı görülmektedir. Davacılar çekişmeli taşınmazın ... tarlasının devamı olduğunu ileri sürmekte, davalı ise kayın babası ..."ten kaldığını ileri sürmektedir. Dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından çekişmeli taşınmazların öncesinde ..."in oğlu ... tarafından tasarruf ve zilyet edildiği, ölmeden evvel ..."a göç ettiği ve bu tarihten itibaren de 25-30 yılıdır davalının tasarruf ve zilyetliğinde olduğu anlaşılmakadır. Hal böyle olunca; komşu ... parselin dayanağı olan tapu kaydı usulüne göre uygulanmamış ve çekişmeli taşınmzları da kapsayıp kapsamadığı tam olarak belirlenmemiş ise de, tapu kaydı kapsamında kaldığı kabul edildiğinde ... parselin tespit tutanağında belirtildiği üzere davacıların murisinin tapu kaydından gelen hakkını devrettiği anlaşılmakla davacıların çekişmeli taşınmazlarda hem kayda hemde zilyetliğe dayalı olarak bir haklarının bulunmadığı, çekişmeli taşınmazların ... tarlasının (401 ada ...) parselin devamı niteliğinde olduğu kabul edilse dahi, taksim sonucu davacı tarafa düşen taşınmazda müşterek mülkiyet hükümlerinin geçerli olduğu, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin davacıların murisleri ... oğlu ..."ın 1991 yılında ölmeden evvel köyden göç etmekle terkedildiği, tespitin yapıldığı 2009 yılına kadar da davalı tarafın tasarruf ve zilyetliğinde bulunduğu, zilyetliğin davalı tarafta olduğu hususunun zımnen davacıların da kablünde olduğu ve davalının zilyetliğinin fer"i nitelikte olduğunun davacılar tarafından ispat edilemediği, diğer bir anlatımla davalı lehine 3402 sayılı Kanun"un 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu anlaşılmakla davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekiren delillerin takdirinde yanılgıya düşerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ..."e iadesine, 22.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.