3. Hukuk Dairesi 2014/21647 E. , 2015/2052 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/10/2013
NUMARASI : 2011/802-2013/692
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin inşaat demir bağlama ustası olduğunu, 05.09.2007 tarihinde dava dışı şahsa ait inşaatta demir bağlama işi yaparken inşaatın üstünden geçen yüksek gerilim hattına ait tellere demir çubuğun temas etmesi ile elektrik akımına kapılarak yaralandığını iddia ederek, mesleğinde kazanma gücü kaybına karşılık 300.000 TL maddi, çektiği acı ve ıstıraba karşılık da 200.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davada idare mahkemelerini görevli olduğunu, davaya konu yerde yüksek gerilim hattı çekildikten sonra inşaata başlandığını, inşaatın ruhsatsız olduğunu, müvekkilinin kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının maddi zararının SGK tarafından yargılama sırasında karşılandığı anlaşılmakla bu husustaki talep konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi 05.09.2007"den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Borçlar Kanunu"nun 47.maddesi (TBK"nun 56.md.) gereğince; hakimin, özel durumları gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu olayda; inşaat demir bağlama işi yapmak üzere inşaata çıkan davacı, yakından geçen enerji nakil hattından yayılan elektrik akımının çarpması nedeniyle sol gözünü ve sol elinde 2 parmağını kaybetmiş, vücudunda yanıklar oluşmuş, %68 oranında meslekte kazanma gücü kaybına uğramıştır. Olayda davalı TEDAŞ"ın %35, dava dışı Belediye"nin %35, bina sahibinin %20 ve davacının da %10 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Yaralanmanın derecesi, tarafların kusur oranı, tarafların sosyal ekonomik durumları ve davacılarda yarattığı üzüntü dikkate alındığında hakkaniyete uygun bir miktara karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu düşük miktarda manevi tazminata karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.