3. Hukuk Dairesi 2014/19014 E. , 2015/2080 K.
"İçtihat Metni"Y A R G I T A Y İ L A M I
Davacılar A.. B.. ve M.. B.. ile davalı S.. B.. aralarındaki vasiyetnamenin iptali davasına dair Rize 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 05.11.2013 günlü ve 2011/682 E.-2013/605 K. sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 27.05.2014 günlü ve 2014/1627 E.-2014/8253 K.sayılı ilama karşı davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davada; davacılar ve davalının müşterek murisi Ali Kemal Biberoğlu"nun 03.06.2004 tarihinde düzenlediği vasiyetname ile 6 katlı binayı davalı kızına vasiyet ettiğini, murisin hasta (alzeimer) olduğu, hafızasını kaybettiği, korkutma ile vasiyetname düzenlediği, vasiyetname tanıklarının murisi görmeden vasiyetnameyi imzaladıkları belirtilerek, ehliyetsizlik ve irade sakatlığı ile 03.06.2004 tarihli vasiyetnamenin iptali talep edilmiştir.
Davalı vekili cevabında; murisin Adliyede memurluk yaptığını akıl sağlığının yerinde olduğunu, vasiyetnameyi hür iradesiyle düzenlediğini savunmuştur.
Mahkemece; vasiyetname tanıklarının beyanlarına göre vasiyetnamenin yanlarında hazırlanmadığından ve murise okunmadığından bahisle, vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekilinin temyizi üzerine; Dairemizin 27.05.2014 ve 2014/1627 E.-2014/8253 K.sayılı ilamı ile özetle "... Noterde düzenlenen vasiyetnamenin resmi belge niteliğinde olması nedeniyle aksinin ancak aynı nitelikte başka belge veya delillerle ispatlanabileceği, vasiyetname tanıklarının vasiyetname içeriğine uygun olmayan beyanlarının hükme esas alınmaması gerektiği, bu nedenle vasiyetnamenin iptali talebi reddedilerek davacıların tenkis talebi hakkında inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden" bozulmuştur.
Davacılar vekili süresinde verdiği dilekçe ile Dairemizin kararının düzeltilmesini talep etmiştir.
Somut olayda; murisin vasiyetname düzenlemeye ehil olmadığını, korkutma ile vasiyetname düzenlendiğini de ileri sürerek, iptali istenildiğine göre bu hususların da incelenmesi gerekmektedir.
Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme ve değerlendirme ve ayırtedebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim Medeni Kanununun "fiil ehliyetine sahip olan kimse kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir" biçimindeki 9.madde hükmüyle hak elde edebilmesi, borç (yükümlülük) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlanmış; 10.maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin (reşit) olmayı kabul ederek "ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır" hükmünü getirmiştir.
"Ayırtım gücü eylem ve işlev ehliyeti olarak da tarif edilerek, 13.maddesinde "yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir" denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca; ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler söz konusu yasa ile öteki yasaların çeşitli hükümlerinde yer almışlardır.
Hemen belirtmek gerekir ki, Medeni Kanununun 15.maddesinde de ifade edildiği üzere ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmama nedeniyle kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere yapacağı işlemlere sonuç bağlanamaz.
Yukarıda sözü edilen ilkelerin yasa maddelerinin ışığı altında olaya yaklaşıldığında bir kimsenin ehliyetinin tesipitinin şahıs ve mamelek hukuku bakımdan doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar. Bu durumda tarafların gösterecekleri tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu, somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşade kağıtları film grafilerinin eksiksiz getirilmesi zorunludur. Bunun yanında her ne kadar HMK.nun 282.maddesinde (HUMK. 286.maddelerinde) belirtildiği gibi bilirkişilerin "rey ve mütealası" hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, akıl zayıflığı gibi psikolojik nedenlerin belirlenmesi çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
Hele ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması, kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan özellikle Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen Medeni Kanununun 409/2 maddesi akıl hastalığı ve akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür.
Vasiyetname yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip olmak gerekir.
Ehliyetsiz kişilerin yaptığı vasiyetnameler kendiliğinden batıl olmaz.
Murisin vasiyetname düzenlendiği tarihte akıl ve ruh sağlığının yerinde olmadığı ileri sürüldüğüne göre, vasiyetname tarihinde murisin tasarruf ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınıp sonucu uyarınca karar (fiil ehliyetini haiz olduğu takdirde Dairemizin 27.05.2014 tarihli ilamındaki hususlar dikkate alınmak suretiyle) verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Mahkeme kararının açıklanan nedenle de bozulması gerekirken, yalnızca diğer gerekçelerle bozulduğu anlaşıldığından Dairemizin 27.05.2014 tarih ve 2014/1627 E.- 2014/8253 K.sayılı bozma ilamına yukarıdaki bozma nedeni ilave edilmek suretiyle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Davalı tarafın karar düzeltme talebinin kabulü ile Rize 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.11.2013 gün ve 2011/682 E-2013/605 sayılı kararının bozulmasına yönelik Dairemizin 27.05.2014 tarih ve 2014/1627 E.- 2014/8253 K.sayılı ilamına yukarıdaki nedenler de ilave edilmek suretiyle BOZULMASINA ve peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 12.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.