20. Hukuk Dairesi 2017/5717 E. , 2017/5000 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan 17/02/2016 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar ... ve ... vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 06/06/2017 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalılar ... ve ... vekili Av. ..., davacı ... Yönetimi vekili Av. ... ile davacı ... vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., 08/04/2002 tarihli dilekçesinde özetle; ... Mahallesi ... ada 4 parsel sayılı 749 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, yörede 1942 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde iken 1989 yılında yapılıp kesinleşen 2/B madde uygulaması ile ... adına orman sınırları dışına çıkartıldığını belirterek, tapu kaydının iptali ile 2/B niteliğiyle ... adına tescilini istemiş, mahkemece, davanın kabulü ile taşınmazın tapu kaydının iptaline ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş, mahkemece temyiz dilekçesinin süresinden sonra verildiği gerekçesiyle ek kararla reddedilmiş, bu karar da davalılar vekilince temyiz edilmekle bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 21/12/2010 gün ve 12465-16382 sayılı bozma kararı özetle; "Dava dilekçesinde, davalıların adreslerinin 1994 yılında feshedilerek terk edilen şirket adresi olarak belirtildiği, mahkemece dava dilekçesi ve karar tebliğinin kapalı bulunan adrese yapıldığı anlaşıldığından, kararın kesinleştirilmesi yok hükmünde sayılarak temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 73. maddesinde de belirtildiği gibi, mahkeme davanın taraflarını usulüne uygun olarak çıkaracağı tebligatlarla duruşmaya çağırmak zorundadır. Taraf teşkili dava şartıdır.
Bu nedenle, mahkemece öncelikle tapu kaydı malikleri olan davalılara dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi, taraf teşkilinin tamamlanması ve daha sonra tarafların savunması ve delilleri alınıp işin esasına girilerek gerekli araştırma yapıldıktan sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerekir" denilmiştir.
Davacı ... Yönetimi tarafından mahkemenin 2011/248 sayılı dosyasında, 84 ada 4 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak ... aleyhine açılmış olan 2/B uygulamasının yok hükmünde olduğunun tespiti ve orman niteliğiyle ... adına tescili istemli dava da 01/06/2011 gün 2011/130 sayılı karar ile temyize konu dosya ile birleştirilmiş, mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, ... Yönetiminin davasının kabulüne, ... ili, ... İlçesi, ..., ... ada 4 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak 56 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan 2/B uygulamasına ilişkin işlemlerin yok hükmünde olduğunun tespitine, taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla ... adına tapuya tesciline, tapu kaydındaki şerhlerin terkinine davacı ...nin davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından yargılama giderlerine; davalı gerçek kişiler vekili tarafından esasa yönelik temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescili, 2/B uygulamasının yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1942 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1976 yılında 4785 sayılı Yasa hükümleri gözönünde bulundurularak yapılan ve 23.09.1981 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması ve aplikasyon işlemi, 1989 yılında yapılan 19.04.1989 tarihinde kesinleşen 2/B uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporlarına göre; kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosunda "Çam Devlet Ormanı" sınırları içinde kaldığı, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirmesi nedeniyle P.XL poligon numarası verilerek ... adına orman sınırları dışına çıkartılmış ise de; halen % 35 eğimli, çevresiyle birlikte karakteristik orman bitki örtüsü ile kaplı, eylemli orman niteliğinde olduğu, 56 nolu Orman Kadastro Komisyonu üyelerinin yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı hareket ettiklerinin tespiti ile tazminata mahkum edildiği belirlenerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, Orman Yönetimi tarafından açılan davanın kabulüne karar verildiği ve 6099 sayılı Yasa yürürlükte olduğu halde ... Yönetiminden nisbi harç alınması doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi, hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple; hükmün 4.bendinin tamamen hükümden çıkarılarak bunun yerine “Davanın kabulüne karar verildiğinden 6099 sayılı Yasa uyarınca ... Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde başlangıçta alınan başvurma harcı ile peşin harcın davacı ... Yönetimine iadesine," cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1480,00.-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacılar ... Yönetimi ve ...ye verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 06.06.2017 günü oybirliği ile karar verildi.