MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında ve tapuda davacının murisi ... ile ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski ... parsel sayılı 4.340,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... ada ... parsel numarasıyla ve 4.283,22 metrekare yüzölçümlü olarak; davacının murisi ... ile ... ve müşterekleri adına tapuda kayıtlı bulunan eski ... parsel sayılı 2.020,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... ada ... parsel numarasıyla ve 1.925,63 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve sınırının yanlış belirlendiği, yanlışlığın ... ada ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli ... ada ... ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tesciline, ... ada ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların olağan yöntemlere göre tescil işlemlerinin yapılması için kadastro tutanaklarının Tapu Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ancak, davacının murisinin adına kayıtlı eski ... parsel yeni ... ada ... ve eski ... parsel yeni ... ada ... parsel sayılı taşınmazlarda tam paylı malik olmadığı, diğer bir anlatımla davacının murisi dışında başkaca paydaşlar da bulunmasına rağmen diğer paydaşların davada taraf olmadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece öncelikle davacıya, dava sonucunda diğer paydaşların da hukukunun etkilenecek olması nedeniyle eski .. parsel yeni ... ada ... ve eski ... parsel yeni ... ada ... parsel sayılı taşınmazların davacının murisi dışındaki diğer tapu maliklerinin davaya katılımını sağlamak üzere süre ve imkan verilmeli, taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasına girilerek hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek esasa girilmek suretiyle hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
23.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.