3. Hukuk Dairesi 2014/7545 E. , 2015/2110 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/12/2013
NUMARASI : 2010/486-2013/1110
Taraflar arasındaki maddi-manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar ........ Konut Yapı Koop. ile ...........Kat Malikleri Kurulu tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili dilekçesinde; müvekkillerinin velayeti altında bulunan müşterek çocuk S.. D.."ın, davalıların sorumluluğu altındaki olay mahallinde oyun oynarken, 16.01.2007 tarihinde geçirdiği kaza neticesinde, sol gözünün görme kabiliyetini yitirdiğini; bu nedenle, maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili, 11/06/2012 tarihli ıslah dilekçesi ile, maddi tazminat talebini 72.921 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı .........Konut Yapı Kooperatifi vekili cevap dilekçesinde; mahkemenin görevsiz olduğunu belirterek, davanın görev yönünden reddini talep etmiş; ayrıca, esas yönünden ise, önlem alınmamadan doğabilecek zararların diğer davalı ....... İnşaat Şirketine ait olduğunu; yine çocuğun, gözüne zarar vermiş olan cismi yerinden söküp hurdacıya satma niyetinde olduğunu ve olayın bu sırada meydana geldiğini ileri sürerek; davanın reddini istemiştir.
Davalı ..........İnş.Ltd.Şti. temsilcisi; açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, tazminat miktarının fahiş olduğunu, şirketlerinin yaşanan bu olayda kusurunun olmadığını, talep açısından hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, mahkemenin görevsiz olduğunu, talep edilen reeskont faizinin de yerinde olmadığını ileri sürerek; davanın reddini istemiştir.
Davalı........ Konut Yapı Kooperatifi A ve B Blok Temsilcisi duruşmada alınan beyanında; temsilcisi olduğu blok sakinlerinin kusuru bulumadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile, 72.921,00 TL"nin 1.000,00 TL"sinin olay tarihi olan 16/01/2007 tarihinden, 71.921,00 TL"nin ıslah tarihi olan 11/06/2012 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine; davacının, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL tazminatın 16/01/2007 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ..... Konut Yapı Kooperatifi vekili ve ...... Konut Yapı Kooperatifi Kat Malikleri Başkanı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; velayet altındaki küçüğün, üçüncü kişilerin fiilinden dolayı zarar görmesi halinde, bu zararın tazmini için açılan maddi ve manevi tazminat davasında aile mahkemesinin görevli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun "Sorumluluk" başlığını taşıyan 369. maddesinde, aynen; "Ev başkanı, ev halkından olan küçüğün, kısıtlının, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunan kişinin verdiği zarardan, alışılmış şekilde durum ve koşulların gerektirdiği dikkatle onu gözetim altında bulundurduğunu veya bu dikkat ve özeni gösterseydi dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceğini ispat etmedikçe sorumludur. Ev başkanı, ev halkından akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunanların kendilerini ya da başkalarını tehlikeye veya zarara düşürmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Zorunluluk halinde gerekli önlemlerin alınmasını yetkili makamdan ister." hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere, 369.madde; ev başkanının, ev halkından olan küçüğün, kısıtlının, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunan kişinin, başkalarına (3.kişilere) verdiği zarardan dolayı sorumluluğunu düzenlemektedir.
Somut olayda; davacıların velayeti altındaki küçük çocuk, davalıların sorumlulukları dahilinde olan yerde yaralanmış olup, zarar veren değil zarar gören durumundadır. Bu uyuşmazlıkta, TMK.nun 369.maddesinde düzenlenen aile başkanının sorumluğundan söz edilemez. O halde, davanın, Aile Mahkemesinde değil Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece, yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilmelidir.
Hal böyle olunca, mahkemece; görev hususu düşünülmeksizin, Aile Mahkemesi olarak işin esasına girilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.