21. Hukuk Dairesi 2015/5342 E. , 2016/316 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İŞ) Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işyerinde 25.06.2008- 01.10.2010 tarihleri arasında çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının davalı ..."a ait 59/01-1064213 sicil numaralı ... ünvanlı iş yerinde 25/02/2009 - 31/12/2009 tarihleri arasında hizmet akdi ile kesintisiz olarak asgari ücret karşılığında çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Davanın yasal dayanaklarından biri 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının ihtilaflı dönemde 07.11.2008- 29.11.2008 tarihleri arasında dava dışı ... sicil numaralı işyerinde çalıştığı, davalı işyerinde ise 14.01.2010 – 20.11.2010 tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştığı, davacı ve kamu tanıklarının dinlendiği ve davacının davalı işyerinde çalıştıklarını beyanla davacının çalışmasını doğruladıkları anlaşılmaktadır.
Hizmet akdinin oluşabilmesi için işyerinin varlığı öncelikli koşul olduğundan yapılacak iş; davacı adına davalı işyerinin ihtilaflı dönemde faal ve kapsama alınabilecek nitelikte olup olmadığını titizlikle araştırılıp açıklığa kavuşturmak, bu bağlamda, davalı işyerine ait ticaret sicil müdürlüğü ile vergi dairesi nezdinde kaydının bulunup bulunmadığı yönünde araştırma yapılıp, tescil ve mükellefiyet kayıtlarını temin etmek, meslek kuruluşları nezdinde kaydının bulunup bulunmadığını tespit etmek, davalı işverene ait ihtilaflı dönemde iş yeri olup olmadığı var ise bu işyerinin davaya konu dönemde çalışma izni ve ruhsatı ile elektrik-su-telefon aboneliğinin bulunup bulunmadığını ilgili belediye, ... müdürlüğünden sormak, işyeri kira ise kira sözleşmesini temin etmek suretiyle işyerinin ihtilaflı dönemde faal olup olmadığını belirlemek, işyerinin davalı dönemde faal olduğunun anlaşılması halinde ise dönem bordroları bulunmadığından ve dinlenen tanık beyanları yetersiz olduğundan Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği de nazara alınıp gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Kabule göre de, davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde davalı kurum vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalıdır.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.