7. Ceza Dairesi 2018/10624 E. , 2020/19846 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Katılan TAPDK vekilinin temyiz dilekçesinin münhasıran vekalet ücretine yönelik olduğu gözetilerek anılan kurum vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/18. maddesi ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 4733 sayılı Yasa ile 6455, 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18- son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5. madde ve fıkrası uyarınca temel cezanın belirlenmesinden sonra 3/10.madde ve fıkrası gereğince uygulama yapılması ve yine aynı Yasanın 3/22 ile 5/2.maddelerinin de uygulama şartlarının oluşup oluşmadığının somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre de;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 05.07.2011 gün ve 2011/119-162 Esas, Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, aleyhe değiştirme yasağı münhasıran cezalar ile ilgili olup, cezalarda, 5237 sayılı TCK"nun 45. maddesinde hapis ve adli para cezaları olarak sayıldığı cihetle, güvenlik tedbiri niteliğinde olan dava konusu nakil aracının müsaderesi ya da iadesine ilişkin hususlarda kazanılmış haktan bahsedilemeyeceği cihetle, 14.08.2012 tarihli olay tutanağına göre şüphe üzerine durdurulmak istenilen 34 VR 9836 plakalı aracın kaçtığı ve park halinde terk edilmiş vaziyette bulunduğu, aracın ruhsat sahibi ...’ın arandığı ve şahsın aracı yaklaşık 1 ay önce ... adlı şahsa sattığını beyan etmesi üzerine ...’nın yakalandığı, yine sanığın mahkemeye verdiği 21.09.2012 havale tarihli dilekçe de aracı ...’dan satın aldığını beyan ettiği cihetle, mahkeme aşamasında aracın kardeşine ait olduğunu beyan ederek mahkemede dinlenmesi ve kardeşinin bu yönde beyan vermesi aracın müsaderesini önlemeye yönelik olduğu anlaşılmakla, dava konusu kaçak eşyaların hacim ve miktarı itibariyle nakil aracının ağırlıklı bölümünü oluşturması, yine 34 VR 9836 plakalı araç ve kaçak eşyanın değeri itibarıyla sanığa ait aracın müsaderesinin 5237 sayılı TCK"nun 54/3. maddesi gereğince işlenen suçlara nazaran daha ağır sonuçlar doğurmayacağı gibi müsaderesinin hakkaniyete de aykırılık oluşturmayacağı, suça konu nakil aracın müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde iadesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan TAPDK vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 28.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.