(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi 2019/2733 E. , 2020/834 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A)Davacı İstemi:
Davacı vekili; 2926 sayılı Kanuna göre emekli edilmesi gerekirken yanlışlıkla 1479 sayılı Kanuna göre aylık tahsisi yapıldığı gerekçesiyle davacıya borç tebliğ edildiğini, aylığının yeniden düzenlendiğini belirterek kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı: davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
İlk derece mahkemesince;"Davacının Davasının Kısmen Kabulü İle;
1- Davacının 1479 sayılı kanuna göre yapılan aylık tahsis işleminin doğru olduğuna ilişkin tespit talebinin REDDİNE
2-Davacının aylıklarından yapılan kesintilerinin ödenmesi talebinin REDDİNE
3- Kurumun 01.03.2016 tarih ve 3275298 sayılı borç bildirim işleminin kısmen iptali ile, davacının davalı kuruma 18.724,01 TL borçlu olmadığının TESPİTİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE" karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ; Davacı vekili istinaf dilekçesinde, yapılan işlemin objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, Kanunun salt lafzi olarak yorumlanamayacağını, davacının Kurumu yanıltmasının söz konusu olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı Kurum velili istinaf dilekçesinde eksik araştırma ve inceleme neticesi hüküm kurulduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :"..Somut olayda ise, derece mahkemesince kanunun amaçsal ve lafzi yorumlanması sonucu verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, Anayasa Mahkemesinin belirtilen kararında derece mahkemesince 5510 sayılı Kanunun 96. Maddesinin b fıkrasının dikkate alınmadığı, ölçülülük hususunda bir değerlendirmeye gidildiği, eldeki davada ise yersiz ödemeye konu miktarın yasaya uygun olarak 5510 sayılı Kanunun 96/b maddesi uyarınca belirlendiği, kaldı ki iptal işlemi nedeniyle davacının uğradığı muhtemel zararın tazmininin bu davanın konusu olmadığı anlaşıldığından, taraf vekillerinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir."
E)Temyiz: Davacı : Kurumun 15 yıl sonra maaşı iptal etmesinin objektif iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu taleplerinin kurum işleminin iptali olduğunu ve kararın bozulmasını talep etmiştir.
SGK: Davacının fark miktarın kesilmesi yoluyla korunduğunu ancak kurumdan 1479 s. yasaya göre aylık bağlanmasını istemekle kötüniyetli olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 01.09.1940 doğumlu davacının 01.01.1985- 04.01.1985 arası 3 gün, 01.03.1993 – 30.09.1995 arsı 2 yıl 7 ay isteğe bağlı, 01.12.1995- 10.12.1996; arası 1 yıl 10 gün 2926 sayılı yasa kapsamında, 04.01.1985- 05.02.1993 arası 8 yıl 1 ay 1 gün, 10.12.1996 – 18.01.2000 arası 3 yıl 1 ay 8 gün 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalılığı bulunduğu 18.01.2000 tarihli tahsis talebi sonrası 1479 s. yasaya göre 01.02.2000 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, 01.10.2015 tarihli karar ile aylık tahsisi yapılırken hizmet birleştirilmesinde kurum hatası yapıldığı gerekçesiyle aylığın 2926 sayılı yasadan bağlandığı bu işlem sonrası davacıya yersiz aldığı aylıklar nedediyle 32.246,78 TL borç tebliğ edildiği, dava aşamasında dosyanın bilirkişiye tevdii üzerine aldığı ve alması gereken aylıkların kurumdan istenmesi ile 5510 s. yasanın 96/b maddesine göre borcun yeniden hesaplandığı anlaşılmaktadır.
2926 sayılı yasanın Sigortalılığın sona ermesi başlıklı 6 . maddesinde “Bu Kanuna göre sigortalı sayılanlardan; a) Tarımsal faaliyette bulunanlar, tarımsal faaliyetlerine son verdikleri tarihte, b) Diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tâbi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, Sigortalılıkları sona erer.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacının 1986 yılından itibaren prim ödeme makbuzları dosyada mevcut olup makbuzların 7705951290 sicil nolu tarım sigortalılığı numarasına ödendiği fakat ödeme dönemlerinde 1479 sayılı yasaya tabi sigortalılığının devam ettiği görülmektedir.
Dosyadaki sigortalılık belgelerine göre davacı 01.03.1993 – 30.09.1995 arası 2 yıl 7 ay 2926 sayılı yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı olup bu dönem tarım isteğe bağlı sigortalılığı öncesi 1479 sayılı yasa kapsamında bağkur sigortalılığının mevcut olduğu, 1479 sayılı sigortalılık durumunu sona erdiren belgelerin veya sebebin dosyadan anlaşılamadığı, 14.02.1997 tarihinde kuruma verdiği dilekçe ile 05.02.1993 tarihinden itibaren ödemiş olduğu primlerin isteğe bağlı sigortalılık olarak değerlendirilmesini talep ettiği bu dilekçe üzerine geriye dönük olarak tarım isteğe bağlı sigortalı yapıldığı anlaşılmaktadır. 2926 sayılı yasanın 6. maddesine göre Diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tâbi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce sigortalılıklarının sona ereceği düzenlenmiş olmakla davacının 1479 sayılı yasaya tabi sigortalılığını gerektirecek şartları haiz olması halinde yanlış sigorta numarasına ödeme yapması bu ödemenin 1479 sayılı yasa sigortalılığına engel olmaz. 1479 sayılı yasaya tabi sigortalılığının sona ermesi durumunda bu sigortalılığın talep ve prim ödemesi olması halinde isteğe bağlı ileri dönük olarak devam edeceğinin kabulü gerekir.
Yukarıdaki açıklamalar göz önüne alındığında; davacının 1479 sayılı sigortalılık tescili ve ödemeleri ile sigortalığına ilişkin tüm belgeler getirtilmeden tarım isteğe bağlı olduğu dönem yönünden hangi sigortalılığının geçerli olduğu veya hangi kuruma tabi sigortalı olması gerektiği açıkça ortaya konmadan sonuca gidilmesi hatalıdır.
Yapılacak iş; davacının sigortalılığına ilişkin tüm belgeleri getirterek, isteğe bağlı olduğu dönem yönünden hangi kuruma tabi sigortalılığının geçerli olduğunu belirlemek ve sonucuna göre yaşlılık aylığını yeniden değerlendirerek karar vermekten ibarettir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde taraflar tarafından temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı ORTADAN KALDIRILMASI, ilk derece mahkemesinin kararının BOZULMASI gerekmiştir.
G)Sonuç :
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.