1. Hukuk Dairesi 2018/1264 E. , 2018/10396 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, 65 ada 9 parsel ve 127 ada 18 parsel (toplulaştırma ile 590 ada 13 parsel) sayılı taşınmazların tapu kaydında....üvey annesi .......ukuk Mahkemesinin 2013/52 Esas ve 2013/129 Karar sayılı veraset ilamında isimleri geçen ve davacı ile diğer mirasçılar ..... ile aynı kişiler olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “....tapu maliki olarak görünen ‘.....’nin ölüm tarihinin 1921 yılı olduğu kayıtlardan anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacının murisinin Soyadı Kanunu"ndan önce öldüğü açıktır.“Hüseyin karısı .....”"nin artık nüfus siciline tescili mümkün olmadığından ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de nüfus kayıtlarına göre düzeltilemeyeceğinden, Soyadı Kanunu"ndan önce öldüğü de gözetilerek tespit kararı verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Diğer yandan, her iki taşınmazın
./..
için tüm tedavülleri ile birlikte tapu kayıtları dosya içerisinde mevcut değildir. Dava konusu 65 ada 9 parsel ve 127 ada 18 parsel sayılı taşınmazların ilk tesis tarihinden itibaren tüm maliklerini ve el değiştirmelerini gösterir tapu kayıtlarının ve dayanağı tüm belgelerin (tapulama tutanağı, tescil istem belgesi, varsa hükmen tescil kararı, imar kayıtları vb) bütün geldi ve gittileri ile birlikte (birbirini takip edecek, denetlenecek ve tamamının okunaklı olmasına dikkat edilecek şekilde) ilgili tapu müdürlüğünden temini ile toplanan ve toplanacak deliller ile tapu kayıt malikleri ile davacı mirasbırakanlarının aynı kişi olup olmadıklarının tereddüte yer vermeyecek şekilde tespiti hususunda karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de isabetli değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, bozma kararına uyulmuş olmakla kazanılmış hak kuralı uyarınca bozma kararında gösterilen şekilde inceleme yapılarak belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verilmesi zorunludur. Bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğu tartışmasızdır.
Ne var ki, mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen dosya içerisinde mevcut gerekçeli kararda dava konusu edilen 65 ada 9 parsel sayılı taşınmazın ada numarası yanlış yazılarak 69 ada 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden hüküm kurularak kaydın “Hüseyin karısı Hatice” olarak tapuya kayıt ve tesciline, 127 ada 18 parsel sayılı taşınmazın toplulaştırma ile 590 ada 13 parsel numarası almasına rağmen kapatılan 127 ada 18 parsel sayılı taşınmaz yönünden infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, dava konusu 127 ada 18 parsel sayılı taşınmazın toplululaştırma ile 590 ada 13 parsel sayılı taşınmaz olduğu, 65 ada 9 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından “Hüseyin karısı Hatice”nin Soyadı Kanunu’ndan önce ölmesi nedeniyle nüfus siciline tescili mümkün olmadığından, dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de nüfus kayıtlarına göre düzeltilemeyeceğinden bu kişi yönünden tespit kararı verilmesi gerekirken tescil kararı verilmesi, 65 ada 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden hüküm kurulması gerekirken 69 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerinden karar verilmesi doğru değildir.
Davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.