3. Hukuk Dairesi 2015/1204 E. , 2015/2210 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GEVAŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2013
NUMARASI : 2010/128-2013/141
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili, dava dilekçesi ile; davacılardan Nevzat ve E.. C.."in çocukları ile diğer davacıların kardeşleri olan G. C. "in, 27/03/2010 tarihinde Van İli, ..... ilçesinde bulunan elektrik direğindeki akıma kapılarak vefat ettiğini; bu olaydan sonra tespit talep ettiklerini, tespit dosyasında bulunan bilirkişi raporunda; olaya neden olan ağacın dallarının kesilmiş halinin bile, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinde belirtilen mesafede olmadığının tespit edildiğini; ölüm olayı nedeniyle, davacıların hayatlarının geri kalanını bu acıyla geçirmek zorunda kalacaklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davacılardan N.. C.. için 20.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi, E.. C.. için 20.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi, Serdar , Erdal , Mesude , Sümeyye, Metehan için 5.000.- er TL manevi tazminat ile defin masrafı olan 5.000 TL olmak üzere, toplam 45.000 TL maddi ve 35.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; kurumun ve çalışanlarının bir kusurunun olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davacı N.. C.. için 6991,13 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 2000 TL cenaze giderine ilişkin toplam 8991,13 TL maddi,1500 TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine; davacı E.. C.. için 7.989,86 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 1500 TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine; davacılar Serdar, Erdal , Mesude , Sümeyye, Metehan için 1200.- er TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak anılan davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm, taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir .
Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrinde kusursuz sorumluluk hallerinin olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayırıma tabi tutarken, TBK tarafından açıklanan hakkaniyet sorumluluğu-özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz. (G.Antalya B.Hukuku Genel Hükümler C.1.2012.İst.sh.533.535.)
Özen sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluğun düzenlendiği Borçlar Yasası"nın 58. maddesi gereğince "…imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur." ( TBK .69. maddesi ). Belirtilen yasal düzenleme gereğince, davalı, zararlandırıcı sonucun doğmasına yol açan enerji hattının yapım ve bakım eksikliklerinden kaynaklanan zararlardan sorumludur. Sorumluluktan kurtulmanın olumsuz koşulu ise, zarar ile yapım bozukluğu ve bakım eksikliği arasındaki nedensellik bağının kesilmiş olmasıdır.
Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira, bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, yine de çoğu zaman zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple, sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından; bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır(Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2 sf: 14-15).
Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı Nevzat"ın para karşılığı kavak ağaçlarını budamak için anlaştığı; davacı Nevzat"ın beyanına göre, ondan habersiz yardıma gelen Gökhan"ın başka bir kavak ağacını budamak için ağaca çıktığı, bu sırada akıma kapıldığı; dosyada bulunan ziraat mühendisinin hazırladığı bilirkişi raporundan ağaçların yaşının 30 olduğu, davalı kurum yazısından da yol boyu olduğundan kamulaştırma işlemi olmaksızın 1970 li yıllarda enerji nakil hattının yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, hükme dayanak alınan ve elektrik mühendisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda; enerji nakil hattıyla ilgili, kavak ağacı dikilmeden önce kamulaştırma yapmaksızın tesis eden davalı kurumun, olayın meydana gelişinde %30 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş; dava dışı olan kavak ağaçlarının sahibinin %20, davacı Nevzat ve vefat eden Gökhan"ın ise % 50 oranında kusurlu oldukları belirtilmiştir . Anılan raporda, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 44. ve 67. maddelerine göre hava hattı iletkenlerinin ağaçlara olan yatay uzaklığının korunması hakkında davalının sorumluluğuna ilişkin herhangi bir değerlendirme
yapılmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca raporda; ağaçlar ile hattın hangisinin eski olduğuna göre, sorumluluğun paylaştırılması yoluna gidilmiş, bilimsellikten uzaklaşılmış, tarafların olay nedeniyle sorumluluğu yasal hükümler çerçevesinde tartışılmamıştır. Bu haliyle, bilirkişi raporu, dava konusu olay içeriğine uygun bulunmamıştır.
Mahkemece; davalı açısından, yapı malikinin sorumluluğuna ilişkin; davacılar açısından ise, olaydaki bölüşük kusura ilişkin değerlendirmeler içeren, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 44. ve 67. maddelerine göre somut olayı aydınlatan, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli, tarafların kusur oranlarının da gerekçeleriyle belirtildiği, önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik konusunda uzman bilirkişi kurulundan (elektrik mühendisi,ziraat mühendisi ve hukukçu bilirkişiden oluşan) bilirkişi raporu alınarak, varılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken; eksik araştırma, inceleme ve yetersiz rapor doğrultusunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca, davacıların ekonomik sosyal durumlarının ayrıntılı olarak araştırılması gerekir iken, bu durum aydınlığa kavuşturulmaksızın manevi tazminat takdir edilmiş olması da doğru görülmemiş,kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.