3. Hukuk Dairesi 2014/15727 E. , 2015/2221 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : NAZIMİYE ASLİYE (AİLE) HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2014
NUMARASI : 2014/3-2014/138
Taraflar arasındaki yardım nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dava dilekçesi ile; aylık 300.00 TL yardım nafakası ödediğini,davalının okulunu bitiremediğini,amacının nafaka almak olduğunu,davacının çalışabileceğini; ancak, gece hayatı olduğunu belirterek; yardım nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile; öğreniminin devam ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalının, yardım nafakası alabilmek için açıköğretim lisesine devam ettiğini, gerçekten eğitimine devam etmek isteyen davalının okul çağında örgün eğitimine devam ederek normal şekilde okulunu bitirmesi gerektiği; davalının, sigara, alkol vs. kötü alışkanlıklarının bulunduğu, bu okula devam etmek için herhangi bir masrafının bulunmadığı gerekçeleriyle; davanın kabulüne ve yardım nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
TMK."nun 328/2. maddesine göre; "Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler",
TMK."nun 364/1.maddesinde ise; "Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür",
TMK."nun 365/2 maddesinde de; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemelerine yer verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır.
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle, kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.
Okumakta olan kişi, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise; ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için, belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde, TMK."nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.
Somut olayda; davacı babanın polis memuru olduğu, aylık gelirinin 2.800.00 TL olduğu, yeniden evlendiği, 250.00.- TL kira ödediği; dava dışı annenin ise, hemşire olduğu, 2.000.00.- TL maaş aldığı, ev kirası ödediği, davalının Açık öğretim lisesine devam ettiği, yargılama sürer iken girdiği üniversite sınavını kazandığı anlaşılmaktadır.
Mahkemenin, red gerekçelerinin hiç biri; davacı babanın eğitimi devam eden davalı çocuğuna yardım nafakası ödeme yükümlülüğünü kaldıran bir neden değildir. Diğer yandan davalının yardım nafakası alabilmek için eğitimini sürdürdüğünü düşündürecek bir delil de dosyada bulunmamaktadır.
Mahkemece; yukarıda açıklanan esaslar gözetilerek açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, anılan ilkeler gözardı edilerek eksik inceleme, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçeler ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.