3. Hukuk Dairesi 2014/9562 E. , 2015/2237 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SEFERİHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2013
NUMARASI : 2012/341-2013/168
Taraflar arasındaki (sebepsiz zenginleşmeden doğan) alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili, dilekçesi ile; dava dışı K. T. G. , davalıların murisleri S. E. G. ve H. G. ile 13.05.1974 tarihinde 1/3 zilyetlik hakları olan davaya konu taşınmaza yönelik ön satış mukavelesi akdettiklerini; dava dışı Kemal"in 1/3 tapulu hissesini devrettiğini, davalıların murisleri Süleyman ve Hasan"ın ise zilyetlikten malik olmaları nedeni ile tapu devrini gerçekleştiremediklerini ve 14.05.1974 tarihinde tapusuz alanların kendi adlarına tescili için Kadastro Mahkemesi"nde dava açtıklarını; ilgili davada verilen nihai kararın 17.10.2011 tarihinde kesinleştiğini; müvekkillerinin, sözleşme uyarınca tüm parayı ödemelerine rağmen, 2/3 hisseye ilişkin tapuyu alamadıklarını belirterek; Kadastro Mahkemesi kararı doğrultusunda davalılar adına tescil edilen hisselerin tapusunun iptali ile davacılar adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde ödenen bedelin uyarlanarak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, süresinde verdiği cevap dilekçesi ile zamanaşımı def"ini ileri sürmüş, esas yönünden de davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; Kadastro Mahkemesi"nin dava dosyasında davacıların taraf oldukları, aynı dava konusu yer ile ilgili verilen kararın davacılar için kesin hüküm oluşturduğu gerekçe gösterilerek; tapu iptal tescil talebinin reddine, Kadastro Mahkemesi"nin kararının 17.10.2011 tarihinde kesinleştiği, davada uygulanması gereken 818 sayılı BK. 66 maddesi uyarınca kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıllık zaman aşımının dolduğu belirtilerek, davacılarca ödendiği iddia olunan bedelin iadesine yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, ödenen bedelin iadesi talebine ilişkin olarak verilen karar yönünden, davacılar vekili temyiz etmektedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanunundaki sebepsiz zenginleşmeye ilişkin maddelerdeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.
Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni; kişinin, iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir. Bunun sonucu olarak, taraflar arasında malvarlıkları arasındaki değişim bir sözleşmeye, tarafların açıkladıkları iradeye dayanırsa, sebepsizlikten ve sebepsiz zenginleşmeden söz edilemez.
Hukuki işlemlerden ve bunun en yaygın türü olan sözleşmeden doğan borçlarda, borçlunun borcunu anlaşmaya uygun olarak yerine getirmesi gerekir. Borçlu anlaşmaya uygun hareket etmezse, alacaklı borca aykırılık hükümlerini işletir ve mümkün ise borcun aynen ifasını, değilse doğan zararının giderilmesini talep eder.
Hukuk Genel Kurulu"nun 06.01.1968 gün ve E:1966/T-1728 K:6 sayılı kararında da, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın, sözleşme hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi ve zamanaşımının da buna göre belirlenmesi gerektiği kabul edilmiştir (Aynı yöndeki diğer kararlar ; Hukuk Genel Kurulu"nun 09.02.2005 gün ve E:2005/11-20, K:2005/34; 17.02.2010 gün ve E:2010/13-93, K:2010/88; 15.12.2010 gün ve E:2010/13-618, K:2010/668 sayılı ilamları).
Somut olayda; Davacılar ve davalıların murisleri arasında akdedilmiş olan bir önsatış sözleşmesi olduğu tartışmasızdır. O halde, Dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle 818 sayılı B.K. 125. maddesi gereğince 10 yıldır. Zamanaşımı süresinin başlama tarihi ise, ifanın imkansız hale geldiği (Kadastro Mahkemesi kararının kesinleştiği) 17.10.2011 tarihidir. Bu durumda, 23.11.2012 tarihinde açılan iş bu davada zamanaşımı süresi dolmuş değildir. Mahkemece, bu husus gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ile dava zamanaşımının dolduğu gerekçe gösterilerek, davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.