20. Hukuk Dairesi 2018/2281 E. , 2020/828 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili ve ihbar olunan ... ve fer"i müdahil ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 06/09/2010 tarihli dava dilekçesi ile müvekkilinin ... köyü 493 parsel sayılı taşınmazı davalılardan ..."dan 20.04.2004 tarihinde satın aldığını, daha sonra davacı hakkında sahte evraklarla taşınmaz satın almak suçundan soruşturma yapıldığını ve Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/494 sayılı dosyasında bu suçtan beraat ettiğini, bu arada taşınmazın ilk sahibi olan ... mirasçıları tarafından mahkemenin 2004/1085 sayılı dosyasında açılan tapu iptali ve tescil davasının kabulüne karar verildiğini, davacının tapu kayıtlarına güvenerek 300.000.-TL bedelle satın aldığı taşınmazda 15.000.-TL harfiyat çalışmaları yaptığı, 65.000.-TL yargılama gideri ve vekalet ücreti ödediği, tapu iptali davasının aleyhine sonuçlanması ve taşınmazın elinden çıkması nedeniyle davacının toplam 430.000.-TL maddi; sanık olarak yargılanması sebebiyle 30.000.-TL manevi zararının olduğunu bildirerek toplam 460.000.-TL tazminatın davalılardan tahsili talebi ile dava açmış, daha sonra 633.915,73 TL üzerinden davasını 11/05/2012 tarihinde ıslah etmiş, harcını yatırmış, tapu iptal kararının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar işlemiş olan faiz talebi yönüyle açtığı Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/738 sayılı davası da bu dava ile birleştirildikten sonra, mahkemece, satışın muvazaalı olduğu, davacının iyiniyetini ispatlayamadığı ve gerekli özeni göstermemesi nedeniyle kusurlu olduğu gerekçesiyle davanının reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilinin temyizi üzerine Dairenin 06.12.2016 gün ve 2016/5154 - 2016/11744 E.K. sayılı kararıyla bozulmuştur .
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; ”4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007.maddesi "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur." hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında; kişilerin mal varlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta; sadece, Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır. Davanın açıklanan niteliğine göre; davalı olarak Hazinenin taraf gösterilmesi gerekirken, dava tapu kadastro genel müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılmıştır. Davacının asıl dava etmek istediğinin, Hazine olduğu belirgin olup, temsilde yanılma hali bulunduğundan, bu durumun mahkemece resen gözetilmesi ve davanın usulünce gerçek hasıma yönlendirilmesi için davacı tarafa olanak sağlanması, Hazine davaya dahil edilerek taraf oluşturulup, savunma ve delilleri
sorulduktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır (HGK 12/2/2010 gün ve 2010/7-70-86 E-K). “hususlarına değinilmiştir.
Bozma sonrası Hazine davaya dahil edilmiş, yapılan yargılama sonucu 1- Davalı Hazine yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile manevi tazminat yönünden davanın reddine,
Maddi tazminat yönünden toplam ıslah dilekçesi doğrultusunda 633.915,73 TL"nin (430.000,00 TL"nin dava tarihinden kalan miktarın ıslah tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine,
2-Diğer davalılar yönünden maddi ve manevi tazminat talebi yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili ve ihbar olunan ... ve fer"i müdahil ... ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir.
1- İhbar olunan ..."in temyiz itirazları yönünden; b,ir davada mahkemece oluşturulan hükmü temyiz etme yetkisi, davanın taraflarına ait olup, ihbar olunanın davada taraf sıfatı bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı Hazine ve fer"i müdahil ...’in temyiz itirazları yönünden; davanın dayanağı, TMK"nın 1007. maddesidir. Bu madde tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Hazinenin sorumlu olduğunu hükme bağlamıştır. Bu sorumluluk objektif (kusursuz) sorumluluk halidir. Diğer bir anlatımla, zararın meydana gelmesi sonucu illiyet bağının kesilmemiş olması durumunda Hazinenin sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmış bulunmaktadır. Davacı, tapu kaydına güvenerek bu taşınmazları satın almış, daha sonra tapu kaydı iptal edilmiştir. TMK"nın 1023. maddesinde "Tapu sicilindeki kayda iyi niyetle güvenerek mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" denilmek suretiyle mülkiyet hakkının önemi vurgulanmış, bu kazanımın korunması için ise kişinin tapu kaydına “iyiniyetle” güvenmesi şartı aranmıştır.
TMK"nın 1024. maddesinde “Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.
Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.
Böyle bir tescil yüzünden aynî hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir” denilmiştir.
Dosya kapsamından ve getirtilen tapu kayıtlarından tazminata konu ... köyü 493 parselin ... adına tapuda kayıtlı iken, 12.02.2004 tarih ve 1390 yevmiye nolu resmi senetle ... adına ... ve ... tarafından ..."e 24.500 YTL bedelle satıldığı, ... tarafından 15.03.2004 tarih ve 2898 yevmiye nolu resmi senetle ...’a 25.000 YTL bedelle satıldığı, ... Yılmaz tarafından da 20.04.2004 tarih ve 4879 yevmiye nolu resmi senet ile 40.000 YTL bedelle davacı ..."a satıldığı, taşınmazın tapu maliki ... tarafından vekil atandığından bahisle Adana 10. Noterliği nezdinde sahte nüfus cüzdanına istinaden düzenlenen 11.02.2004 tarih ve 2577 yevmiye nolu özel vekaletname ile gerçekleştirildiği, sahte vekaletneme ile gerçekleştirilen satış nedeniyle Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/494 E- 2007/238 K. sayılı kararı ile davada sanık olarak yer alan ..., ..., ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı cezalandırılmalarına, tapu görevlileri sanıklar ..., ... ve ... yönünden görevi ihmal suçundan, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında dolandırıcılık suçundan beraatlerine, hakkında yakalama kararı olan ve yargılama sırasında suçunu ikrar ettiği anlaşılan Alaattin Özbiçer hakkındaki davanın tefrikine karar verildiği, hükmün temyizi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 19.9.2013 tarih ve 2012/22164 E- 2013/13312 K. sayılı kararıyla sanıklar ..., ..., ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı cezalandırılmalarına
ilişkin hükmün onandığı, beraatine karar verilen diğer sanıklar yönünden ise 765 sayılı TCK"nın 102/4 ve 104/2 maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı süresinin geçmiş bulunmasından dolayı hükmün bozularak sanıklar hakkındaki kamu davasının düşürülmesine karar verildiği görülmüştür.
Gerçek tapu maliki ...mirasçılara tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucu ise Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/1085 E- 2008/251 K. sayılı kararı ile “satışa ilişkin vekaletnamelerin düzenleme tarihleri, ilk satış tarihi, Alaittin tarafından ..."a, ... tarafından ..."a yapılan satış tarihleri nazara alındığında satışların kısa süre içerisinde yapıldığının görüldüğü, bu durumun kuşkulu hareketler sayılacağı, değerli bir taşınmazın sıkça el değiştirmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, taşınmazın davacı ...’ın ortağı olan ..."a ait işyerinin karşısında olduğu, davalı ..."ın taşınmazın evveliyatı konusunda gerekli özeni göstermediği, davalı ...’ın da taşınmazın gerçek maliki bulunmadığı taşınmazı teminat olarak elinde tuttuğunu beyan etmesi karşısında davanın kabulü ile davacı adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın ... mirasçıları adına tesciline” karar verildiği, hükmün temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2009/ 2499 E- 2009/ 6020 K. sayılı 26.5.2009 günlü kararıyla , “davalı ..."in ilk el konumunda olduğu, iyiniyetli müktesep sayılmayacağı, ondan sonraki ellerin ise TMK’nın 1023 maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları mahkemece belirlenmek ve ve bu olgu benimsenmiş suretiyle TMK"nın 1024 maddesi delaletiyle 1025. madde hükmü uyarınca davanın kabul edilmiş olması doğru görüldüğü” gerekçeleriyle onanmasına karar verildiği ve davalılar vekillerinin karar düzeltme istemlerinin de reddi ile 18.11.2009"da kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/1085 E- 2008/251 K. sayılı kararı ve Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 26.5.2009 gün ve 2009/2499 E.- 2009/6020 K. sayılı onama kararı ile, davacının kayden satın aldığı, taşınmazı iyi niyetle satın almadığının ve TMK’nın 1024/1. maddesi uyarınca yolsuz tescili bilen veya bilmesi gereken kişinin kazanımının korunamayacağı, davacının hakların kazanılmasına ilişkin olan TMK"nın 3. maddesi uyarınca iyiniyetli bulunmadığı, hakların kullanılmasına ilişkin olan TMK"nın 2. maddesi uyarınca da dürüst davranmadığı, davacının hakkın kötüye kullanımının sözkonusu olduğu, böyleliklede TMK’nın 1023. ve devamı maddelerindeki korumalardan yararlanamayacağının belirlenmesine ve tapu müdürlüğünün hukuka aykırı eylem ve işlemleri ile doğan zarar arasında nedensellik bağının, tapudaki işlemin sahtecilik yoluyla elde edildiği ve tescilin yolsuz olarak gerçekleşmesinden dolayı 3. kişilerin ağır kusuru ve yanı sıra davacının ve onun da taşınmazı satın aldığı kişinin yapılan satış işlemlerinde iyiniyetli olmadıklarının, ağır kusurları bulunduğunun ortaya çıkması nedeniyle kesilmesinden dolayı tazminat davasının reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentde açıklanan nedenlerle; ihbar olunan ...’in temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine,
(2) nolu bentde açılanan nedenlerle; fer"i müdahil ... ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/02/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.